Akciğer kanseri teşhisi konulsa dahi sigarayı bırakmanın faydalı olduğu, yayınlanan bir araştırmayla bir kez daha ortaya kondu. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, akciğer kanseri tanısı alan sigara tiryakileri üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmayla, kanser teşhisi konulsa bile sigarayı bırakmanın yaşam kalitesi ve yaşam kaybı üzerinde önemli bir etkisi olduğunun bir kez daha gösterildiğini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı tarafından yapılan ve “Annals of Internal Medicine” dergisinde sonuçları yayınlanan araştırmayla akciğer kanseri teşhisi konduktan sonra sigarayı bırakanların daha sağlıklı ve daha uzun yaşadığı gözlemlendi. Akciğer kanserinin, dünyada da, ülkemizde de en sık görülen ve en çok can kaybının olduğu kanser türü olduğuna işaret eden Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, akciğer kanseri teşhisi konulan 517 sigara içicisi üzerinde geçekleştirilen çalışmayı değerlendirdi.
Sigara kullanımının akciğer kanseri riskini yaklaşık 50 kat artırdığını hatırlatan Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, “Akciğer kanserinden korunmada en önemli nokta sigaradan uzak durulmasıdır. Bu nedenle akciğer kanseri teşhisi konulan tüm hastalarımıza eğer kullanıyorlarsa derhal sigarayı bırakmalarını öneriyoruz” dedi. Hastalığa yakalanan birçok kişi sigarayı bırakmak için geç kaldıklarını düşünüp, sigara içmeye devam edebildiğini anlatan Prof. Salepçi, “Ancak sigara içmeye devam etmek, bir kanser teşhisi konduğunda hasta hayatta olduğu sürece ikinci bir kanser olma olasılığını da artırıyor. Ayrıca hastanın kemoterapi, radyoterapi gibi tedavilere cevap verme oranını da azaltıyor” diye konuştu.
517 kişi arasında yapılan söz konusu araştırmada hastaların yüzde 44,5’i akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra sigarayı bırakıyor. Sigarayı bırakan hastaların bırakmayanlara oranla 2 yıl daha fazla yaşadığını söyleyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, "Akciğer kanseri hastaların yüzde 57'sinin ilk tanı anında hastalık metastaz yapmış oluyor ve ne yazık ki hastaların yalnızca yüzde 21'i 5 yıl hayatta kalabiliyor. Ancak bu araştırma sonucuna göre, hasta sigara kullanmayı kanser teşhisi konduktan sonra bile bıraksa yaşam süresi 6,6 yıla kadar çıkabiliyor ki bu çok önemli bir sonuç” diye konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü, Amerikan Kanser Topluluğu ve Dünya Akciğer Vakfı'nın katkılarıyla her dört yılda bir hazırlanan Tütün Atlası’nın (Tobacco Atlas) 2018’de yayınlanan son verilerine göre dünyada 1,1 milyar, Türkiye'de 14,5 milyon kişi sigara ve başka tütün ürünleri kullanıyor. Her yıl yaklaşık 8,2 milyon insanın sigaraya bağlı nedenlerle hayatını kaybettiği bilgisini paylaşan Prof. Dr. Salepçi: “Bu hastaların yaklaşık 7 milyonu aktif, 1,2 milyonu ise pasif içiciydi. 2018 verilerine baktığımızda Türkiye’nin, dünyadaki en büyük 15 sigara tüketicisi ülkeden birisi olduğunuz görüyoruz. Akciğer kanserlerinin yüzde 90‘nından tütün ürünü sorumlu olduğunu düşünürsek bu anlamda en yüksek risk grubundayız. Ülkemizde de her yıl yaklaşık 100 bine yakın insan sigaraya bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Ülkemizde 18 yaş üstü erkeklerin yaklaşık yüzde 40’ı, kadınlarınsa yüzde 20’si sigara kullanıyor. Ülkemizde nargile kullanımı da çok yaygın. Ancak bir nargile içimi sonrasında alınan nikotin miktarı 50 sigara içilmesiyle alınan nikotine eşittir. Batı ülkelerinde elektronik sigarayla birlikte taşınabilir cep nargilesi modası da başladı” dedi.
Elektronik sigara kullanımının da her geçen gün daha da popüler hale geldiğini anlatan Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, sözlerine şöyle devam etti: “Elektronik sigaralar aromalarla cazip hale getirildi. Ancak akciğerde yarattığı ölümcül hasarlar nedeniyle dünyanın gündeminden düşmüyor. Özellikle pandeminin ilk başladığı dönemde ABD’de elektronik sigara kullanımına bağlı ani yaşam kayıpları tespit edildi. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinden (CDC) yapılan açıklamada, 10 eyalette elektronik sigara bağlantılı 29 hastadan alınan örnekler üzerinde yapılan testler sonucunda vitamin E asetat maddesinin bulunduğu belirtildi. E vitaminini solunum yoluyla almak ciğerlerde ciddi hasarlara ve hatta yaşam kaybına yol açabilmekte. Elektronik sigara uluslararası sigara tekelleri tarafından yapılan reklam ve tanıtım kampanyalarıyla zararsızmış gibi sunuluyor. Tütün yanmadığı, ısındığı için zarar vermediği öne sürülüyor. Tütün, hiçbir ısıtma, hiçbir işlemden geçmese bile çiğnendiğinde dahi kanserojen bir maddedir. Yani hiçbir şekilde bir tütün ürününün zararsız olması mümkün değil. Bu son araştırmada üçünü karşılaştırmışlar. Gerek damarlar üzerine verdikleri hasarlar, gerekse akciğerlerde yaptıkları hasar, birbirine eş değer. Yani biliyoruz ki hiçbir tütün ürününün zararsız olması imkânsız. Hele ki içine E vitamini ve aromalar eklendiğinde daha da ölümcül hale gelebiliyor.”
Sigara ve diğer tütün ürünlerine başlama yaşı çoğunlukla 18 yaş altında olduğu için gençleri ve çocukları bu bağımlılıktan korumanın önemine dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, “Sigara ve diğer tütün ürünleri yalnızca sigara tekellerine yarar sağlamaktadır. Sigara, yalnızca içenleri ilgilendiren bireysel bir sorun değildir. İçenlerin yanında yaşayan eş ve çocukları da pasif içici olarak sigaraya maruz kaldıkları için tüm toplumu ilgilendirmektedir. Sigara, elektronik sigara, cep nargilesi vb. ürünlerin içimini özendiren sigara şirketlerine karşı düzenlemeler yapılması gerekmektedir” dedi.
”
Alo Yeditepe