Türkiye’de her yıl binlerce insan, böbrek yetmezliği nedeniyle nakil bekliyor. Ancak en büyük sorunlardan biri, böbrek nakliyle ilgili kulaktan dolma bilgiler. Organ Nakli Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Veysel Umman, bu yanlışların hastaların ve bağışçıların kararlarını olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Toplumda en yaygın korkulardan biri, tek böbrekle yaşamanın sağlıksız olduğu düşüncesidir. Oysa tıbben, sağlıklı bireyler tek böbrekle hayatlarını sorunsuz sürdürebiliyor. Verici olan kişi detaylı muayenelerden geçiriliyor ve sadece uygun bulunanlar ameliyata alınıyor.
Diyalizin daha güvenli olduğu, naklin ise tehlikeli olduğu düşünülüyor. Ancak tam tersine, nakil uygun hastalar için daha uzun ömürlü ve kaliteli bir yaşam anlamına geliyor. Nakil olan kişi işine dönebiliyor, spor yapabiliyor, hatta çocuk sahibi olabiliyor.
Nakledilen böbreğin yıllar içinde işlevini kaybederse hasta tekrar diyalize alınabilir ya da yeni bir nakil için değerlendirmeye girer. Kazanılan yıllar, hem hasta hem ailesi için çok kıymetlidir.
Toplumda yanlış bilinenlerden biri de böbreğin sadece akrabalardan alınabileceği düşüncesi. Evet, akraba önceliklidir, ancak doku uyumu sağlandığında eşten ya da gönüllü bir kişiden de etik kurul onayıyla nakil yapılabilir.
“Belli bir yaştan sonra nakil yapılamaz” düşüncesi de hatalı. Uygun sağlık koşulları varsa 70 yaş üzerindeki bireylere de başarılı şekilde böbrek nakli yapılabiliyor.
Bazı vericiler, ameliyatın çok riskli olduğunu düşünüyor. Oysa verici ve alıcı ameliyatları ayrı ekiplerle, ayrı ameliyathanelerde yapılır. Süreç boyunca tüm tıbbi güvenlik önlemleri alınır ve hem vericinin hem de alıcının sağlığı en önemli önceliktir.
Nakil sonrası kontroller yapılır. Bu durum hastaneye bağımlı yaşamak anlamına gelmez. Zamanla takip aralıkları uzar ve hasta rutin hayatına döner.
Verici olan kişiler ameliyat sonrası istirahat dönemini tamamladıktan sonra günlük hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilir. Spor, seyahat, iş… Hayat kaldığı yerden devam eder.
Bazı kronik rahatsızlıklar, özellikle iyi kontrol altında olanlar (örneğin hipertansiyon), verici olmaya engel olmayabilir. Bu her hasta için özel olarak değerlendirilir.
“Organ bağışı günahtır” korkusu da çok yaygın. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı da dahil olmak üzere birçok dini kurum, organ bağışının caiz olduğunu açıkça belirtmiştir. Hayat kurtarmak, dini açıdan son derece değerli bir eylemdir.
Nakil sonrası sağlıklı bir kadın, uygun takip ve planlama ile anne olabilir. Süreç, Nefroloji ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları ile birlikte yönetilir. Kadınlar nakil sonrası hamile kalabilir.
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Organ Nakli Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Veysel Umman sözlerini şöyle tamamlıyor: “Organ bağışı bir iyilik değil, bir insanlık görevidir. Doğru bilinen yanlışlar ne yazık ki pek çok hayatın kurtulmasını engelliyor. Bir böbreğinizle birine ömür verebilir, bir ailenin kaderini değiştirebilirsiniz.”
”
Alo Yeditepe