Tüberküloz, Mycobacterium tuberculosis adlı bakterinin neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Solunum yolu ile alındığı için öncelikle akciğerleri etkiler, fakat bakterinin kan yolu ile vücuda yayılması sonucu diğer organları da etkileyebilmektedir.
Tüberküloz hastası olan kişilerin öksürme, hapşırma veya konuşmaları sırasında ortama yayılan bakteri ile yüklü damlacıkların hasta kişi ile yakın temasta olan kişiler tarafından solunmasıyla bulaşmaktadır. En bulaştırıcı tüberküloz hastaları, gırtlak ve akciğer tüberkülozu olanlardır. Lenf, karaciğer, dalak, kemik, karın zarı, yumurtalık tüberkülozu olan hastaların eğer akciğerlerinde aktif hastalık yoksa bulaştırıcı olmaları beklenmez.
Tüberkülozun bulaşma riskini artıran faktörleri şöyle sıralamak mümkün:
Yakın temas: Aktif tüberküloz hastası olan kişiyle uzun süreli, yakın temas halinde olmak, tüberküloz bakterisinin bulaşma riskini artırır.
Zayıf bağışıklık sistemi: Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, özellikle HIV enfeksiyonu olanlar, kanserli hastalar, diyabetli hastalar, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç veya kortizon kullanması gereken romatoloji hastaları, tüberküloza karşı daha duyarlıdır ve hastalığı daha hızlı yayabilmektedir.
Kalabalık ve kötü hijyen: Kalabalık ve hijyenik olmayan ortamlar, tüberkülozun yayılma riskini arttırır. Özellikle aktif tüberkülozu olan kişilerle iyi havalanmayan, iyi ışık almayan aynı ortamı paylaşmak, bulaşma riskini çok arttırmaktadır.
Yetersiz tedavi: Tedavi edilmemiş tüberküloz vakaları, bakterilerin daha fazla yayılmasına ve özellikle ilaca dirençli tüberküloz gelişmesine yol açmaktadır.
Bu nedenle, tüberkülozu önlemek için hijyenik önlemlerin alınması, hasta kişilerle yakın temasın sınırlandırılması ve hastaların erken teşhis edilip hemen tedaviye başlanması önemlidir.
Tüberküloz belirtileri genellikle hastalığın etkilediği bölgeye bağlı olarak değişebilir. Bakteri solunum yolu ile alındığı için öncelikle akciğerlere yerleşir oradan da kan yoluyla diğer organlara yayılır.
Tüberkülozlu bir hastada görülen başlıca belirtiler:
Uzun Süreli Öksürük: İki-üç haftadan daha uzun süren öksürük, en sık görülen semptomdur.
Kanlı Balgam: Öksürük sırasında veya sonrasında kanlı balgam çıkması, tüberkülozun ilerlemiş bir belirtisi olabilir.
Halsizlik ve Yorgunluk: Genel halsizlik, yorgunluk ve enerji kaybı tüberküloz belirtileri arasında yaygındır.
İştahsızlık ve Kilo Kaybı: Sık görülen bir belirtidir.
Ateş: Genellikle 3-4 haftadır devam eden düşük dereceli ateş, tüberküloz hastalığına eşlik eden bir belirti olabilir.
Gece Terlemeleri: Yoğun gece terlemeleri, özellikle iştahsızlık ve kilo kaybı ile birlikte görülen genel belirtilerden biridir.
Göğüs Ağrısı: Özellikle akciğer zarı tüberkülozunda sıvı birikmesi sonucu ortaya çıkar.
Nefes Darlığı: Hastalığın her iki akciğerde yaygın olması veya akciğer zarı tüberkülozunda çok miktarda sıvı birikmesi sonucunda ortaya çıkar.
Diğer Organ Tüberkülozlarına ait: Kemik tüberkülozunda kemiklerde ağrı, mesane tüberkülozunda kanlı idrar, karın zarı tüberkülozunda karın ağrısı ve karında şişme, beyin zarında yerleşirse menenjit bulguları gibi diğer organlara ait belirtilerle de karşımıza çıkabilir.
Tüberküloz (TB) için risk altında olan birçok grup vardır. Bu risk faktörleri, kişinin tüberküloz olma olasılığını arttırdığı gibi hastalığın daha ciddi seyretmesine de yol açar. Tüberküloz için risk altında olan grupları şöyle sıralamak mümkün:
Zayıf Bağışıklık Sistemine Sahip Olanlar: HIV (AIDS) gibi bağışıklık sistemini zayıflatan durumlar, tüberküloz riskini artırabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, TB'ye karşı daha savunmasızdır ve enfekte olduklarında hastalık daha ciddi sonuçlara yol açabilir.
Yaşlılar: Yaşlılar, yaş ilerledikçe diyabet gibi ek hastalıkların artması sonucu tüberküloza karşı daha hassas hale gelirler.
Çocuklar: Yaşlılar gibi bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiş olan çocuklar da tüberküloza karşı daha hassas olabilmektedir.
Yoksulluk ve Kalabalık Yaşam Koşulları: Ekonomik nedenlerden dolayı yaşamı yoksulluk içinde geçen ve bu nedenle yetersiz beslenen, kötü hijyen koşullarında yaşamak zorunda kalan, kalabalık, yeterince güneş ışığı almayan evlerde bir arada yaşamak zorunda olan kişiler için bu durum önemli bir risk faktörü oluşturmaktadır. Bu koşullar hem hastalığın oluşmasını hem de yayılmasını kolaylaştırmaktadır.
Hastalıkla İlgili Alanlarda Çalışanlar: Sağlık çalışanları, tüberkülozlu hastalarla doğrudan temas halinde oldukları için risk altındadır.
Geçmişte Tüberküloz Geçirenler: Tüberküloz geçmişi olanlar, özellikle de tedavisini tamamlamayan ya da eksik tedavi alan hastalarda hastalık tekrar ortaya çıkabilmektedir.
Bu risk faktörleri, bireylerin tüberküloz enfeksiyonu ve hastalığı için daha yüksek bir risk altında olabileceklerini göstermektedir. Bu nedenle, bu risk altındaki gruplar düzenli olarak tüberküloz taraması yapılması ve koruyucu tedbirler alınması önem taşımaktadır.
Tüberküloz tedavisi, genellikle antibiyotiklerden oluşan uzun süreli bir ilaç rejimini içerir. Tedavi süreci genellikle 6 ila 9 ay veya daha uzun sürebilir ve tamamlanması önemlidir. İlaç tedavisi, hastalığın tipine, hastanın yaşına, kilosuna, tüberkülozun ilaç duyarlılığına ve başka tıbbi durumlarına bağlı olarak değişebilmektedir. Önerilen ilaç rejimini tamamlamak, tedavinin başarısını sağlamak ve tüberkülozun yeniden ortaya çıkmasını önlemek için çok önemlidir.
Tedavi tamamlandığında, hasta tedavinin başarılı olduğunu gösteren testler yapılır. Tedavi tamamlandıktan sonra bile, bazen semptomlar devam edebilir veya tekrar ortaya çıkabilir, bu nedenle tüberküloz geçiren kişilerin düzenli olarak takip edilmesi çok önemlidir.
Aşı Olmak: Bacillus Calmette-Guérin (BCG) aşısı, tüberkülozun ciddi sonuçlarını önlemek için kullanılan bir aşıdır. Özellikle risk altında olan bölgelerdeki çocuklara rutin olarak uygulanır. Ancak BCG aşısı, tüberküloz enfeksiyonunu tamamen önlemez, sadece ciddi sonuçları azaltır. Bu aşı ülkemizde de uygulanmakta ve rutin aşı takviminde yer almaktadır.
Sağlıklı Yaşam Tarzı Benimsemek: Dengeli bir beslenme düzeni, düzenli egzersiz yapma, alkol ve sigaradan uzak durmak, yeterli uyku alımı ve stresten kaçınma gibi sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları bağışıklık sistemini güçlendirir ve enfeksiyonlara karşı korunmada yardımcı olur.
Hijyen Önlemlerini Almak: Elleri düzenli olarak yıkamak, özellikle öksürme veya hapşırma sonrasında, tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklardan korunmada önemlidir. Ayrıca, tüberkülozlu kişilerle uzun süreli ve yakın temas halinde bulunmaktan kaçınmak önemlidir.
Risk Altında Olan Kişilerin Takibi: Özellikle yüksek risk altında olan kişiler, örneğin HIV pozitif kişiler veya tüberkülozla teması olan kişiler gibi, düzenli olarak tüberküloz taraması yapılmalı ve gerektiğinde koruyucu tedbirler alınmalıdır.
İzole Edilmiş Alanlarda Çalışanlar için Koruyucu Ekipmanlar: Tüberkülozla doğrudan teması olan sağlık çalışanları gibi kişiler, koruyucu ekipmanlar kullanarak kendilerini enfeksiyondan korumalıdır.
Tüberkülozun Tedavisi: Tüberkülozlu kişilerin erken teşhis edilmesi ve etkili bir şekilde tedavi edilmesi, hastalığın yayılmasını önler ve toplumda enfeksiyon riskini azaltır.
Basın Yansımaları:sabah | yenicaggazetesi | gazeteduvar | beyazhaberajansi
”
Alo Yeditepe