Yaş farkı gözetmeden en sık rastlanan kadın sorunları arasında yer alan yumurtalık kistleri üreme sağlığını da olumsuz yönde etkileyebiliyor.Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, gebelik düşünenlerin önceden muayene olup yumurtalıklarına, rahmine ve rahim ağzına baktırmaları gerektiğini vurgulayarak, gebelik sırasında tedaviyi engelleyecek bir hastalığın varlığının da araştırılması gerektiğini anlattı.
Yumurtalık kistleri, yumurtalığın içinde görülen içi sıvı ile dolu kese veya keseciklerden oluşuyor. Ancak sıvının apse, kan, kanser hücresi içerikli ya da berrak sıvı içeriği şeklinde olabiliyor, kistin içeriğine göre sağlık açısından riski ve önemi de değişiyor. Gebelikte yumurtalıkta kist veya kitle olasılığı 1/81 ila 1/8000 arasında değişiyor. Gebelik takibi ve bebekte anomali taraması için ultrasonografinin yaygın kullanımı ile gebelikte yumurtalıkta kist tespit edilme oranının da arttığını söyleyen Prof. Dr. Orhan Ünal, gebeliğin ilk 16-18. haftalarında tespit edilen 6 cm altındaki kompleks olmayan yumurtalıktaki kitlelerin yüzde 90’ının fonksiyonel yani doğal kistler olduğunu hatırlattı.
Yumurtalık kistlerinin ortaya çıkmasında yaş bir faktör oluşturmuyor. Gençlerde yumurtlama sorunu olan kızlarda çatlayamayan normal ya da fizyolojik folikül kistleri her ay büyüyerek 5-10 cm ye ulaşabildikleri gibi polikistik over diye adlandırdığımız küçük 0.5-1 cm boyutlarında dizi halinde çok sayıda görülebiliyor.Yine 15-20 yaşlarında hatta daha erken yaşlarda yumurtalıkta embriyolojik dokudan kaynaklanan kistler ortaya çıkabiliyor. Prof. Dr. Orhan Ünal, ancak üreme çağında ve menopoz sonrasında görülen kistlerin mutlaka değerlendirilmesi, ultrasonla takibi hatta MR veya tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinin yapılması gerektiğinin altını çizdi. Bununla birlikte kanda tümör belirteçlerinin (CA 125) değerlendirilmesi gibi ayrıntılı incelemeler de gerekebiliyor.
Yumurtalık kistleri genellikle sinsi ilerliyor ve aşırı büyüme gösterip karın içindeki organlara örneğin mesane ya da bağırsağa baskı yapmadığı sürece belirti vermiyor. Bu nedenle de kötü huylu bir yumurtalık kisti, yıllık kontrollerini yaptırmayan bir kadında ancak ileri evrede yakalanabiliyor. Bu durumun da tedaviyi zor bir noktaya getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Orhan Ünal sözlerine şöyle devam etti:
“Yumurtalık kistlerinin büyümesinin yarattığı en büyük risk, kistinin büyüklüğü ve ağırlığı nedeniyle sapından dönerek – ki bu duruma kistin torsiyonu diyoruz- beslenmesinin bozulup yumurtalık dokusunun hasar görmesidir. Bu durumda özellikle genç yaşta gebelik arzu eden kadınlarda yumurtalıklardan birini kaybetme riski ortaya çıkıyor.” Apandisit delinmesine benzer belirtilere neden olan bu acil durumda, hasta aşırı karın ağrısı ve sertleşmiş bir karın ile acil kliniğine başvurmak zorunda kalıyor. Tedavi edilmediği takdirde ise hayati önem taşıyor.
Yumurtalık kistlerinin her iki yumurtalığın tamamını kaplayıp mevcut yumurtalık rezervini azaltmadığı sürece gebeliğin oluşmasına engel teşkil etmediğine işaret eden Prof. Dr. Orhan Ünal, şunları anlattı:
“Bazı durumlarda iki taraflı kistlerde de gebelik görülebiliyor. Çünkü yumurtalık kisti dışındaki dokular normal olduğu için yumurtalık işlevini sürdürür ve aylık çatlama dediğimiz yumurtanın atılması devam edebilir. Ancak polikistik over sendromu ve endometriozis nedenli çikolata kistleri gibi hormonal etkileşimle bağlantılı oluşan kistlerde çoğunlukla yumurtalığın hormon üretimi veya çalışması bozuk olduğu için yumurtlama gerçekleşemez ve kistler varken gebe kalma fonksiyonu engellenebilir.”
Bu nedenle gebelik düşünenlerin önceden muayene olup yumurtalıklarına rahmine ve rahim ağzına baktırmaları, gebelik sırasında tedaviyi engelleyecek bir hastalığın varlığını araştırmaları gerekiyor. Prof. Dr. Orhan Ünal bunun dışında yapılması gerekenler konusunda şunları bilgileri verdi: “Düzenli smear aldırılmamış veya hiç bakılmamış ise vajinal smear baktırılması, ultrason ile yumurtalıkların ve rahim muayenesinin yaptırılması gerekir. Eğer görüntülemede elde edilen sonuçlara göre, anormal bir durum varsa değerlendirilmeli, eğer gebeliğe ya da gebeliğin devamına engel bir durum oluşturuyorsa tedavilerini yaptırmaları önemlidir. Ayrıca rutin gebelik öncesi kan sayımı, kan şekeri, idrar tahlili, kızamıkçık geçirip geçirmediği, tiroid muayene ve tetkikleri gibi ve mevcut şikayetleri varsa onlara yönelik tetkiklerin yapılması önem arz eder.”
Genel olarak gebelikteki ortaya çıkan kistlerin büyük çoğunluğunun iyi huylu olduğunu ve ilerleyen gebelik haftalarında kendiliğinden gerilediğini söyleyen Prof. Dr. Orhan Ünal,“Gebelikte tespit edilen, iyi ya da kötü huylu yumurtalık kistlerinin çoğu tek taraflıdır. 16 - 18. haftadan sonra gerilemeyen kistlerin büyüme riski daha fazladır. Devamlılık gösteren büyük kistler torsiyon, rüptür, kanama veya zor doğum komplikasyonlarına neden olabilir. O yüzden bu gibi kistleri takip eden hekimin operasyon zamanlamasını komplikasyon olmadan yapması çok önemlidir. Bu kistlerin kötüleşme olasılığı yüzde 1-8 civarındadır.”
Gebelik sırasında over kisti torsiyonlarına yani kistin sapından dönmesine bağlı şiddetli ağrılar meydana gelebildiğini söyleyen Prof. Dr. Orhan Ünal, “Ağrının oluşturduğu stres faktörü erken doğum veya düşüğü tetikleyebilir. Aynı zamanda yumurtalık kistinin büyüklüğüne bağlı olarak veya kistte meydana gelebilecek komplikasyonlar nedeniyle düşük tehdidi ya da erken doğum ağrıları başlayabiliyor. Kistlerin doğrudan bebeğe bir anomali oluşturma gibi zararlı bir etkisi bulunmaz. Ancak erken doğum ya da düşüğe yol açarak dolaylı etki ile bebeğin erken doğması durumunda bazı olumsuz etkiler ortaya çıkabilir.” dedi.
Endometriozis ya da çikolata kistlerinin gebelikte diğer kistlerde yapılan takip açısından bir fark bulunmadığını söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, takip ve tedavi konusunda şu bilgileri verdi:
“Kötü huylu kistlerde yüksek çıkan tümör belirteci dediğimiz ‘CA 125’ değeri bu kistlerde de yüksek çıkar ve endişeye yol açar. Son zamanlarda ‘HE 4’ denilen ve gebelikten etkilenmediği düşünülen tümör belirtecinin de istenmesi, çok az da olsa görülen endometriozis ve kanser olasılığını değerlendirmek bakımından önemlidir. Polikistik overde ise sadece gebe kalma konusunda tedavi gerektirebilir. Gebelik ile beraber görüldüğünde hiçbir özel takip gerekmeyip normal gebelik izlemine devam edilmesi yeterlidir.”
Basın Yansımaları: posta.com | mynet.com | dha.com | guncelkadin.com
”
Alo Yeditepe