Dünya’da yaklaşık 30 milyon kişi Alzheimer Hastalığı tanısı almış durumda. Bu sayının 2050’li yıllarda 160 milyon kişiye ulaşacağı öngörülüyor. Hareketsiz yaşam ve fastfood tarzı beslenmenin bu artışın en büyük nedeni olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı kilo artışı ve hareketsizlikle birlikte beyin kan akımının azaldığına, bunun da Alzheimer hastalığı açısından risk oluşturduğuna ve hasta sayısının artmasının toplumun ekonomik yükünün de artmasına neden olacağına dikkat çekti.
Hareketsiz yaşam ve fastfood tarzı beslenme Alzheimer Hastalığının en büyük nedenlerinden biri. Dünya’da yaklaşık 30 milyon kişi Alzheimer tanısı almış durumda, bu sayının 2050’li yıllarda yaklaşık 160 milyon kişiye ulaşacağı ön görülüyor. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Nöroloji uzmanları “Hareketli bir yaşam yoksa veya düzenli egzersiz yapılmıyorsa beyin kan akışı azalıyor ve bu da Alzheimer hastalığının oluşması açısından risk oluşturuyor” dedi.
Alzheimer hastalığının son yıllardaki en önemli risk faktörlerinden birinin beyin kan akımının azalması olduğunu belirten uzmanımız şunları söyledi:
“Beyin kan akımının azalması kilo ile bağlantılıdır. Yani bir insanın vücut kitle endeksi ne kadar yüksekse beyindeki kan akışı o kadar yavaşlar. Hareketli bir yaşam yoksa veya düzenli egzersiz yapılmıyorsa beyin kan akışı azalıyor ve bu da Alzheimer hastalığının oluşması açısından risk faktörü oluşturuyor. Bir diğer neden ise beslenme. İşlenmiş karbonhidrat ve hayvansal yağ ağırlıklı ve protein, vitamin dengesine özen gösterilmeyen düzensiz beslenme de Alzheimer hastalığı açısında önde gelen risk faktörü arasında. Bu yüzden iyi beslenmeye ve fiziksel aktiviteye emek harcamak istemeyen, hareketsiz ve kilolu kişilerde Alzheimer hastalığı görülme ihtimali yüksek.”
Alzheimer hastalığı için kullanılan ilaçların tamamının sadece süreci yavaşlattığını aktaran uzmanımız “Akdeniz tipi beslenen ve hareketli kişilerde Alzheimer hastalığı riski oldukça azalıyor. Şu an elimizde Alzheimer’ı durduracak veya iyileştirecek herhangi bir ilacın olmaması hastalıktan korunmanın önemini daha da net ortaya koyuyor. Elimizdeki ilaçların tamamı hastalık başladığında süreci yavaşlatmaya yönelik. Bu nedenle çocukluktan itibaren sağlıklı beslenmek ve egzersizi hayatımızın bir parçası haline getirmek son derece önem taşıyor. Hatta çalışmalar göstermiş ki, Alzheimer hastalığı tanısı aldıktan sonra bile düzenli egzersiz ve iyi beslenme Alzheimer hastalığının gidişatını yavaşlatabiliyor ve ilaçların yapamadığı düzelmeyi sağlayabiliyor. Bu kriterler genetik risk olsun ya da olmasın herkesi kapsıyor. Alzheimer hastalığına iyi gelecek bitki, tohum veya kök aramaktansa iyi beslenme ve hareket etme çok daha kesin sonuçlar vermekte” diye konuştu.
Beslenme ve fiziksel aktivitenin yanı sıra Alzheimer hastalığının en önemli risk faktörünün yaş olduğunun altını çizen uzmanımız bu konuyla ilgili de bazı yanlış algıların olduğunu belirterek şunları anlattı:
“Net bir şekilde Alzheimer yaşlanma ile alakalı bir hastalıktır. Gençlerde bu hastalığın ortaya çıkması için yeterli yaşlanma olmadığından Alzheimer hastalığı da söz konusu değildir. 25- 30 yaş aralığında bana korku ile başvuran hastalarımız var. Ancak bu yaşlarda Alzheimer tanısı almanın zaten mümkün olmadığının bilinmesi gerekir. Özellikle ailesinde Alzheimer hastalığı olan genç bireyler ‘ben de Alzheimer olacak mıyım’ diye nörologlara başvuruyor. Bunu söylemenin olanağı yok. Ancak, ailede birden çok Alzheimer tanısı almış kişinin olması ya da ailede 50 yaşından önce tanı almış hastaların olması durumunda genetik risk artıyor diyebiliriz ama kesinlikten söz edemeyiz.”
“Hafıza, yaşla birlikte azalması gereken bir şey değildir. Beyinsel işlevlerinizi etkileyebilecek sağlıklı alışkanlıklar edinmeye başlamak için asla çok genç değilsiniz veya çok geç değil. Beyninizi zekice yapılandırın” diyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanımız “Beyin açısından sağlıklı bir yaşam tarzı" önemli sayıda insanda demans gelişimini geciktirebiliyor veya önleyebiliyor. Bu nedenle Alzheimer hastalığında hiçbir zaman geç değil, bu yüzden biz herkese “şimdi başla” diyoruz” dedi.
”
Alo Yeditepe