HPV, insanda papillom yapan virüs anlamına gelen Human Papilloma Virüs’ün kısaltmasıdır. Günümüzde kadın ve erkeklerde çok yaygın olan, genellikle belirti vermeyen, 200’den fazla tipi olup bazıları sadece siğil yaparken bazı türleri de en sık rahim ağzı (serviks) olmak üzere çeşitli cilt ve mukoza kanserlerine sebep olabilen virüs türüdür.
Siğiller çoğunlukla ten tene temas ya da cinsel ilişki ile dış genital bölge, kasıklar ve anüs etrafına bulaşırken nadiren kişisel ürünlerin ortak kullanılması ya da cilde direkt temas eden kozmetik cihazların kullanıldığı ortamlardan bulaşabilir. Tuvaletlerden bulaşa dair kanıt henüz gösterilememiştir. Rahim ağzına bulaşan HPV tiplerinin ise şu an için yüzde 95 oranda cinsel yolla bulaştığı bilinmektedir. Doğum esnasında anneden alınma ihtimali ise araştırma konusudur. Bazı HPV tipleri gırtlak kanseri ya da anüs kanseri yapabildiğinden oral ve anal seks bu anlamda risk oluşturan bulaş yollarıdır. Kişi dikkat etmezse kendi el teması ile mevcut siğilleri cildinin diğer bölgelerine yayabilir.
HPV ilk bulaştığında büyük oranda vücudun bağışıklık sistemi tarafından ortadan kaldırılır, fakat çok az bir oranda özellikle de yüksek riskli dediğimiz 16,18 gibi HPV tiplerinin enfeksiyon yapma ve ardından kansere giden hücresel değişiklikleri başlatma ihtimali vardır. Beslenme, uyku, sigara kullanmamak ve özellikle D vitamini olmak üzere vitamin düzeylerimiz bağışıklık sistemimizin güçlü olması anlamında çok önemlidir.
Rahim ağzı kanserinin %99’u HPV kaynaklıdır ve şu anda HPV’nin kanser yapma açısından en yüksek riskli 9 tipine karşı geliştirilmiş aşısı mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü tarafından özellikle aşılama ile bağışıklık yanıtının en iyi olduğu ve henüz HPV ile tanışma ihtimalinin daha düşük olduğu 9 ila 26 yaş aralığındaki kadın ve erkeklere yapılması önerilmektedir. Aşı sonrası en yüksek antikor yanıtının 11-12 yaşlarda olduğu görülmüştür. 15 yaş altında 2 doz, 15 yaş ve üzerine 3 doz aşılama önerilmektedir. Erken yaşlarda yapılan HPV aşısının bu 9 tipe karşı %100’e yakın koruyuculuğu vardır.
Rahim ağzı HPV enfeksiyonu kansere giden süreçte yıllarca herhangi bir belirti vermez, yalnızca kanserin geliştiği durumlarda ilişki sonrası ara kanama görülebilir. İlk bulaştan kanser öncülü lezyonlara uzanan sürecin en az 5-8 yıl, kanserin oluşmasına kadar geçen sürecin ise 10-15 yıl olduğu bilinmektedir. Bu sebeple erken teşhis, yakın takip ve gereğinde müdahale kanser görülme ihtimalini neredeyse tamamen ortadan kaldırır.
En az 1 yıldır cinsel aktif olan 21 yaşın üzerindeki kadınlara rahim ağzı kanseri erken teşhisi için vajinal muayene esnasında yılda bir, ağrısız bir işlem olan smear sürüntü testi yapılır. Üç kez üst üste normal sonuç gelmesi halinde smear 3 yılda bir yapılabilir. Smear ile aynı esnada alınan ek bir sürüntü örneği ile rahim ağzına HPV’nin bulaşıp bulaşmadığına da bakılabilirse bu “co-test” adını alır ve sonuç “Smear normal , HPV tespit edilmedi” şeklinde gelirse en erken smear kontrolü 5 yıl sonra yapılabilir. Ülkemizde halk sağlığı taraması olarak 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir co-test taraması yapılmaktadır. Gelecekte HPV aşısının yaygın uygulama haline gelmesiyle bu testlere ihtiyaç azalacaktır.
”
Alo Yeditepe