Uyku bozukluğu hastalığı olarak nitelendirilen uyurgezerlik en sık çocukluk çağında görülüyor. Özellikle 12 yaş ve öncesinde her 5-6 çocuktan birinde rastlanan uyurgezerliği tetikleyen unsurların başında ise okul ve sınav stresi geliyor. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı aileleri uyararak, "Anne babalar çocuklarını iyi okullara gönderebilmek için sabahın karanlığında servise bindiriyor, çocuk saatlerce yol gitmek zorunda kalıyor. Bu da aşırı yorgunluk ve uyku yoksunluğuna yol açıyor. Uyku yoksunluğu ise derin uyku yoğunluğunu artırarak uyurgezerliği tetikleyebiliyor. Özellikle lise öncesi çağda çocuk açısından başarı değil sağlık ön planda tutulmalı" dedi.
"Her 5-6 Çocuktan Birinde Görülüyor"
Çocukluk çağında oldukça sık rastlanan uyurgezerlik hakkında önemli bilgiler veren "Uyurgezerlik derin uykunun bir hastalığıdır. Kişinin bilincinde olmadan uyanması ve ambulasyon dediğimiz, kapı pencere açabilecek kadar hareketliliğe geçtiği, uyandırmanın zor olduğu, kişinin kendini başka bir yerde uyanmış şekilde ya da tekrar yatağına dönerek bulduğu bir durumdur. Çocuk yürümeye başladıktan sonra görülme sıklığı artmaya başlar. 12 yaşına kadar bu risk yüksektir. Her 5-6 çocuktan birinde görülür. Ergenlikle beraber azalır, erişkinlikte yüzde 1 civarına düşer. Çocuklukta sık görülmesinin nedeni ise uykunun organizasyonuyla ilgilidir. Zira çocuklar erişkinlerdeki uyku organizasyonuna sahip değildir. Bu süreç bebeğin kırkı çıktıktan sonra başlar, ergenliğe kadar tamamlanır. İşte bu nedenle 12 yaş sonrası uyurgezerliğin görülme sıklığı da düşer" şeklinde konuştu.
"Çocuklukta Genetik Yatkınlık Önemli Faktör"
Çocukluk çağı uyurgezerlikte genetik alt yapının önemli olduğunu vurgulayan Nöroloji Uzmanı erişkinlikteki uyurgezerliğin altında başka patolojiler yatabileceğine işaret ediyor ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklukta genelde ailede bir ya da iki jenerasyon öncesinde uyurgezerlik hikayesi vardır. Genetik yatkınlık daha ön plandadır. Yetişkinlikte ise stresle ilişkili faktörler daha yoğundur. Ayrıca uykuda huzursuz bacak sendromu, uyku apnesi, parasomniler, uykuyla ilişkili panik bozukluk gibi sorunlar, uyurgezerliğin zeminindedir."
"Gerekli Önlemler Alınırsa Tehlikeli Değil"
Çocukluk çağındaki okul ve sınav stresi ile yorgunluğunun uyurgezerliğe davetiye çıkardığını belirten uzmanımız bu yaştaki çocukların sınav stresiyle baş edebilmesine yönelik davranışsal terapiler veya kaygı düzeyi yüksek bazı çocuklarda rahatlatıcı egzersizler ile bunun önüne geçilebileceğini belirtti. "Uzun vadede gerekli önlemler alınırsa iyi huylu bir hastalık uyurgezerlik. Korkulacak bir şey değil. Altta yatan başka bir neden olup olmadığı mutlaka araştırılmalı. Bir de kendisine zarar verme potansiyeli olan durumlara karşı gerekli önlemler alınmalı. Örneğin pencerelere özel kilit takılabilir, yatmadan önce evin kapısı kilitlenip anahtarı anne baba yanına alabilir, kendisini yaralayabileceği kesici, elektrikli aletler vs mutlaka ortadan kaldırılmalı" diye konuştu.
Hayati Tehlike Yaratıyorsa İlaç Tedavisi
Uyurgezerliğin önüne geçebilmek için alınabilecek başlıca önlemleri de anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanımız "Bir gece önceki uyku yoksunluğu, aşırı karbonhidratlı bir akşam yemeği gibi, derin uyku yoğunluğunu artırabilecek şeylerden kaçınılmalı. Derin uykunun da belli bir yoğunlukta olması gerekli. Aşırı derin uyku sorun yaratabilir. Çocukta akşamları aşırı uyku yoksunluğu yaşanıyorsa, gündüz 1-1.5 saat uyutulabilir. Çocuk uyumaya başladıktan belli bir süre sonra oluyorsa, ‘programlanmış uyandırma’ denilen bir davranış terapisiyle tedavi sağlanabilir. Başka bir uyku hastalığının olup olmadığını anlamak için hastanın bir uyku laboratuvarına yatırılması gerekebilir. Sıklıkla hayatı tehdit eden durumlar oluyorsa da çeşitli ilaçlar (bazı antidepresanlar, uyku ilaçları, melatonin destekleri gibi), tedaviye eşlik edebilir. Ama bunlar mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır" dedi.
Basın Yansımaları: cumhuriyet.com | halktv.com | sabah.com | odatv.com | posta.com | sozcu.com
”
İlgili Yazılar
- Nörolojik Hastalıklarda Botoks Kullanımı
- İnme (Felç) Nedir?
- Epilepsi Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri
- MS (Multipl Skleroz) Hastalığı, Belirtileri ve Tedavisi
- Beyin Sağlığını Nasıl Korumalı?
- Myastenia Gravis Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
- Nedeni Bilinmeyen Dirençli Yorgunluk MS’e İşaret Edebilir!
- Bel Fıtığı (Lomber Disk Hernisi)
- Epilepsi Nedir?
- Nörolojik Tutulum
- Alzheimer Hastalarında Bakım
- Afazi Nedir?
- Migren ve Migren Tedavisi
- Pudendal Sinir Sıkışması
- Her An Kapınızı Çalabilir Epilepsi
- Koronavirüs ve Nörolojik Problemler
- MS Hastalığı
- Hava Değişimi Migren Ataklarını Tetikliyor
- MS' in Gelip Geçici Şikayetlerine Dikkat!
- Sağlıklı Mikrobiyata Alzheimer Riskini Düşürüyor
- Baş Ağrısına Ne İyi Gelir?
- Tembellik Alzheimer’i Tetikliyor mu?
- ALS’nin İlk Belirtileri Sinir Sıkışması Sanılıyor
- Dirençli Epilepsi Hastaları Doğru Teşhise Ulaşana Kadar Zaman Kaybedebiliyor
- Uykusuzluk Arttıkça Bağışıklık Sistemine Zararlı Etkileri de Artıyor
- Daha İyi Bir Uyku İçin 8 Öneri
- Mavi Işık Çocuklarda Bellek Zayıflığına Neden Olabiliyor
- Baş Dönmesi Sorunu Tedavisinde Güncel Yaklaşım: Denge Algısı Rehabilitasyonu
- Alzheimer Hastalığında 10 Önemli Mit
- Türk Nörolog Yeni Bir Tanı Yöntemi Keşfetti
- Her 10 Kiloluk Artışta, Uyku Apnesi Riski İki Kat Artıyor!
- Migren Hastalarına Uzmanından Öneriler
- D Vitamini Eksikliği MS’in Seyrini Bozuyor
- Akraba Evliliği, Epilepsi Riskini 40 Kat Artırıyor