Hareket kaybı, kırığın bulgularından birisidir. Vücudumuz, kırık durumunda ağrı mekanizmasını kullanarak hareketlerimizi kısıtlar. Hareket kısıtlılığının bir diğer sebebi de kemik yapısındaki bozulmaya bağlı gelişir. Özellikle eklem içi veya parçalı kırıklarda kemik yapının bütünlük kaybı nedeniyle hareket kaybı gelişir.
Hareket kaybı, kırığın bulgularından birisidir. Vücudumuz, kırık durumunda ağrı mekanizmasını kullanarak hareketlerimizi kısıtlar. Hareket kısıtlılığının bir diğer sebebi de kemik yapısındaki bozulmaya bağlı gelişir. Özellikle eklem içi veya parçalı kırıklarda kemik yapının bütünlük kaybı nedeniyle hareket kaybı gelişir.
Çatlak terimi ise ayrışmamış kırıkları ifade etmek için kullanılır. Hareket kısıtlılığı ve ağrı yakınmaları ayrışmış kırıklarda daha fazla olmakla beraber çatlaklarda da olabilir.
Kırığın ilk belirtileri ağrı, hareket ettirme güçlüğü, deformite yani şekil bozukluğu ve şişlik olarak sıralanmaktadır. Kırıklara bazen damar sinir yaralanmaları da eşlik edebildiğinden uzuvlarda solukluk ve his kaybı gibi belirtiler arasında görülebilmektedir.
Bu durum kırığın eklemi içerip içermemesi ve kemikteki ayrışma miktarı ile ilişkilidir. Kemikler hareket sistemimizin taşıyıcı kolonlarıdır. Hareketi kas, bağ, tendon ve sinir dokusu ile beraber bir düzen içerisinde sağlar. Dolayısı ile kemik yapıdaki bütünlük kayıpları nedeniyle kırıklarda hareket kaybı gerçekleşir. Hareketi engelleyen bir diğer mekanizma da özellikle eklem içi kırık durumunda eklem içi kısıtlılık yapan kemik parçaları ve eklemdeki pürüzsüz yapının bozulmasıdır.
Ayrışmamış bir kırık sıklıkla cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilebilir. Buna karşın önemsenmeyip üzerine yük verilmesi veya hareket edilmesi durumunda hastalar bu şansını kaybedebilmektedir.
Ağrı kırığın temel bulgularından olmakla beraber ağrının varlığı veya yokluğu kırık için bir kriter değildir. Bu durum kişinin ağrı eşiği ile ilgilidir. Ağrı eşiği yüksek kişiler basit kırıklarda ağrıyı göz ardı edebilmektedir. Stres kırığı gibi kronik travmaya bağlı gelişen yetmezlik kırıklarında da düşük düzeyde ağrı meydana gelebilmektedir.
Kırığın boyutu ile ağrı arasında direkt ilişki yoktur. Ancak kırığı yaratan enerji ne kadar büyükse kemikte ve yumuşak dokuda hasar o kadar büyük olacaktır. Travmanın yorumlama biçimlerinden birisi de ağrı olduğu için dolaylı yönden bu soruya evet denilebilir. Ancak ağrı yorumu kişiye göre değişebileceği, ağrı toleransının farklılıklar gösterebileceği unutulmamalıdır.
Ağrıyı az olarak yorumlayıp harekete devam edildiği durumlarda kırıktaki ayrışma miktarı artabilmektedir. Bu da kolayca tedavi edilebilecek hastalarda daha karmaşık tedavi yöntemlerinin uygulanmasını gerektirebilir. Ayrıca kırığın iyileşmesi için hareketin kısıtlanması gerektiği için hareket etmek iyileşme periyodunun uzamasına neden olmaktadır.
Kırık, travmanın kemik dokuda meydana getirdiği bütünlük kaybıdır. Ancak kırığı meydana getiren enerji yumuşak dokuda da hasar meydana getirebilir. Dolayısı ile ağrı sadece kırık bölgesinde olmayıp daha geniş alanda da hissedilebilir.
Hastaların bir bölümü özellikle soğuk havalarda kırık kaynamasından sonra bile hafif ağrı hissi tarif edebilmektedir.
Parmak kırıkları sıklıkla ele sert bir cisimin çarpması sonucu meydana gelir. Bir diğer sık mekanizma da parmağın araba kapısı gibi iki yüzey arasında sıkışması sonrası meydana gelmektedir.
Kırıklarda kaynama sonrası fonksiyonel başarı kırığın yerine ve ayrışma düzeyine bağlıdır. El parmağı kırıklarında açılanma miktarı ve kırığın eklemde olup olmaması kritik öneme sahiptir. Özellikle eklem içi kırıklarda veya ayrışma gösteren parmak kırıkları kavrama güçlüğü, hareket kısıtlılığı ve kozmetik deformitelere yol açabilirler. Ayak parmak kırıklarında el parmaklarına kıyasla tedavi sonuçları daha yüz güldürücüdür. Bununla beraber kırık şüphesi varlığında tedavi gerektirdiği unutulmamalıdır.Parmak kırıklarında bir diğer önemli nokta da hastanın yaşıdır. Özellikle çocuklarda erişkinlerden farklı olarak büyüme çekirdekleri mevcuttur. Büyüme çekirdeği yaralamamaları uzun vadede deformitelere neden olabileceğinden çocuk kırıkları özellikle önemlidir.
Kırıkta tedavi şekli kırığın ayrışma düzeyi, hastanın yaşı, beklentisi, mesleği gibi bir çok parametreye göre değişmektedir. Basit parmak kırıklarında alçıdan ziyade küçük ateller uygulanmaktadır. Buna karşın ciddi yaralanmalarda cerrahi tedavi de uygulanabilmektedir.
Kırığın kaynama süresi yaş gurubuna göre değişmektedir. Erişkinlerde kırık kaynama süresi ortalama 6 hafta olarak ifade edilebilir. Çocuklarda ise bu süre daha kısadır.
Uygun tedavi edilemeyen hastalarda parmaklarda şekil bozukluğu, hareket kısıtlılığı ve kavrama güçlüğü meydana gelebilmektedir.
”
Alo Yeditepe