ABD’de yapılan yeni bir araştırma, sivrisineklerin neden bazı insanları daha fazla ısırdığını daha farklı nedenlerle açıklıyor. Sivrisinekler neden bazı insanları daha fazla ısırıyor da bazılarına hiç dokunmuyor?
Genel olarak sivrisinekler bazı kan gruplarını, açık tenlileri, derisi daha ince olanları daha çok ısırır gibi bir düşünce hakim. Bunların bazıları deneyimlere dayalı yorumlar bazıları ise yapılan araştırmalara dayanıyor. Yapılan yeni bir araştırma ise sivrisineklerin sevdiği bazı kokular olduğunu, belirli insanlara daha fazla ilgi duymasını sağlayan başka fiziksel ve kimyasal işaretlerin de bulunduğunu ortaya atıyor.
ABD’de Miami Uluslararası Üniversitesi’ndeki bir grup araştırmacı tarafından yürütülen çalışmada, sivrisineklerin neden bazı insanları daha fazla ısırdığı araştırıldı. Araştırmaya göre indol, nonanol, oktenol ve laktik asit gibi moleküllerin sivrisineklerin dikkatini çeken kokular oluşturduğu tespit edildi. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya sivrisinek ısırıklarıyla alakalı merak edilen soruları yanıtladı.
Sivrisineklerin hangi kokulara daha çok ilgi gösterdikleri ile ilgili yapılmış gözlemler ve araştırmalar var. Sivrisineklerin özellikle karbondioksit gazına ve terle atılan bazı asitlere ilgisi olduğu bu nedenle metabolizma hızını yükselten durumlarda sivrisineklere daha çok maruz kalma riski var. Örneğin fiziksel egzersizler hamilelik veya bazı hormonların arttığı durumlarda metabolik hızımızın artması, daha fazla karbondioksit ve terle laktik asit gibi maddeleri salgılamamıza yol açtığı için bu durumda sivrisineklere daha çok maruz kalabiliyoruz. Bununla birlikte sabun veya parfüm kokusunun ise sivrisineklere cazip gelmediği gösterilmiş.
Sivrisineklerin insan vücudunda belli bölgelere özellikle ayak bileği gibi bölgelere daha çok ilgi gösterdiği yine bazı çalışmalarda belirtilmiş, bu durumun derimizdeki normal bakteri florası ile ilişkisi olup olmadığı araştırılmış; bakteri florasının daha yoğun olarak bulunduğu vücut bölgelerimize sivrisineklerin daha çok ilgi gösterdiği saptanmış. Bu sonuç aynı zamanda yine bu bölgedeki bakterilerin metabolizmasına bağlı olarak ortaya çıkardıkları metabolik maddelere bağlanmış. Bazı viral, paraziter ve bakteriyel hastalıkların mikrobik etkenlerinin sivrisinekler aracılığıyla taşınabildiğini biliyoruz.
Özellikle allerjik bünyeli kişilerde sivrisinek ısırıklarının daha rahatsız edici boyutlara ulaşması mümkün.
Genetik özelliklerimizi değiştiremeyiz ancak sık sık sabunla suyla duş yaparak hem ter kokusu azaltıp hem de derimizdeki flora bakterilerinin kolonizasyonunu düzenleyebiliriz. Bu durumda doğal olarak sivrisinek ısırması için daha az riskli duruma gelmek mümkün olabilir.
Bu konuyla ilgili elbette kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ancak bazı çalışmalar özellikle bazı renklere sivrisineklerin daha fazla geldiğini göstermekle birlikte buradaki davranış şeklinin neye göre gerçekleştiğine dair çok az şey biliniyor. Elbette sivrisineklerin renkleri gerçekten insanlar gibi dalga boylarına göre mi tercih edip etmedikleri de net değil.
Bununla birlikte bu konuyla ilgili gerçekleştirilen bir araştırma sonucuna göre sivrisinekler yeşil, mor, mavi ve beyazın daha soğuk tonlarını görmezden gelmeyi tercih ediyor. Bunun yanında bazı renkler daha cazip geliyor. Bu renkler turuncu, kırmızı ve siyahlar oluyor. Bu renklerin çoğunun uzun ışık dalga boylarına karşılık geliyor. İnsan derisinin de kırmızı ve turuncu aralıkta ve uzun dalga boyunda yer almasından dolayı sivrisineklere cazip gelebildiği düşünülüyor. Dolayısıyla kıyafet seçiminde yeşil, mor, mavi ve beyaz renkleri tercih etmek belki de sivrisinekleri uzak tutmak için farklı bir yol olabilir. Ancak bu konuyla ilgili daha net veriler ortaya koymak için araştırmaların devam etmesi gerekir.
Sivrisinekler için mıknatıs etkisi yapabilecek özelliğin vücut kimyası olduğu etnomologlar tarafından belirtiliyor. Deri ya da ağızdan salgılanan karbondioksit miktarı da bu noktada önemli bir faktör oluşturuyor. Korbondioksit salınımında da kişinin metabolik hızı etkili. Erkekler, hamileler ve fazla kiloda olan kişilerin metabolizma hızı diğerlerine göre daha fazla olduğu için karbondioksit salınımı dolayısıyla sivrisinekler tarafından ısırılma ihtimali de artabiliyor. Bununla birlikte egzersiz yapmak da metabolizma hızını artırdığı için egzersiz sonrası sivrisineklere daha cazip hale gelmek mümkün. Hamile kadınların aynı zamanda vücut ısılarında artış yaşanması da başka bir etken oluşturabiliyor.
Özellikle yaz aylarının ve akşamlarını çekilmez hale gelen sivrisinek ısırması sonucunda kaşıntı ve küçük şişme ve kızarıklığın nedeni aslında bağışıklık sisteminin verdiği bir reaksiyon. Çünkü ısırma sonrasında sivrisineğin bıraktığı salgıya karşı vücut tepki verir ve yanma, kaşınma tepkisel olarak gelişir. Ne kadar zor olsa da kaşımamaya çalışmak önemli. Çünkü kaşımak o bölgede enfeksiyon gelişmesine neden olabilir. Özellikle de kanatacak kadar kaşıma cilt enfeksiyonuna karşı zemin hazırlar. Özellikle kirli tırnaklarla kaşımak…
Dolayısıyla sivrisinek ısırıklarından sonra o bölgeyi su ve sabunla yıkamak ve kaşıntıyı azaltabilecek tropikal kremlerden yararlanmak daha doğru olacaktır.
Basın Yansımaları: posta | indigodergisi | hurriyet
”
Alo Yeditepe