Her hastalığın tanısında bilimsel bir algoritma vardır. Tiroid hastalıklarının tanısında da organın anatomik yapısının ve fonksiyonelliğinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Anatomik değerlendirmede ultrason ve gerekirse sintigrafi; fonksiyonel değerlendirmede ise kan testleri olan T3, T4 ve TSH hormonlarına bakılmaktadır. Ayrıca bazı hastalarda tiroglobülin, anti-tiroglobülin ve TSR antikoru da bakılabilir.
Tiroid hastalıklarının teşhisinde en önemli testlerden biri tiroid ultrasonudur. Tiroidde nodül, iltihap varlığı ya da Haşimoto, Graves gibi özel hastalıkların teşhisi, boyunda büyümüş lenf bezlerinin tespiti ve bunların iltihabi mi yoksa kanser yayılımı sebebiyle mi büyüdüğü gibi birçok önemli sorunun cevabını ultrasonografi verebilmektedir. Ultrasonda hiçbir zararlı ışın olmadığı ve vücuda herhangi bir madde enjekte edilmesi gerekmediği için çok yaygın şekilde ve güvenle kullanılmaktadır.
Ultrason gibi bir görüntüleme yöntemidir. İşlem öncesinde, düşük dozda bir radyoaktif maddenin vücuda enjekte edilmesi gerekmektedir. Ultrason gibi her hastaya uygulanması gereken bir teknik değildir, tiroid bezindeki nodüllerin hızlı mı, yavaş mı çalıştığının anlaşılabilmesi için bazı durumlarda gerekli olabilmektedir.
Beyindeki hipofiz bezinden salgılanan TSH hormonu tiroid bezine gelerek tiroid bezinden T3 ve T4 isimli iki hormonun salgılanmasını sağlar. Bu hormonlar vücuttaki hemen her fonksiyonun gerçekleşmesinde önemli rol alırlar. T3 ve T4’ün karışmadığı bir vücut fonksiyonu (sindirim, dolaşım, hareket, hatta beyin fonksiyonları bile) neredeyse yok gibidir. Bu kadar çok ve farklı işleri yöneten T3, T4 ve TSH hormonlarının kandaki seviyeleri tiroid bezinin fonksiyonel kapasitesini gösterdiği için son derece önemlidir.
Biyopsi kelimesi tıpta şüpheli dokudan parça almak anlamında kullanılır. İğne biyopsisi ise bu işlemin, cildi kesmeden dokuya sadece ince bir iğne ile yapılmasıdır. Burada amaç, şüpheli nodüldeki hücrelerin iyi huylu mu, yoksa kötü huylu mu (kanser) olduğunu anlamaktır. Tiroid biyopsileri ince bir iğne ile hastayı uyutmadan (narkoz almadan) lokal anestezi altında yapılır. Alınan parça mikroskopta incelenmesi için patoloji bölümüne gönderilir. Birkaç gün içinde kesin rapora ulaşılmış olur.
”
Alo Yeditepe