İnme; beyin dokusunun (hücrelerinin) ihtiyacı olan enerji ve oksijen kaynağına ulaşmaması sonucunda ortaya çıkan klinik durumdur. Ya da beyin dokusuna ihtiyacı olan enerji ve oksijeni kan damarları sağlamaktadır. Bu kaynağın kesintiye uğraması inme dediğimiz klinik duruma sebep olur.
Beyin damarlarına pıhtı yerleşmesi sonucu bu damarlardaki tıkanıklık ya da damardaki bir çatlamanın kanamaya sebep olması başlıca inme sebepleri arasındadır.
Diyabet (şeker hastalığı), yüksek tansiyon hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı, ileri yaş, inme için risk faktörleridir.
Ani gelişen konuşma bozukluğu, görme bozukluğu, kol ve bacakta güçsüzlük, duyu bozuklukları, denge bozukluğu, ağız köşesinde tek taraflı sarkma gibi bulgular inme belirtisi olabilir.
Kısa sürede olup düzelen inme geçirmek mümkün bu duruma geçici iskemik atak diyoruz. Bunun dışında bulgu vermeyecek kadar küçük damarların tıkanması sonucu oluşan ve ancak beyin görüntülemesi yaptığımızda saptadığımız durumlar da var. Bu sessiz inmelerin sürekli tekrarlayarak olması uzun vadede yeti kaybına sebep olabilir.
İnmede en önemli şey zaman. İnme geçirdiğini düşündüğümüz bir yakınımız varsa onu acilen hastaneye ulaştırmamış gerekiyor ki zamanında müdahale edilebilsin. Az önce saydığım bulguları olan hastalara ivedilikle beyin görüntülemesi yaparak inme tanısını koyuyor ve ne tip bir inme olduğunu tayin ediyoruz. Tedavi de buna göre değişiyor. Beyin bt (bilgisayarlı tomografi) ya da beyin mr (manyetik resonans) yanı sıra beyin damarlarını gösteren bt angiografi gibi tetkikler de yapılabiliyor.
Beyin damarı pıhtı ile tıkanmış bir inme hastası olay başladıktan sonraki ilk 4.5 saat içinde hastaneye ulaşırsa, klinik durumu da uygunsa pıhtı çözücü tedaviler verilebiliyor. Bunun yanı sıra yine uygun hastalara Trombektomi denilen girişimsel anjiyografi yoluyla damar içindeki pıhtıya ulaşılıp çıkartılması da söz konusu. Bu işlemlerden sonra da yeni bir inme geçirilmesini önlemek için kan sulandırıcı tedavilere başlanıyor.
Beyin kanaması nedeni ile inme geçiren hastalara yaklaşım daha farklı, bu durumun beyin dokusunda yapacağı hasarı en aza indirmek için gerekli tedaviler uygulanıyor eğer gerekiyorsa cerrahi tedavi de yapılabilir.
Yaşanan durumun ciddiyetine göre bazı hastalar felç geçirdikten sonra uzun vadeli ve ciddi sorunlar yaşamadan iyileşir. Ancak bazıları önemli beyin fonksiyonlarını kaybedebilirler; örneğin konuşamayabilir, yemek yiyemeyebilir veya vücutlarının bir tarafını hareket ettiremeyebilirler. Bu durumda alanında uzman kişilerden örneğin, iş uğraşı meslek terapisti, fizyoterapist, konuşma terapisti yardım almak gerekecektir.
İnme geçirdikten sonra, beslenme sorunları, akciğer ya da idrar yolu enfeksiyonları, yatak yaraları gibi başka tıbbi sorunların ortaya çıkma riski de artar. Bu açıdan sürekli tıbbi bakım ve kontrol gerekebilir. İnme geçiren hastanın tekrar aynı durumu yaşamaması, kalan sağlıklı beyin dokusunu korumak için almamız gereken önlemler mevcut. Diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği gibi hastalıkların sıkı kontrolü inmeden korunmada önem arz ediyor.
Az önce bahsettiğim hastalıkların tedavisinin yanı sıra yaşam tarzında bazı değişiklikler yapmak da mümkün. Sigarayı bırakmak, düzenli egzersiz yapmak, fazla kiloluysanız kilo vermek, tuz ve alkol tüketimini kısıtlamak, meyve, sebze ve az yağlı süt ürünlerinden zengin ve et, tatlı ve rafine edilmiş tahıllardan fakir bir diyet tüketmek bunlardan bazıları
Geçici iskemik atak inmeye benzer bir durumdur fakat beyinde kalıcı hasara neden olmaz. Beyindeki bir atar damar tıkanıp sonra kendiliğinden açıldığında ortaya çıkar. Kalıcı bulgulara neden olmasa da ciddi bir durumdur, çünkü inme (felç) geçirme riskinin yüksekliğini gösterir. Bu nedenle geçici iskemik atak geçiren kişiler mutlaka doktora baş vurmalıdır. Geçici dahi olsa inme belirtileri göz ardı edilmemelidir.
Basın Yansımaları: sozcu
”
Alo Yeditepe