Acil servislere “spor yaralanmaları” başvurularının ilk sırasında “tendon-kas” yaralanmaları vardır ve tüm başvuruların % 30’unu oluşturduğu kabul görmektedir. Ondan sonra kırıklar, cilt lezyonları-sıyrıklar, yanıklar gibi yaralanmalar başvuru sıklık sırasını oluştururlar.
Bölgesel olarak ise birinci sırada ayak bilekleri, takiben parmaklar ve yüz yaralanmaları sıralanırlar. Ayak bilek yaralanmaları tüm yaralanmaların % 12 sini oluştururlar. Ayak bileği yaralanması sonrasında ayağa basılamıyor yük verilemiyorsa, şiddetli ağrı-şişlik, uyuşukluk, morarma varlığında, eklem bütünlüğü bozulmuş ve instabilite var ise Doktora başvurularak profesyonel yardım alınmalıdır.
İlk ve acil yardım tedavisinin ilk basamağı istirahat, buz uygulama, kompresif bandaj ve yaralı ekstremitenin yukarıya kaldırılmasıdır.
Tendon yaralanmaları da spor yaralanmalarında önemli bir başlık oluşturur, en sıklıkla aşil tendon sorunları gözlenir.
Aşil tendonu diz arkasından topuk kemiği arkasına dek uzanan vücudun en kuvvetli tendonudur, tendinitislerden komplet yırtıklarına dek geniş bir yelpazede görüldüğü için konservatif tedavilerden cerrahi uygulamalara kadar değişik tedavi seçenekleri söz konusudur.
Kramplar, kas spazmları sportif aktivitelerde çok sıktır, bu kadar sık olmasına dek tam oluş nedeni bilinmemektedir, kasların zorlanmasına-yorulmasına, antrenman-kondisyon eksikliğine, dehidratasyona, elektrolit eksikliğine ya da ısınmamış adalelerin aşırı yüklenmesine bağlı gelişebildiği kabul görmektedir. Kramplar aniden gelişen çok ağrılı durumlar olmakla beraber oluştuğunda sakin olunmalı ve kendiliğinden gerileyeceği bilinmelidir, spazma uğrayan adalenin gerilmesi düzelmeyi hızlandırır.
Koşucularda ve amatör olarak koşma sporu yapanlarda en sıklıkla görülen yakınma “diz ağrısı” dır, çoğunlukla ağrının yanında ,şişlik, merdiven inip-çıkmada yakınmaların artması söz konusudur. Koşma vücut ağırlığının birkaç katı yüklenmelerle zorlanan diz kıkırdağında sorun oluşturmaktadır ve ortopedist tarafından değerlendirilmesi ve tedaviye gereksinim vardır.
“Runner’s knee yani koşucu dizi” olarak tanımlanan bu durumun önlenmesine yönelik olarak “spor ayakkabısının ve spor yapılan zeminin” seçimi önemlidir. Ayrıca diz çevresi kasların kuvvetlendirilmesi ve gerilme egzersizleri de yapılmalıdır. Koşuya başlamadan önce ısınılması ve kasların gerilmesi ve yine koşu sonrasında da “cool down yani yavaşlayarak sporun sonlandırılması” önemlidir. Antrenman mesafesi de giderek ve yavaş yavaş arttırılmalıdır, örneğin haftada bir % 10 civarında mesafe artırımı önerilebilir.
Koşucularda plantar fasiitis olarak bilinen ayak problemi de sıktır.
Yine, koşucularda, dansçılarda, zıplama sporcularında ve aerobik egzersizcilerinde bacakların ön yüzünde ağrılar oluşur ki, profesyonel tıbbi teşhis ve tedaviye gereksinim vardır. Shin splint olarak isimlendirilen bu durumda bazı vakalarda D-vitamini seviyesinde düşüklük gözlenmekle birlikte kesin oluş nedeni bilinmemektedir.
Golf ve halter sporcularında en sık “ bel sorunları” görülür, her ikisinde de sportif aktivite sırasında bel bölgesine aşırı yüklenmeler söz konusudur.
Tenisçi ve golfçü dirseği, koşucu dizi ve shin splint gibi sporcu problemlerinin “aşırı yüklenmelere” bağlı geliştiğine inanılmaktadır. Kronik bu problemlerin çözümü uzman desteği gerektirir.
Kayakçılarda en sık diz yaralanmaları, iç yan bağ ve çapraz bağ yaralanmaları görülürken , “snow board” yaralanmaları ise el-el bileğinde görülür.
En ciddi, ölümcül spor yaralanmaları ise “kafa travmaları” dır ve en sıklıkla bisiklet ve motosiklet sporu ile uğraşanların karşılaştığı gözlenmektedir. Uygun kask-başlık kullanımı ile bu ciddi yaralanmaların % 85’inin önlenebilmesi söz konusudur.
Sportif aktiviteler başlamadan önce “ısınma” olarak bilinen yapılacak olan spora benzer ama daha düşük aktiviteli uygulamalar ile “akciğer solunum kapasitesi” arttırılır, kaslar zorlu egzersizlere karşı hazırlanır, ısıları arttırılır ve ayrıca kan dolaşımı ayarlanır. Bu şekilde spor sakatlıklarını önlemeye çalışılmalıdır. Kasların gerilme egzersizleri egzersiz tamamlanması sonrasında yapılmalıdır, antrenman öncesi germe yapılmasının spor yaralanmalarını engellediğine dair bilimsel kanıt yoktur ancak germe egzersizleri önemlidir ya egzersiz-antrenman sonrası yapılmalı ya da antreman öncesi iyicene ısınılıp sonra germe yapılmalıdır.
Spor yaralanmalarının teşhis ve tedavisi ekip çalışmasını gerektirir, ekip içinde Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanlarının, Spor Hekimlerinin, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanlarının, Fizyoterapistlerin ve yaralanan organ ve dokuya yönelik diğer uzmanların olması yerinde olur.
”
Alo Yeditepe