Paratiroid organ yetmezliği nedeniyle uzun yıllar tedavi gören İlknur Yeşil, Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Paratiroid Nakli Kliniği’nden Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan tarafından hayata geçirilen yeni yöntemle sağlığına kavuştu. Karın içine uygulanan paratiroid doku nakli Uluslararası Patent Enstitüsü tarafından onaylandı ve tıp literatürüne girdi.
Bursa’da yaşayan ve 4 çocuk annesi İlknur Yeşil, 18 yıl önce geçirdiği guatr ameliyatı sonrasında paratiroid bezleri çalışmaz hale geldi. Ameliyat sonrası yoğun bir kalsiyum tedavisi gördü. İlaçların yeterli olmaması nedeniyle zaman zaman hastanede yatarak tedavi olmak zorunda kalan genç kadın, halsizlik, yorgunluk ve kasılmaların zamanla artması sonucu karın içine yapılan paratiroid nakli ile sağlığına kavuştu.
Türkiye’de yılda 10 bin tiroid ameliyatı gerçekleştirildiğini ve bu ameliyatlar sırasında vücudun kalsiyum dengesini sağlayan paratiroid organının istenmeden alınabildiğini ya da zarar görebildiğini belirten Prof. Dr. Erhan Ayşan, İlknur Yeşil’in de bu vakalardan biri olduğunu anlattı. Paratiroid organı yetmezliği kişide zamanla halsizlik, yorgunluk, kemik erimeleri gibi şikâyetlere yol açıyor. Hastalar günde 15-20 ilaç kullanmak zorunda kalabiliyor, bazen de serum yoluyla kalsiyum almaları gerekebiliyor.
Bu grup hastalar için kullanılabilecek karın içine yapılan paratiroid nakli yöntemi Prof. Dr. Erhan Ayşan, tarafından geliştirilerek patenti alındı. Canlı vericiden aldıkları paratiroid hücrelerini dünyada ilk kez karın içinde omentum adı verilen bir organın içine naklettiklerini belirten Prof. Dr. Erhan Ayşan “Karın içine uyguladığımız tedavi sonrası hasta kullandığı ilaçların tamamını bıraktı" diye konuştu.
Yeditepe Üniversite Hastaneleri Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, yöntemin tıp literatürüne de girdiğini hatırlatarak şu bilgileri verdi:
"Dünyada bu tedavi kola enjeksiyon şeklinde yapılıyor. Biz bunu ilk kez karın içinde ‘omentum’ denilen bir organın içine yaptık. Omentum kanlanması çok iyi olan bir organ olduğundan hücreler burada strese girmiyor, rahat bir şekilde fonksiyon görüyorlar. Buraya uyguladığımız nakil sonrası hastalar ilaçlardan tamamen kurtularak hayatlarını idame ettirebiliyorlar. İlknur hanıma uygulanan naklin özelliği ise vericiden alınan hücrelerin bizim geliştirdiğimiz bir yöntemle hiç laboratuvara girmeden nakledilmiş olması. Bu dünyada ilk kez yapıldı. Paratiroid dokusunu, bu bezlerin çok çalıştığı insanlardan aldığımız için bu insanlar bir organ kaybı yaşamıyorlar. Tersine, var olan yüksek kalsiyum ve buna bağlı kemik ve damar hastalıklarından da kurtuluyorlar. Yani verici fazla olan dokularını vererek hastalığından kurtulurken, bu dokuları alıcıya naklederek onu da kalsiyum eksikliğinden kurtarıyoruz. Yani çöpe gidecek organlar işe yaramış oluyorlar.”
Nakil gerçekleştirilen İlknur Yeşil yaşadığı sorunları ve tedavisiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Sürekli halsizlik ve yorgunluk çekiyordum. Hatta yataktan bile çıkamıyordum. Ayrıca yoğun vücut kasılmaları yaşıyordum. Geçirdiğim guatr ameliyatı sonrasında yanlışlıkla paratiroid bezlerimin alındığı belirlendi. Bu nedenle ameliyat sonrası yoğun bir şekilde kalsiyum tedavisine başlamak zorunda kaldım. 18 yıldır kalsiyum ilaçları kullanıyorum ama son bir yıldır ilaçlar tek başına yeterli olmamaya başladı. Dolayısıyla pek çok kez hastaneye yatarak damar yolundan yüklemeler yapıldı. 4 çocuk annesiyim. Bu tedaviyle birlikte hayatımızı sürdürmekte zorlanıyordum. Doktorumun tavsiyesiyle nakil konusunu araştırdım ve Prof. Dr. Erhan Ayşan’a ulaştım. Kısa bir operasyonla sağlığıma kavuştum. Şimdi ilaçlarımın hepsini bıraktım. Artık aileme daha fazla vakit ayırabildiğim için mutluyum.”
Türkiye’de yılda 10 bin tiroid ameliyatı gerçekleştirildiğini hatırlatan Prof. Dr. Erhan Ayşan, Türkiye’nin bir endemik guatr ülkesi olduğunu belirtti. Bu ameliyatların tiroid nodüllerinin kanser riski taşıması nedeniyle yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Ne yazık ki, ameliyat sırasında tiroid bezinin hemen arkasında bulunan ve çok küçük olan paratiroid bezleri zarar görebiliyor ya da istenmeden çıkartılabiliyor. Her yıl 500 hasta paratiroid yetmezliğini yaşıyor. Yaklaşık bir mercimek büyüklüğündeki bu organ, kandaki kalsiyumu tek başına ayarlıyor. Bu nedenle çok değerli. Eğer hastanın paratiroid bezleri yoksa kalsiyum kana geçmiyor ve kolunu dahi kaldıracak gücü olmuyor. Bu nedenle paratiroid bezleri alınan kişilerde ilaç ihtiyacı kaçınılmaz oluyor. Bu hastalar ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalıyor. İlacı almadıklarında kalp normal ritminde kasılmalar yapamayabiliyor. Bu hastaların kalsiyumu çok düştüğünde ani kalp durması yaşanabiliyor ve ani yaşam kayıpları görülebiliyor.”
Basın Yansımaları: | ntv.com | sozcu.com | mynet.com | cnnturk.com
”
Alo Yeditepe