Akciğer kanserinin sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, “Tümör ilerleyip çevredeki dokulara saldırdığı zaman esas bulguyu verir. Sırt ağrısı bu belirtilerden biridir. Göğüs duvarına ulaştığında oradaki kemiklerin istila edilmesiyle sırt ve göğüs ağrısı ortaya çıkar, başlıca belirtisi budur” dedi.
Akciğer kanserinin dünyada ve Türkiye’de özellikle erkekler arasında en sık görülen kanser olduğunu anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Göğüs Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, akciğer kanseri farkındalık ayı kapsamında; tedavi yöntemi, korunma yolları ve görülme sıklığına yönelik bilgi verdi.
Akciğer kanserinin, kanserden ölümler içerisinde birinci sırada yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Salepçi, “En yüksek akciğer kanseri oranları Doğu Avrupa’dan Macaristan, Batı Asya’dan ise Rusya, Çin ve Türkiye’deki erkekler arasında görülüyor. Macaristan’da 100 bin kişiden 78’i akciğer kanseri bunu 100 binde 71 ile Sırbistan 100 binde 70 ile Türkiye izliyor. Erkekler arasında akciğer kanseri görülme oranlarında Türkiye dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Çünkü bu ülkelerde özellikle erkeklerde sigara içme oranı yüzde 50 ve üstündedir. Kadınlarda görülme oranı ise Macaristan’da 100 bin 38, Türkiye’de ise 100 binde 8’dir. Son yıllarda kadınlar arasında sigara içme oranı arttıkça akciğer kanseri görülme sıklığı da artıyor” diye konuştu.
Akciğer kanserinin başlıca nedeninin sigara içmek olduğunu belirten Prof. Dr. Salepçi, “Tüm dünyada erkeklerin kadınlara göre sigara içme oranı çok yüksek. Tütün kullanımı dışında radyasyona maruziyet, hava kirliliği, kronik akciğer hastalıkları genetik yatkınlık akciğer kanseri nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca, pasif içicilik de akciğer kanseri nedenidir” dedi.
Akciğer kanserinde erken teşhisin çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Salepçi, “Erken teşhis edilirse ameliyatla çıkarılarak kesin tedavi mümkün. Erken teşhisle ölüm oranları büyük oranda düşüyor. Uluslararası Kanser Derneklerinin son 5-56 yıldır uygulanmaya başlanan tarama çalışması var. Buna göre belli risk grupları tanımlandı. 55-75 yaş arasında 30 yıldır günde 1 paket sigara içmiş olmak, halen aktif içici olmak veya bıraktıysa da 15 yıldan daha erken dönemde olmak işte bu grup yüksek risk grubu olarak belirlendi. Kanseri erkenden tespit etmek için bu gruptaki kişilere her yıl düşük doz tomografi çekilmesi öneriliyor. İkinci bir risk grubu daha tanımlandı, bunda ise yaş 50 ve üstünde 20 yıldır günde 1 paket sigara içiyor olmak, bırakmadan halen sigara içmeye devam etmek, buna ek olarak daha önce geçirdiği başka kanseri olması, ailesinde akciğer kanseri öyküsü bulunması, kronik akciğer hastalığı olması bunlar da yine yüksek risk grubunda sayılıyor. Bu gruba da her yıl düşük doz tomografi taraması öneriliyor” diye konuştu.
Akciğer kanserlerinin en fazla yüzde 30’nun erken evrede yakalandığını dile getiren Prof. Dr. Salepçi, “Bu nedenle evre 1,2’de kanseri yakalamak çok önemli, evre 3’ten sonra da tedavi mümkün, ameliyat olan vakalarımız var. Ama mutlaka kemoterapi, radyoterapi de tedaviye eşlik ediyor. Evre 4’te ise esas tedavi kemoterapidir, uzak organlara sıçramıştır, mecbur kalınırsa ameliyat edilir. Bu hastalarda da son yıllarda hedefe yönelik tedavi ve aşıyla iyi sonuçlar alıyoruz, hasta beklenenden daha uzun süre yaşayabiliyor” ifadelerini kullandı.
Akciğer kanserinin sinsi seyrettiğini söyleyen Prof. Dr. Salepçi, “Çünkü kişiler sigara içiyordur, o yüzden öksürük belirtisi çok uyarıcı olmaz. Bu kişilerde KOAH ve astım da vardır. Akciğer kanseri ilerleyip çevredeki dokulara saldırdığı zaman esas bulguyu verir. Sırt ağrısı bu belirtilerden biridir. Göğüs duvarına ilerlediği zaman oradaki kemiklerin tümör tarafından istila edilmesiyle sırt ve göğüs ağrısı başlıca bulgularından biri olabilir. Bazen kanser damarlara sıçrar, o zaman ağız yoluyla ağır kanamalara sebep olur. Bazen de hiç fark edilmez tümör büyür, uzak organlara sıçrar, beyne ulaşır hasta felçli olarak bize gelir, tesadüfen akciğer kanseri olduğu ortaya çıkar. Bulgu verdiği zaman ya bölgesel olarak ilerlemiş ya da metastazını yapmış oluyor” diye konuştu.
Akciğer kanseriyken sigara içmeye devam etmenin tedaviyi olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Salepçi, “Spor yapılması, düzenli ve sağlıklı beslenilmesi lazım ama en önemlisi sigarayı bırakmak, içmemek gerekiyor. C vitamini kanserden korur, ağır ve yağlı gıdalardan uzak duralım. Gençlerde görülme oranı çok düşük ama yıllar önce 32 yaşında bir hastamı akciğer kanserinden kaybettim, sigara içmeye 5 yaşında başlamış. Ailesinde de akciğer kanseri öyküsü vardı” dedi.
”
Alo Yeditepe