Zatürre aşısının yan etkileri son derece düşüktür. Genellikle de enjeksiyon yerinde ortaya çıkan bölgesel yan etkilerdir. En çok görülen enjeksiyon yerinde ağrıdır. Bundan başka kızarıklık ve şişlik de görülebilir. Bu yan etkiler 3-4 gün içerisinde kaybolur.
Pnömoni akciğer dokusunda çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak gelişen bir enfeksiyon hastalığıdır. Toplum kökenli ve hastane kökenli olmak üzere iki grupta incelenebilir. Bizim bugünkü konumuz toplum kökenli ya da toplumdan edinilmiş pnömonilerdir. Çeşitli mikroorganizmalar buna neden olur. Sıklıkla bakteriler ve virüsler rol oynar. Streptococcus pneumoniae bakterisi toplum kökenli pnömoniye neden olan bakterilerden sadece bir tanesidir. Ancak tüm dünyada toplum kökenli pnömoni nedenleri sıklığı arasında ilk sırada gelmektedir.
Toplum kökenli pnömoni etkeni mikroorganizmalar içerisinde en sık etken pnömokok olarak da adlandırılan Streptococcus pneumoniae’dir. Pnömokok aşısı uygulamaları ile tüm dünyada görülme sıklığı azalmakla birlikte yine de pnömoni nedeni en sık etken mikroorganizma olarak durmaktadır. Görülme sıklığına ve hastalığın şiddetine etki eden bazı faktörler vardır. Bunlar; grip hastalığı, sigara ve alkol tüketimi, astım, kronik abstrüktif akciğer hastalığı, kronik kalp hastalığı, dalağın alınmış olması (splenektomi) ya da bazı kan hastalıkları nedeniyle dalağın yeterli fonksiyon gösterememesi (hiposplenizm), diyabet hastaları, başta HİV enfeksiyonu olmak üzere bağışıklık sistemin baskılanmasına neden olan hastalıklar ve ilaçlar olarak sayılabilir. Bu kişiler pnömokok hastalıkları açısından risk grubu olarak da adlandırılırlar. Dünyada pnömokoksik pnömoni görülme sıklığı ülkeden ülkeye hatta aynı ülke içerisindeki bölgelerde bile farklılıklar gösterebilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde pnömoni etkenleri arasında %5-15 arasında olduğu bildirilmektedir. Farklı ülkelerde daha yüksek oranlar da bildirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü erişkin yaş grubunda görülme sıklığını Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 100.000 kişide 10 ile 100 arasında bildirmektedir.
Streptococcus pneumoniae çok çeşitli hastalıklara neden olmaktadır. Nazofarenkse kolonize olan bakteri, sinüs, orta kulak, alt solunum yollarına ve hatta santral sinir sistemine yerleşerek sinüzit, otitis media, pnömoni, menenjit ve hatta sepsis tablolarına neden olabilir. Hastalıktan tam bir iyileşme olabildiği gibi bazen sekel bırakarak iyileşme ve özellikle çocuklarda, yaşlılarda, altta bazı kronik hastalığı olan kişilerde daha yüksek oranda olmak üzere her yaş grubunda ölüm de gelişebilir.
Zatürre hastalığının görülme sıklığını azaltmak ve ciddi sonuçları önleyebilmenin en etkili yollarından birisi de pnömokok bakterisine karşı aşı ile korunmadır. Özellikle risk grubundaki kişilerde hastalığın oluşturacağı olumsuz sonuçları azaltması nedeniyle önemli bir yöntemdir.
65 yaş altında ve altta yatan kronik hastalığı bulunmayan kişilerin zatürre aşısı yaptırmalarına gerek yoktur. Aşının yapılması gereken kişiler; 65 yaş ve üzerindeki kişiler, hangi yaş grubunda olursa olsun kronik kalp, akciğer, karaciğer, böbrek hastalığı, diyabeti olanlar, splenektomili, hiposplenizmli olgular, HİV ile enfekte hastalar, solid organ ve hematopoetik kök hücre nakli uygulananlar, uzun süredir kortikosteroid gibi bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçları kullananlara pnömokok aşısı önerilmektedir.
Şu an için iki tür pnömokok aşısı mevcuttur. Birisi polisakkarit aşı diğeri ise konjüge aşı. Polisakkarit aşı bakterinin kapsülünden elde edilen ve 23 pnömokok polisakkaritini (PPSA23) içeren bir aşıdır. Bu 23 serotip erişkinlerde pnömokok hastalığına neden olan türlerin yaklaşık %50-60’ına karşı bir koruma sağlayabilmektedir. Konjüge aşı ise pnömokok kapsül polisakkaritleri bir protein ile bağlanarak etkinliği artırılmaya çalışılmış ve böylece polisakkarit aşısı ile yanıt alınamayan yeni doğan ve küçük çocuklar da konjüge aşı ile pnömokok hastalığına karşı aşı ile belirli türlerine karşı korunma sağlanabilmiştir. Konjüge aşı 13 pnömokok polisakkariti (PKA13) içermekte olup erişkinlerde bu aşının da uygulanması ile pnömokok bakterisinin diğer alt türlerine karşı da koruma sağlanmıştır. 19-64 yaş arası pnömokok yönünden risk grubunda bulunan kişilerin 1 doz PPSA23 aşı ile aşılanmaları ve 5 ya da 10 yılda bir tekrar dozu uygulatmaları yeterlidir. Buna karşın hangi yaşta ve koşulda olursa olsun daha önce invaziv pnömokok hastalığı geçirme öyküsü varsa ve daha önce hiç pnömokok aşısı yapılmamışsa böyle olgulara önce 1 doz PKA 13 yapılıp, 8 hafta sonra 1 doz PPSA23 ile aşılanmaları ve her 5 ya da 10 yılda bir 1 doz PPSA23 aşısı uygulanması gereklidir.
Zatürre aşısının yan etkileri son derece düşüktür. Genellikle de enjeksiyon yerinde ortaya çıkan bölgesel yan etkilerdir. En çok görülen enjeksiyon yerinde ağrıdır. Bundan başka kızarıklık ve şişlik de görülebilir. Bu yan etkiler 3-4 gün içerisinde kaybolur. Bazen bu yan etkilerin yanı sıra ateş yüksekliği, üşüme titreme, kas ve eklemlerde ağrı gibi sistemik yan etkiler görülebilir. Aşının tek kontrendikasyonu daha önce aşı yapıldığında anafilaksi tarzında ve kısa süre sonra ortaya çıkan solunum güçlüğü, yüzde gözde şilik gibi reaksiyonların söz konusu olduğu durumlardır.
Pnömokok aşısı Covid-19 hastalığına karşı kişiyi korumaz.
”
Alo Yeditepe