Omurgamız birbirine diskler (kıkırdak) ile bağlanmış kemik yapılardan oluşmuştur. Omurgamızdaki kemikler arasındaki bu disklerin fonksiyonu yük taşımaktır. Yük taşıyan bu sağlam bağ dokusu aynı zamanda harekete de olanak verir. Yaşlılarda diskler su kaybederek kireçlenir ve hareket kısıtlanması ortaya çıkar. Diskler iki ana yapıdan oluşur, iç tabakada su içeriği yüksek olan ve yük taşımaktan sorumlu bir çekirdek vardır. Bu çekirdeğin etrafını ise çok kuvvetli bir zar tabakası sarar. Bu zar tabakasının aşırı zorlanarak yırtılması iç çekirdeğin dışarı kaymasına neden olabilir. Bu durumda bel fıtığı ortaya çıkar. Bel fıtığının tehlikeli yönü dışarı kayan bu çekirdeğin sinir yapılara hasar vermesinden kaynaklanır. İleri derecede baskı ya da sinir hasarı bacaklarda ya da ayakta felç, idrar veya büyük abdest kaçırmaya kadar gidebilir ve çok geç kalınan durumlarda telafisi mümkün değildir.
Bel fıtığında görülen şikayetler bel ağrısı, siyatik olarak adlandırılan bacaklarda ağrı, uyuşma ve ayakta güçsüzlüktür. Bel ve bacak ağrısının bel fıtığının dışında birçok nedeni olabilir. Bel ağrısı bazen ciddi enfeksiyon, kanser, tümörler ve omurga kırıkları gibi çok ciddi hastalıklarda da görülebildiği için doğru teşhis ve gecikme olmaması çok önemlidir.
Ani gelişen bel ağrılarında hastaların yaklaşık %80-90'1 cerrahi müdahale ya da diğer tedaviler olmadan iyileşebilmektedir. Bel ağrısında sadece %2-3 hastada cerrahi gerekir. Toplumdaki bel ağrı görülme sıklığı %80'leri bulduğu için bel ile ilgili yapılan cerrahi tedavilerin sıklığı gün geçtikçe artmaktadır. Cerrahi dışı yöntemlere rağmen ağrınız yaşam kalitenizi bozuyorsa bacakta kuvvet kayıpları ve hissizlik ortaya çıkmışsa cerrahi tedavi gerekebilir. İdrar ya da büyük abdest tutamama, ayakta felç ve adale erimesi gibi durumlar artık cerrahi tedaviden de fayda görme şansınızı kaybettiğiniz ve ömür boyu sakatlık oluşturan ve tedavisi mümkün olmayan durumlardır. Bu nedenle son ana kadar beklememek gerekir.
Cerrahi dışı tedaviler bel ağrısının yukarıda belirtildiği kadar ileri olmadığı durumlarda çok faydalı olabilir. Bu tedaviler sinir ve disk zedelenmesini azaltmak ve omurgayı korumak için fizik kondisyonu geliştirmek ve genel vücut işlevselliğini arttırmak için kullanılır. Cerrahi dışı yöntemler: kısa süreli istirahat, beldeki ödem ve ağrıyı azaltmak için anti-inflamatuar tedavi, ağrıyı kontrol altına almak için ağrı kesiciler, fizik tedavi, egzersizler veya bel bölgesinden yapılan (faset veya epidural steroid) enjeksiyonlardır. Bel ve bacak ağrılarınızı azaltmak için öncelikle hafif germe ve düzgün-dik duruş egzersizleri önerilmektedir. Ağrı azaldıktan sonra esneklik, kuvvet ve dayanıklılığı arttırıcı ve erkenden normal günlük yaşantıya dönmeye yardımcı egzersizler yapılabilir.
Cerrahinin amacı ağrınızı geçirmek ve kuvvet kayıplarını düzeltmektir. Her hastanın cerrahiden göreceği fayda farklı olabilir. Bu nedenle cerrahiden beklentinin doktorunuz ile ayrıntılı olarak görüşülmesi çok uygun olur. Cerrahide bugün uygulanan altın standart mikrocerrahi yöntemdir. Endoskopik cerrahiler ve omurgalara yerleştirilen metalik implantlarla yapılan kaynatma ya da destekleme ameliyatları da uygulanan diğer yöntemlerdir. Cerrahi yöntem hasta için en uygun olan neyse ona göre seçilir. Çünkü uygun olmayan durumda örneğin sadece fıtığın alınması fıtığın nüksetmesine ve dolayısıyla başka ameliyatlara neden olabilir. Bazı durumlarda ise sadece mikrocerrahi ile yapılan çok küçük bir cerrahi ömür boyu sorunu çözebilmektedir.
”
Alo Yeditepe