Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Nöroloji uzmanları birçok kişinin merak ettiği, koronavirüsün nörolojik yansımaları konusunda merak edilenleri anlattı...
Koronavirüste nörolojik tutulum sinir sistemiyle ilişkili herhangi bir bulgu olabilmektedir. Beyinle ilişkili olarak baş ağrısı, baş dönmesi, bilinç bozukluğu, nöbet geçirmek gibi bulgular olabildiği gibi, beyin dışı sinir sistemi ile ilgili olarak ta kollardaki, bacaklardaki sinirler ile ilişkili problemler yaşanabilmektedir. Kasların tutulumuyla ilişkili olarak, yaygın kramplar, güçsüzlük, kas ağrıları, uyuşmalar, denge bozuklukları gibi sorunlar da görülebilmektedir. Ancak yaşanan sorunların kaynağının net olarak ortaya konabilmesi için değerlendirilmesi gerekir. Bazı hastalarda ise sadece nörolojik problemlerle hastaneye başvurup, birkaç gün sonra covid semptomları göstermeye başladıkları saptanabilmektedir.
Koku alma duyusu hem nörolojik, hem de kulak burun boğaz ile ilişkili olabilmektedir. Koku alma duyusunda gelişen sorun tamamen burundaki ilk koku molekülleriyle birleşilen yerde yaşanan reseptör düzeyinde bir problemdir. Grip, nezle gibi bir sağlık sorununda bu reseptörler etkilendiği için koku alma duyusu bozulur. Bir de bu durumun beyindeki koku merkezinin etkilenmesi nedeniyle gelişme ihtimali var. Bu durumda nörolojiyi bölümünü ilgilendirir hale geliyor. Ama artık koku alma duyusu, covidin ilk semptomu olarak net bir şekilde tanımlanmış bir durumda.
Solunum yolu virüslerinin, zatürre, grip, nezle virüslerinin beyni tutabildiği, sinir hücrelerine girebildiği çok eskiden beri bilinen bir gerçek. Göz sinirlerimiz, burun sinirlerimiz aslında beynin bir uzantısı. Yani beyinden farklı bir doku değildir. Bu virüsler bu bölgelerden direkt giriş yapabiliyor. Bunun sağlanmasının en önemli faktörü de buradaki sinir hücrelerinin üzerinde bu virüslerin hücrelere girmek için kullandığı reseptörlerin aynısının bulunması.
Yani akciğer dokusunda, akciğerindeki ACE 2 denilen bazı proteinler bulunur. Virüs bunları reseptör olarak kullanıp hücreye bunlar aracılığıyla girer. Bu reseptörler sinir sisteminde de sergilenir. Bu nedenle bu yollarla çok rahat sinir hücrelerine bulaş söz konusu olabilir. Bağırsaklardan da geçiş olabilir. Çünkü bağırsakta da çok ciddi bir sinir ağı bulunur. Bazen kan yoluyla ulaşabilir.
Doğal olarak kan virüsle enfekteyse eğer, sinir sistemini beslerken de bulaşma söz konusu olabilir. Komşuluk yoluyla çok yakın dokular enfekte olmuşsa eğer bulaş olabiliyor. Bunun dışında virüsün başka organlarda neden olduğu problemler beyni veya sinir hücrelerini ikincil olarak etkileyebiliyor.
Şiddetli enfeksiyon geçiren kişilerde daha yüksek oranda nörolojik tutulum görülmektedir. Bazı yayınlar bunu % 37 olarak daha düşük oranlarda söylerken aslında % 84 gibi oldukça yüksek bir orana sahiptir. Yani 10 kişiden 8-9’unun nörolojik tutulumunun olduğunu gösterir. Bu konuda da birçok yayında vardır. Hastalığın şiddetiyle orantılı olarak nörolojik tutulum da artar.
”
Alo Yeditepe