Yetişkin sorunu olduğu zannedilen hipertansiyon günümüzde artan oranlarda çocuklarda da tespit ediliyor. Primer hipertansiyonun yetişkinlerde olduğu gibi çocukluk çağında da hiçbir belirti göstermeden gelişebildiğini işaret eden Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, özellikle aşırı kilolu ve obez çocukların hipertansiyon yönünden yüksek riskli olduğunu vurguladı. Buna karşın, semptomatik hipertansiyonlu çocuklarda başağrısı, görme bozukluğu, okul başarısında düşüklük gibi genel belirtilerin görülmesinin yanısıra ikincil hipertansiyonun büyüme geriliğine de yol açabileceği uyarısında bulundu.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, çocuklarda yaklaşık yüzde 3-5 oranında hipertansiyon bulunduğunu gösteriyor. Yetişkinler açısından son derece önemli olan bu sorun çocukluk çağında erişkinlerden farklı seyrediyor. Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ruhan Düşünsel’in verdiği bilgiye göre, erişkinlerde hipertansiyon vakalarının yaklaşık yüzde 90’ında herhangi bir neden bulunmuyor. Ancak şişmanlık, sigara, kötü beslenme ( tuzlu, yağlı, yüksek kalorili ), ailesel yatkınlık gibi risk faktörlerinden söz ediliyor. Bu grup hipertansiyona birincil (primer) hipertansiyon deniyor. Hipertansiyon vakalarının kalan yüzde 10’u da eşlik eden bir hastalığa bağlı gelişen ikincil (sekonder) hipertansiyon olarak adlandırılıyor. Buna karşın çocukların yüzde 15’inde birincil , geri kalan yüzde 85’inde de ikincil hipertansiyon görülüyor.
Çocuklarda hipertansiyonun aileler tarafından fark edilmediğine işaret eden Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, bu nedenle ”sürekli baş ağrısı, baş dönmesi, bayılma, burun kanaması, uykuda horlama ve görmede bulanıklık ‘’ gibi belirtiler olması durumunda hekime başvurulması gerekiyor, diye konuştu.
Kötü beslenme ve hareketsiz yaşam tarzından strese kadar birçok diğer faktörde hipertansiyon için risk oluşturabildiğine dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, “Sınav stresi günlük hayatta başka stresler, korku, heyecan, sevinç gibi duygusal durumda de kan sıralarında yükselmeye neden oluyor. Lise ve üniversite sınavlarına örnek çocuklarda masa başında uzun süre ve abur cubur atıştırmalıklara bağlı hipertansiyona karşı riskli diye konuştu.
Son yıllarda obezitenin artışıyla primer hipertansiyon görülme sıklığında da artış yaşandığına işaret eden Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, çocuklar için tanımlanan hipertansiyon değerleri için şu bilgileri verdi:
“Çocukluk çağında erişkinlerde olduğu gibi hipertansiyon sınırı olarak tek bir değer söylemek mümkün değildir. Ancak, 0-18 yaş aralığındaki çocuk ve ergenlerin boy ve kilo takiplerinde kullanılan standart eğri ve tablolar gibi hipertansiyon tanımında da yaş, cins ve boya göre hazırlanmış persentil tabloları kullanılmaktadır. Buna gör; 90 persentilin altındaki değerler normal, 90-95 persentil arası yüksek kan basıncı ya da prehipertansiyon, 95 üstü ise hipertansiyon olarak adlandırılmaktadır.”
Obezite görülme oranının son 30-40 yılda tüm dünyada ikiye katlandığını söyleyen Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, dünya verilerine bakıldığında obezite oranının 1975’de kız çocuklarında yüzde 0,7, erkeklerde yüzde 0,9 olduğunu, ancak 2016’ya gelindiğinde bu oranların kızlarda yüzde 5,6 erkeklerde yüzde 7,8’e yükseldiğini ekledi. “Bu rakamlar düşük görünebilir, ancak, bu rakamların önemli oranda obezite dediğimiz kısmı oluşturduğu gözden kaçırılmamalıdır. Dolayısıyla bunlara aşırı kilolu olma durumu da katıldığında bu oranlar yüzde 20–30’lara dek yükseliyor” diye konuşan Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, son dönemde ülkemizde yapılan araştırmalarda da okul çağı çocuklarında obez ve aşırı kilolu olmanın benzer oranlarda görüldüğünün tespit edildiğini vurguladı.
Çocukluk çağında başlayan obezite ve hipertansiyon ilerleyen yaşlarda daha büyük sorunlara yol açabiliyor. Başta kardiyovasküler hastalıklar, insülin direnci, tip2 diyabet, yağlı karaciğer hastalığı, psikolojik ve ortopedik sorunlar, uyku bozukluğu gibi birçok hastalıkların gelişmesine sebep oluyor. Günümüzde yaşam kayıplarının birinci sıradaki nedeninin kalp krizi, beyin kanaması ve inme olduğunu hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, bunun altında yatan birincil nedenin hipertansiyon olduğunu söyledi. “Bu nedenle, biz hekimler öncelikle kilo vermeyi öneriyor ve önemsiyoruz. Buna non farmakolojik tedavi ya da yaşam tarzının düzenlenmesi adını veriyoruz. Kilo vermek kolay değil, ancak, düzenli yapılan egzersiz ve diyetle başarı sağlanıyor. Bu aşamada ailelerin de çocuklarına örnek olması, çocuklara sağlıklı yaşam için düzenli aktivite ve beslenme alışkanlıklarının erken yaşta kazandırılması gerekiyor.” diye konuştu.
Aileler çocuklarında hipertansiyon şüphesiyle hekime başvurduğunda öncelikle çocuğun boyu, kilosu ölçülüp vücut kitle indeksi hesaplanıyor. Abdominal obezite için karın çevresi, boy oranının tespit edilmesi gerekiyor. Vücut kitle indeksi yüzde 85’in altında olan çocuklar normal kabul ediliyor. Yüzde 85 ila 95 arası aşırı kilolu, yüzde 95’in üstü obez sayılıyor. Obezitenin hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklara yol açabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, bu nedenle fazla kiloların ivedilikle verilmesi gerektiğini de ekledi.
Alo Yeditepe