Jinekolojik kanserler arasında en sık görülen ikinci kanser olan yumurtalık (over) kanseri, çocukluk dâhil her yaşta görülebilmektedir. ABD’de tüm kansere bağlı yaşam kayıpları arasında 4. ya da 5. sırada yer almaktadır. Dünya da her yıl yaklaşık 140 bin kadın yumurtalık kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Yumurtalıkların karın içerisindeki yerleşiminden dolayı maalesef birçok over kanserinin tanısı ilerlemiş dönemde konabilmektedir.
Yumurtalık kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte bazı risk faktörlerinin hastalığın ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir. 55 yaş üzerinde olmak, infertilite, birinci derece yakınlarında yumurtalık kanseri öyküsü olması, obezite, BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonlarının bulunması ve ailede yumurtalık kanserinin yanında meme, endometriyum veya kolon kanseri öyküsünün olması da yumurtalık kanseri riskinin artmasına neden olabilmektedir.
Yumurtalık kanserinden korunmak için yapılabilecek kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bununla birlikte yaşam tarzında yapılacak bazı değişikliklerle riskin azaltılabileceği de gösterilmiştir. Bunlar arasında; sebze, meyve, tahıl ağırlıklı beslenmek ve doymuş yağ içeriği yüksek olan yiyeceklerin (şeker, çikolata, kek, pasta, börek vb.) tüketiminden uzak durmak, kilo kontrolünü sağlamak, hamile kalmak ve emzirmek, doğum kontrol hapları kullanmak ve yüksek risk grubunda olanların düzenli kontrollerini ihmal etmemek gelir.
Yumurtalık kanserinin belirtileri farklı hastalıkların belirtileriyle benzerlik gösterdiği için vücutta yaşanabilecek değişimler konusunda dikkatli olmak gerekmektedir. Bunun yanında kanserin karın boşluğu içinde büyümesi ve hastayı uzun süre rahatsız etmemesi nedeniyle belirtiler fark edilmemektedir. Ancak kasıklarda ve karında ağrı, karında şişlik ve halsizlik gibi belirtiler hissedildiğinde mutlaka hekime başvurmak gerekir.
Yumurtalık kanseri vakalarında belirtilerin çok geç fark edilmesi nedeniyle tanı genellikle hastalığın ileri evrelerinde konabilmektedir. Bununla birlikte yumurtalık kanserinin taramasına yönelik bir tarama testi bulunmadığından düzenli jinekolojik muayene erken tanı için çok büyük önem taşımaktadır. Hastalığın kesin tanısı ise, cerrahi girişimle doku örneği alınarak yapılan histopatolojik inceleme ile konabilmektedir.
Yumurtalık kanserinin tedavisinde cerrahi önemli bir yer tutmaktadır. Ancak bununla birlikte, jinekolojik onkoloji, tıbbi onkoloji ve birçok uzmanlık alanının multidisipliner şekilde çalışmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla hem teknoloji, hem de deneyim açısından gerekli altyapıya sahip merkezlerle tedavinin gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır.
Yumurtalık kanserinin tedavisinde cerrahi hem tanı, hem de tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Cerrahide öncelikle tümörün çıkarılması amaçlanmaktadır. Tümörün gerçekten yumurtalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, karın içine yaygınlığının saptanması, tümörün tipinin belirlenmesi ve elbette geride hiç tümör kalmamasını sağlamak cerrahinin hedefleri arasında yer almaktadır. Cerrahi sonrasında da hastanın durumu ve ihtiyacına göre kemoterapi planlaması yapılmaktadır.
”
Alo Yeditepe