Karaciğer, vücudun sağ üst kadranında, diyaframın hemen altında ve mideyle safra kesesinin yanında yer alan, yaklaşık 1,5 kilogram ağırlığında büyük bir organdır. Sağ ve sol olmak üzere iki ana lobdan oluşur ve insan vücudundaki en karmaşık metabolik merkezlerden biridir.
Yaşam için hayati öneme sahip bu organ;
Karaciğer, bu kadar çok görevi aynı anda yerine getirebilen tek organdır ve en dikkat çekici özelliği yenilenebilme yeteneğidir. Sağlıklı bir bireyin karaciğerinin önemli bir kısmı alınsa bile kısa sürede yeniden büyüyerek eski hacmine ulaşabilir. Bu özelliği, karaciğer nakillerinde canlı vericilerden güvenle doku alınabilmesini mümkün kılar.
Ancak bazı durumlarda, karaciğerin hücreleri kalıcı şekilde hasar görür ve organ görevini yerine getiremez hale gelir. Karaciğer yetmezliği olarak adlandırılan bu tablo, yaşamı tehdit eden ciddi bir sağlık sorunudur. İleri evre karaciğer yetmezliğinde tek kalıcı tedavi seçeneği karaciğer nakli (transplantasyonu) olmaktadır.
Bu işlemde, canlı bir vericiden ya da kadavradan alınan sağlıklı karaciğer dokusu, hastaya nakledilerek karaciğerin tüm yaşamsal fonksiyonlarının yeniden kazanılması sağlanır. Başarılı bir nakil sonrası hasta, yeniden sağlıklı bir yaşama kavuşabilir. Ancak karaciğer nakli son derece hassas ve multidisipliner bir süreci gerektirir; bu nedenle yalnızca deneyimli transplantasyon ekipleri ve donanımlı merkezlerde yapılması hayati önem taşır.
Karaciğer nakli; görevini yerine getiremeyen hastalıklı karaciğerin, canlı bir vericiden ya da kadavradan alınan sağlıklı bir karaciğer dokusuyla değiştirilmesi işlemidir. Bu operasyon, karaciğer yetmezliği gelişen hastalar için tek kalıcı tedavi yöntemidir; nakil yapılmadığında yaşamın sürdürülmesi mümkün değildir.
Nakil süreci; cerrahi operasyonun yanı sıra, verici ve alıcı uyumunun değerlendirilmesi, ameliyat öncesi hazırlık ve sonrası takip aşamalarını da kapsayan çok disiplinli bir çalışmadır. Bu nedenle işlem yalnızca Karaciğer Nakli Merkezi veya Organ Nakli Merkezi gibi tam donanımlı ve deneyimli ekiplerin bulunduğu sağlık kuruluşlarında gerçekleştirilmelidir.
Karaciğer nakli, akut (ani gelişen) ve kronik (uzun süreli ilerleyen) karaciğer yetmezliği durumlarında, organın işlevini geri kazandırmak amacıyla uygulanır.
Akut karaciğer yetmezliği, kısa sürede gelişen ve hızla ilerleyebilen bir durumdur. En sık nedenleri arasında şunlar yer alır:
Bu tip yetmezlik, kısa sürede hastanın yaşamını tehdit eder ve acil karaciğer nakli gerektirebilir.
Kronik karaciğer yetmezliği ise aylar veya yıllar içinde gelişir. En yaygın nedenleri şunlardır:
Bu rahatsızlıklarda karaciğerin kendini yenileme kapasitesi tükenir ve organ görevini tamamen yitirir. Bu durumda, hastanın yaşamını sürdürebilmesi için tek tedavi seçeneği karaciğer naklidir.
Nakil, yalnızca kapsamlı medikal değerlendirmelerden geçen ve genel sağlık durumu ameliyata uygun olan hastalarda gerçekleştirilir. Her hasta, Karaciğer Nakli Merkezi bünyesindeki uzman ekip tarafından detaylı olarak değerlendirilir ve en uygun tedavi planı oluşturulur.
Akut karaciğer yetmezliği, daha önce bilinen bir karaciğer hastalığı olmayan bireyde, günler veya haftalar içinde gelişen ve karaciğerin işlevlerini aniden kaybettiği acil bir klinik tablodur. Karaciğer fonksiyonlarının kısa sürede durması sonucu, vücutta toksik maddeler birikir, pıhtılaşma mekanizması bozulur ve bilinç kaybına kadar ilerleyen ciddi komplikasyonlar gelişebilir.
Bu durum, hastanın yaşamını tehdit eden bir süreçtir ve acil karaciğer nakli yapılmadığı takdirde ölümle sonuçlanabilir.
Akut karaciğer yetmezliğinin en sık nedenleri şunlardır:
Akut karaciğer yetmezliği vakaları, Karaciğer Nakli Merkezi gibi donanımlı ve deneyimli birimlerde, saatler veya birkaç gün içinde nakil planlaması gerektirebilecek kadar hızlı ilerler.
Akut karaciğer yetmezliği belirtileri kısa sürede ortaya çıkar ve hızla ağırlaşabilir. Bu belirtiler, karaciğerin toksinleri temizleyememesi ve pıhtılaşma fonksiyonlarını kaybetmesiyle ilişkilidir.
En sık görülen belirtiler:
Bu belirtiler görüldüğünde zaman kaybetmeden bir Organ Nakli Merkezine başvurulması hayati önem taşır.
Kronik karaciğer yetmezliği, karaciğerin uzun süreli hasar sonucu işlevini geri dönüşsüz biçimde kaybettiği bir durumdur. Genellikle siroz zemininde gelişir ve yıllar içinde ilerleyerek karaciğer naklini zorunlu hale getirir.
Bu tür yetmezliklerde karaciğer hücreleri yavaş yavaş tahrip olur, karaciğer küçülür ve üzerinde düzensiz nodüller (sirotik yapı) oluşur. Son evreye ulaştığında, vücutta toksik maddeler birikir, kan pıhtılaşması bozulur ve çoklu organ fonksiyonları etkilenir.
Kronik karaciğer yetmezliğinin en sık nedenleri şunlardır:
Bu hastalıklarda karaciğerin kendini onarma kapasitesi kaybolur. Hastalık, karında su toplanması, varis kanamaları, sarılık ve koma gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu noktada karaciğer nakli, hastanın yaşamını kurtaran tek tedavi seçeneğidir.
Kronik karaciğer yetmezliği, yavaş seyirli olduğu için belirtiler genellikle ilerleyen dönemlerde fark edilir. Ancak hastalığın erken evrelerinde bile dikkat edilmesi gereken bazı bulgular vardır.
En sık görülen belirtiler:
İlerlemiş vakalarda, karaciğer koması (ensefalopati) ve kan kusma gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlar görülebilir. Bu aşamada karaciğer nakli, hastanın yaşam süresini uzatmanın ve yaşam kalitesini artırmanın tek yoludur.
Karaciğer nakli, siroz ile akut veya kronik karaciğer yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden durumlarda hayat kurtarıcı bir tedavidir. Ancak her hasta bu işlem için uygun aday değildir.
Nakil adayının ameliyatı kaldırabilecek fiziksel durumda olması, bağışıklık baskılayıcı ilaçları düzenli kullanabilmesi, kontrollerini aksatmaması ve karaciğere zarar verebilecek alışkanlıklardan uzak durması gerekir.
Bazı tıbbi ve davranışsal durumlar, nakil başarısını ciddi şekilde düşürdüğü için karaciğer nakli kontrendikasyonu (nakil yapılamama durumu) olarak kabul edilir.
Karaciğer nakli aşağıdaki durumlarda yapılmaz:
Bu tür durumların varlığı, hastanın genel sağlık durumu ve psikososyal uygunluğu Karaciğer Nakli Merkezi ekibi tarafından multidisipliner olarak değerlendirilir. Amaç, nakil yapılacak hastalarda en yüksek başarı oranını ve uzun vadeli sağlıklı yaşamı sağlamaktır.
Karaciğer nakli, sadece belirli sağlık ve uyum kriterlerini karşılayan gönüllü bireylerden alınan sağlıklı karaciğer dokularıyla yapılabilir.
Vericinin ameliyatı tolere edebilecek fizyolojik yapıya sahip olması, karaciğer fonksiyonlarının normal olması ve bağış kararını kendi özgür iradesiyle vermesi esastır.
Bu kriterleri karşılamayan bireyler, karaciğer vericisi (donörü) olamaz.
Karaciğer nakli için kimlerin donör olabileceği konusunda net kurallar vardır. Bu kurallar şu şekilde sıralanmıştır:
Verici olma uygunluğu, genellikle 2–3 gün süren ayrıntılı tıbbi değerlendirme ile Karaciğer Nakli Merkezi uzman ekibi tarafından belirlenir.
Bu süreçte laboratuvar, görüntüleme ve psikolojik testler uygulanarak hem vericinin hem de alıcının güvenliği en üst düzeyde sağlanır.
Karaciğer nakli, hastalığın evresine ve hastanın genel durumuna bağlı olarak risk taşıyabilir. Karaciğer nakli vücuttaki en büyük damarların kesilip yeniden birleştirildiği, oldukça kapsamlı bir ameliyattır. Bu nedenle kanama, pıhtılaşma bozukluğu veya nakledilen karaciğerin yeterli çalışmaması gibi komplikasyonlar gelişebilir.
Ayrıca, nakil sonrası kullanılan bağışıklık baskılayıcı ilaçlar enfeksiyon riskini artırabilir. Tüm bu faktörlere rağmen, deneyimli ekipler tarafından yapılan nakillerde başarı oranı yüksektir ve hastalar sağlıklı bir yaşama dönebilir.
Karaciğer naklinde, alıcı ile verici arasındaki kan grubu uyumu başarılı bir nakil için temel koşullardan biridir. Genellikle kan gruplarının tam olarak eşleşmesi tercih edilir; ancak bazı durumlarda 0 (sıfır) kan grubuna sahip kişiler, diğer gruplara da karaciğer verebilir.
Nakil öncesinde yapılan bu kan uyumu değerlendirmesi, organ reddi (rejeksiyon) riskini azaltır ve operasyonun güvenliğini artırır.
Karaciğer Nakli Kan Grubu Eşleşmesi Tablosu
| Kan Grubu | Hangi Kan Grubundan Alabilir | Hangi Kan Grubuna Verebilir |
| 0 | 0 | 0 - A - B - AB |
| A | 0 - A | A - AB |
| B | 0 - B | B - AB |
| A-B | 0 - A - B - AB | AB |
Vericinin Rh (+) veya Rh (-) olmasının karaciğer nakli açısından klinik bir önemi yoktur.
Karaciğer nakli, canlıdan veya kadavradan (beyin ölümü gerçekleşmiş donörden) alınan sağlıklı karaciğer dokusunun, hastanın hasarlı karaciğerinin yerine nakledilmesiyle gerçekleştirilir.
Kadaverik karaciğer nakli, organ bağışı yapan ve beyin ölümü tanısı konmuş kişilerden alınan karaciğerin kullanıldığı yöntemdir. Bağış sayısının sınırlı olması nedeniyle birçok hasta bekleme listesinde sıraya alınır. Eğer hastanın sırası gelmemişse, uygun kan grubuna sahip yakın akrabalardan yapılan canlıdan karaciğer nakli ile hayat kurtarıcı müdahale gerçekleştirilebilir.
Canlıdan yapılan nakillerde vericinin karaciğerinin bir bölümü alınır (genellikle sağ veya sol lob) ve alıcının vücut ölçülerine göre nakledilir. Vericinin karaciğeri, ameliyattan sonraki haftalarda kendini yeniden büyüterek normal boyutuna ulaşır.
Uygulama Süreci
Ameliyat günü, hem verici hem alıcı farklı ameliyathanelerde eş zamanlı olarak operasyona alınır. Vericiden alınan karaciğer parçası, hastanın çıkarılan karaciğerinin yerine yerleştirilir ve damar ile safra yolları dikkatle bağlanır. Canlıdan yapılan nakil ortalama 8–12 saat, kadavradan yapılan nakil ise 4–6 saat sürebilir.
Nakil sonrası hasta bir süre yoğun bakımda izlenir, ardından 7–10 gün arasında hastanede tedavi görür. Bu dönemde enfeksiyon, pıhtılaşma bozukluğu ve organ reddi riski açısından dikkatle takip edilir.
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri, hem canlıdan karaciğer nakli hem de kadaverik karaciğer nakli uygulamalarında yüksek başarı oranlarına sahiptir. Deneyimli cerrahi ekibi ve multidisipliner tıbbi altyapısıyla, dünya standartlarının üzerindeki sonuçlarıyla birçok hastaya yeniden sağlıklı bir yaşam kazandırmaktadır.
Karaciğer nakli, hastalar tarafından en sık merak edilen konulardan biridir. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri’nde gerçekleştirilen karaciğer nakli ameliyatları SGK kapsamında yapılmakta olup hastalardan fark ücreti alınmamaktadır.
Karaciğer nakli, karaciğerin görevini sürdüremediği durumlarda yaşam kurtarıcı bir tedavi seçeneğidir. Nakil ihtiyacı genellikle akut (ani gelişen) veya kronik (uzun sürede ilerleyen) karaciğer yetmezliği vakalarında ortaya çıkar.
Nakil gerektiren başlıca durumlar:
Bu hastalıklarda karaciğer kendini yenileyemez hale gelir ve fonksiyonlarını kaybeder. Bu durumda karaciğer nakli, hastanın yaşam süresini uzatmanın ve yaşam kalitesini artırmanın tek yoludur.
Kronik son dönem karaciğer hastalığı, karaciğer dokusunun kalıcı olarak hasar gördüğü ve artık görevini yerine getiremediği ileri evre bir karaciğer yetmezliği durumudur. Genellikle siroz, otoimmün hepatit, biliyer atrezi, primer sklerozan kolanjit veya metabolik karaciğer hastalıkları gibi nedenlerle ortaya çıkar.
Bu evrede, sağlıklı karaciğer hücrelerinin yerini skar (nedbe) dokusu alır ve organın yenilenme kapasitesi azalır. Hastalarda sarılık, karında su toplanması (asit), varis kanamaları, pıhtılaşma bozuklukları ve ensefalopati (bilinç bulanıklığı) gibi ciddi belirtiler görülebilir.
Bu durumda karaciğerin fonksiyonlarını geri kazanması mümkün olmadığından, karaciğer nakli tek tedavi seçeneği haline gelir.
Karaciğer nakli yapılamayan başlıca durumlar şunlardır:
Bu durumlarda hastanın genel durumu karaciğer naklini kaldıramayacağı için, öncelikle altta yatan hastalıkların kontrol altına alınması gerekir. Uygun koşullar sağlandığında nakil tekrar değerlendirilebilir.
Karaciğer nakli ameliyatının süresi, naklin canlı vericiden mi yoksa kadavradan mı yapıldığına göre değişir. Canlı vericili karaciğer nakli genellikle 8–16 saat, verici ameliyatı ise 4–6 saat arasında sürer. Ameliyat sırasında organ uyumsuzluğu veya beklenmeyen bir durum gelişirse, işlem ertelenebilir veya iptal edilebilir.
Karaciğer nakli öncesinde hem alıcı hem verici detaylı şekilde değerlendirilir. Kan grubu uyumu ilk koşuldur. Vericinin karaciğeri normal yapıda ve yeterli boyutta olmalıdır. Ayrıca psikiyatrik rahatsızlık, bulaşıcı hastalık ya da ameliyatı riske atacak herhangi bir durum bulunmamalıdır. En önemlisi, verici kararı tamamen kendi özgür iradesiyle vermelidir.
Tüm gerekli tetkikler tamamlandıktan sonra, sonuçlar multidisipliner bir ekip tarafından değerlendirilir. Bu ekipte cerrahlar, doktorlar, radyologlar, anestezistler, psikiyatristler, hemşire koordinatörleri ve ilgili konsültan hekimler yer alır. Karar hiçbir zaman bireysel olarak verilmez; her zaman ekip kararıyla ve vericinin sağlığı ön planda tutularak belirlenir.
Hayır, sirozlu karaciğer kendini yenileyemez. Siroz, karaciğer dokusunun kalıcı olarak hasar gördüğü ve sağlıklı hücrelerin yerini skar (nedbe) dokusunun aldığı bir hastalıktır. Bu evrede karaciğerin yenilenme kapasitesi tamamen kaybolur.
Karaciğer vericisi (donörü) olmak için şartlar nelerdir?
Evet, karaciğer vericisi olabilmek için 18 yaşından büyük ve 60 yaşından küçük olmak gerekir. Bu yaş aralığı, karaciğerin yenilenme kapasitesinin ve ameliyat sonrası iyileşme sürecinin en uygun olduğu dönemi kapsar.
Hayır, vericinin mutlaka akraba olması zorunlu değildir. Ancak ülkemizde öncelikli olarak 4. dereceye kadar akrabalar verici olabilir. Akrabalık bağı bulunmayan kişilerin verici olabilmesi için ise durum, Sağlık Bakanlığı Etik Kurulu tarafından değerlendirilip onaylanmalıdır.
Hayır, karaciğer naklinde doku uyumu gerekmez. Bu ameliyatlarda esas olan, kan grubu uyumu ve organ boyutunun alıcıya uygun olmasıdır. Doku uyumu karaciğer nakillerinde belirleyici bir faktör değildir.
MELD skoru (Model for End-Stage Liver Disease), karaciğer yetmezliğinin ciddiyetini gösteren bir puanlama sistemidir. Bu skor; bilirubin, INR (pıhtılaşma değeri) ve kreatinin gibi laboratuvar testlerinden elde edilen sonuçlarla hesaplanır. Skor yükseldikçe hastalığın ilerlediği ve nakil ihtiyacının arttığı anlaşılır.
Genellikle MELD skoru 10 ve üzerindekiler karaciğer nakli adayı kabul edilir.
15 ve üzerindeki hastalar ise ulusal kadavra bekleme listesine alınabilir.
Bu sistem, hastalığın ne kadar acil olduğunu belirlemeye ve organ dağıtımında adil bir sıralama yapılmasına yardımcı olur.
Evet, tansiyon (hipertansiyon) hastası biri, eğer tansiyonu ilaçla kontrol altında tutulabiliyor ve kalp, böbrek veya damar sisteminde kalıcı bir hasar oluşmamışsa karaciğer vericisi olabilir.
Ancak her durumda, vericinin durumu detaylı kardiyolojik ve dahiliye değerlendirmelerinden geçirilerek onaylanır.
Hayır, şeker hastaları (diyabet hastaları) karaciğer vericisi olamaz.
Çünkü diyabet, karaciğer, böbrek ve damar sağlığını olumsuz etkileyebilir ve ameliyat sonrası komplikasyon riskini artırır.
Hayır, Hepatit B veya C taşıyan kişiler karaciğer vericisi olamaz.
Bu enfeksiyonlar, karaciğerde kalıcı hasara ve bulaşma riskine yol açabileceği için vericilik açısından kesin bir engel oluşturur.
Canlı vericili karaciğer nakli, bekleme listesine girmeden hızlı bir şekilde nakil yapılabilmesini sağlar.
Ülkemizde kadavra donör sayısı az olduğu için bu yöntem, hastaların durumu ağırlaşmadan nakil şansı elde etmesine ve başarı oranının artmasına olanak tanır.
Hayır, canlı vericiler uzun vadede karaciğer hastalığı riski taşımaz.
Karaciğer, kendini yenileyebilen tek organdır ve alınan kısmı yaklaşık 3 ay içinde eski büyüklüğüne ulaşır. Sağlıklı bireylerde uzun dönemde herhangi bir fonksiyon kaybı veya hastalık riski beklenmez.
Vericinin karaciğerinin genellikle %25 ila %60’ı alınır.
Bu oran, alıcı ile vericinin yaşına, kilosuna ve karaciğerin anatomik yapısına göre değişebilir. Çocuk hastalarda çoğunlukla sol lobun küçük bir kısmı (%25), erişkin hastalarda ise karaciğerin sağ (%60) veya sol yarısı (%40) nakledilir.
Karaciğer vericisi adayına, hem genel sağlık durumunu hem de karaciğerin nakil için uygunluğunu değerlendirmek amacıyla kapsamlı tetkikler yapılır.
Bu incelemeler şunları kapsar:
Gerekli görülen durumlarda, ek testler ve branş değerlendirmeleri de yapılır.
Kan grubu ve biyokimyasal testlerle başlayan hazırlık süreci, radyolojik görüntülemeler ve branş konsültasyonlarıyla birlikte bunların gerektirdiği ek tetkiklerle devam eder.
Bu süreçte amaç, karaciğer hastalığının nakil gerektirecek düzeyde ciddi olduğunu ve diğer vücut sistemlerinin bu ameliyatı atlatabilecek kadar sağlıklı olduğunu ortaya koymaktır.
Karaciğer nakli adayları, öncelikle konsey değerlendirmesi sonrası uygun bulunursa Sağlık Bakanlığı kadavra listesine eklenir.
Canlı bağışçısı olmayan hastalar, beyin ölümü gerçekleşmiş donörlerden sağlanacak karaciğeri bekler.
Liste sırası; kan grubu, doku uyumu, tıbbi aciliyet ve MELD skoru gibi kriterlere göre belirlenir. MELD skoru yükseldikçe, hastanın liste önceliği ve nakil şansı da artar.
Karaciğer nakli için; sizi takip eden hekim ve nakil merkezi tarafından nakil endikasyonu konulduysa,
en yakın veya ulaşabileceğiniz tercih ettiğiniz nakil merkezine başvurmanız gerekir.
Burada yapılan değerlendirmeler sonucunda uygun bulunursanız, kadavra bekleme listesine kaydınız yapılır.
Nakil merkezi seçerken; merkezin yıllık nakil sayısı, başarı oranı, ve ameliyat sonrası komplikasyon sıklığı gibi veriler dikkatle incelenmelidir Ayrıca merkezin deneyimli bir cerrahi ekibe ve multidisipliner altyapıya sahip olması, sürecin güvenliği ve başarısı açısından büyük önem taşır.
İlk 3 ay en hassas dönemdir. Hastanede öğrendiğiniz bakım kurallarını evde aynı disiplinle sürdürün. Duygu durum dalgalanmaları normaldir; aile desteği önemlidir. Herhangi bir soruda nakil ekibinizle iletişime geçebilirsiniz.
Tamamen kaçının. Küçük miktarlar bile nakil karaciğerinde ciddi hasar yapabilir.
Kesinlikle bırakın. Enfeksiyon, kanser, kalp-damar ve yara iyileşmesi risklerini artırır.
Uyarı: Bu bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır; kendi durumunuz için nakil ekibinizin önerileri esastır.
Nakil sonrasında ideal kiloyu korumak önemlidir. Beslenme planınız doktor ve diyetisyen kontrolünde, kişisel ihtiyaçlarınıza göre düzenlenmelidir.
Kilonuzu ve kan şekerinizi dengelemek için diyetiniz şunları içermelidir:
Yağlı gıdalardan ve aşırı proteinden kaçının. Kızartma yerine haşlama, fırın veya ızgara tercih edin.
Her gün tartılın; ani kilo artışı sıvı tutulumuna işaret edebilir.
Şekerli gıdalardan uzak durun. Kek, bisküvi ve abur cuburlar yerine taze meyve veya düşük kalorili sebzeler tüketin.
Günde ortalama 2 litre sıvı alın.
Su en iyi tercihtir; ayrıca az yağlı pastörize süt, doğal meyve suyu ve bitki çayları da uygundur.
Meyve ve sebzeleri iyice yıkayıp soyun. Çiğ tüketilecek ürünlerin temizliğine özellikle dikkat edin.
Patates gibi toprakta yetişen sebzeleri soyup kaynayan suda haşlayın.
Düdüklü tencere veya buharda pişirme yöntemleri vitamin kaybını önler.
Süt, yoğurt, peynir gibi ürünleri pastörize ve taze tüketin.
Pastörize olmayan sütten yapılmış veya küflü peynirlerden kaçının.
Tuz alımını sınırlayın. Kortizon tedavisi görenlerde fazla tuz ödem ve yüksek tansiyon riskini artırabilir.
Yağ ve süt ürünlerini küçük miktarlarda satın alın.
Böylece tazelik korunur ve bozulmuş gıdaların tüketimi önlenir.
Alkol kesinlikle kullanılmamalıdır. Nakil yapılan karaciğer alkolün etkilerine karşı daha hassastır.
Aşırı kilo alımı veya iştahsızlık durumunda diyetisyeninize danışın; gerekirse beslenme planı yeniden düzenlenmelidir.
Karaciğer nakli sonrasında kullanılan ilaçların yan etkilerinden biri kan şekerinin yükselmesidir.
Bu durum bazı hastalarda geçici, bazılarında ise kalıcı (diyabet) olabilir.
Bu nedenle şeker yüksekliği yaşayan hastalar, aşırı kilo almamaya ve düzenli diyet uygulamaya özen göstermelidir.
Dikkat edilmesi gereken noktalar
Vücudun bağışıklık sistemi kendi hücrelerini tanır, ancak başka bir kişiden alınan organı yabancı olarak algılar ve ona karşı savunma geliştirir. Nakledilen organa karşı gelişen bu tepkiye doku reddi (rejeksiyon) denir.
Karaciğer naklinden sonra doku reddini önlemek için hastalara bağışıklık baskılayıcı ilaçlar (immünsüpresanlar) verilir. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin yeni karaciğere zarar vermesini engeller. Buna rağmen bazen hafif düzeyde doku reddi gelişebilir; bu durum genellikle erken fark edilip tedavi edildiğinde kontrol altına alınır ve karaciğer işlevleri normale döner.
Evet. Karaciğer nakli yapılan hastalar, tıpkı diğer organ nakli hastalarında olduğu gibi ömür boyu bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (immünsüpresanlar) kullanmak zorundadır.
Bu ilaçlar, vücudun nakledilen karaciğeri yabancı olarak algılayıp reddetmesini engeller.
Karaciğer vericileri için takip süreci daha kısadır.
Karaciğer naklinin temel amacı, hastalıklı bireyin yeniden sağlıklı bir yaşama kavuşmasıdır.
Tıbbi kurallara uyulduğu sürece, sosyal ve çalışma hayatına dönüş mümkündür.
Karaciğer nakli sonrası 1 yıllık yaşam oranı %90–95, 5 yıllık yaşam oranı %75, 10 yıl ve üzeri yaşam oranı ise %60 civarındadır.
Genel olarak, tecrübeli bir ekip tarafından gerçekleştirilen başarılı bir karaciğer nakli sonrasında, hastaların yaklaşık %75’inde yaşam süresinin beş yılın üzerinde olduğu görülür. Ayrıca hastanın genel sağlık durumu, eşlik eden diğer hastalıklar ve bireysel faktörler yaşam süresinde farklılıklara neden olabilir.
İlaç veya dışarıdan sıvı verebilmek amacı ile 1 veya 2 adet damar yolunuz olabilir.
Bu damar yollarından biri size ağrı kesici vermek için kullanılır. Ayrıca böbrek fonksiyonlarını takip edebilmek için mesanenize bir sonda yerleştirilir.
Karnınıza 1 veya 2 adet küçük drenaj tüpü yerleştirilir. Damar yolu, idrar sondası 3–4 gün içerisinde, karnınızdaki drenaj tüpü ise 6–7 gün içinde çıkarılır.
Vericilerin hastanede kalış süresi 7 ila 10 gün arasındadır.
Ameliyat kesisi genellikle “J” şeklinde veya “Mercedes” tipi denilen büyük bir kesidir.
Karaciğer vericisi ameliyatında yaşam kaybı riski %0,5’in altındadır ve oldukça düşüktür.
Nadir görülen komplikasyonlar arasında safra kaçağı ve kanama yer alabilir.
Bunlar gerektiğinde ek cerrahi müdahale veya kan transfüzyonu gerektirebilir.
Ayrıca diğer ameliyatlarda olduğu gibi yara enfeksiyonu, gaz sancısı, kabızlık ve anesteziye bağlı mide bulantısı gibi geçici yan etkiler de görülebilir.
Karaciğerin yenilenme özelliği sayesinde, vericide alınan kısmın genellikle 6 hafta içinde normale döndüğü bilinmektedir.
Evet. Karaciğer vericilerinde, özellikle sağ lob ameliyatlarında safra kesesi çıkarılır.
Çıkarılan safra kesesi alıcıya takılmaz, patolojiye gönderilir. Ne alıcı ne de verici için safra kesesi hayati bir organ değildir ve alınması ileride herhangi bir eksikliğe neden olmaz.
Evet. Ameliyat sonrası 2–3 hafta boyunca nakil merkezimize yakın bir yerde kalmanız gerekir.Olası bir problem durumunda merkezimize hızla geri dönebilmeniz önemlidir.Şehir dışından gelen hastalar için, bir yakının refakatçi olarak eşlik etmesi tavsiye edilir.
Çoğu vakada kesi kısa sürede iyileşir ve zamanla belirginliği azalır.Ancak tamamen kaybolmaz, her zaman hafif de olsa görünür bir iz kalır.Eğer yara enfekte olursa, iz daha geniş ve belirgin hale gelebilir.
Evet. Erkek vericiler için çocuk sahibi olmanın bir kısıtlaması yoktur. Kadın vericilerde ise gebelik öncesi en az 1 yıl beklenmesi önerilir.
Çocuklarda karaciğer nakli, ilaç tedavisiyle iyileştirilemeyen karaciğer hastalıklarında yaşam kurtarıcı bir tedavi yöntemidir. Ancak yüksek riskli bir işlemdir ve ömür boyu ilaç kullanımı ile düzenli takip gerektirir. Başarılı bir nakil için, doğru hasta seçimi, zamanlamanın doğru belirlenmesi ve deneyimli bir ekip tarafından yapılan ameliyat büyük önem taşır.
Nakil uygulanan durumlar:
Nakil öncesi hazırlık:
Çocuklar; enfeksiyon, kalp, akciğer, böbrek ve nörolojik açıdan detaylı incelenir. Beslenme ve aşı durumu değerlendirilir, eksiklikler tamamlanır. Gönüllü verici adayları, kan ve görüntüleme testlerinden geçer; sağlık, yaş (18–60), gönüllülük ve uygunluk kriterleri değerlendirilir.
Nakil sonrası süreç:
Ameliyattan sonra çocuk genellikle 1 hafta yoğun bakımda, ardından 2–8 hafta servis takibinde kalır. Taburcu sonrası düzenli kan testleri ve poliklinik kontrolleri, uzun dönem başarı ve yaşam kalitesi için zorunludur.
Hayır. Karaciğerinizin bir bölümünü bir kez bağışladıktan sonra, ikinci kez bağış yapmanız mümkün değildir.
Nakil sonrası en az 4 hafta, tercihen 8–12 hafta boyunca yurt dışı seyahati planlamamanız önerilir. Evinize dönmek istiyorsanız ve bulunduğunuz şehirde nakil sonrası takip yapabilecek bir hekim varsa, kendinizi iyi hissetmeniz durumunda 2–4 hafta sonra dönebilirsiniz. Ancak en ufak bir komplikasyon şüphesinde, değerlendirme ve tedavi için nakil merkezine çağrılabilirsiniz.
Genellikle 12. haftadan sonra hastalar istedikleri yere güvenle seyahat edebilir.
Evet. Malulen emeklilik karaciğer nakli sonrası mümkündür.
Bu içerik Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
”
Alo Yeditepe
