Astım, ataklar halinde gelen nefes darlığı veya öksürük krizleri ile karakterize kronik bir hastalıktır. Hastalığın temelinde hava yollarının aşırı duyarlı olması yatar. Bu aşırı duyarlılık sonucunda bronşlarımız daralır, bronş duvarında ödem ve balgam üretiminde artış meydana gelir. Toz, duman, koku gibi uyaranlardan sonra nefes darlığı ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalar başlar.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Seha Akduman, kronik bir hastalık olan astımın dünyada ve Türkiye'de oldukça yaygın olduğuna dikkat çekti.
Astım, ataklar halinde gelen nefes darlığı veya öksürük krizleri ile karakterize kronik bir hastalıktır. Hastalığın temelinde hava yollarının aşırı duyarlı olması yatar. Bu aşırı duyarlılık sonucunda bronşlarımız daralır, bronş duvarında ödem ve balgam üretiminde artış meydana gelir. Toz, duman, koku gibi uyaranlar ile hemen öksürük, nefes darlığı ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalar ortaya çıkar.
Tüm dünyada ve ülkemizde oldukça yaygındır. Sıklığı giderek artmakta ve ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Ülkemizde yaklaşık her 100 erişkinden 5-7’sinde, her 100 çocuktan 13-15’inde görülmektedir.
En önemli belirtileri koku, toz, duman ve alerjen maruziyetinden sonra başlayan nefes darlığı, öksürük, göğüste baskı hissi, nefes açlığıdır. Bu şikayetler nöbetler halinde gelir. Genellikle gece veya sabaha karşı ortaya çıkar ve mevsimsel değişiklik gösterirler. Kendiliğinden veya ilaçlar ile düzelir. Soğuk algınlarından sonra uzamış öksürük de astımın önemli belirtilerindendir.
Alerjenler; vücudumuz için zararsız olan, ancak duyarlı kişilerde bağışıklık sisteminin reaksiyonuna neden olabilen maddelerdir. Çocuklarda astımın %80’i, erişkinlerde %50 ' si alerji kaynaklıdır. En sık karşılaşılan alerjenler, polenler, ev tozu akarları, küf mantarı sporları, hamamböceği, hayvan tüyleri ve yumurta, fıstık, balık, buğday, soya gibi gıdalardır.
Hava Kirliliği ve Sigara; Astımlı hastalar zararlı gaz ve ağır metallerden daha çok etkilenir ve atak geçirmelerine neden olabilir.
Stres ve duygusal değişiklikler de astım belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Sık ve derin nefes almalara neden olan ağlama veya gülme hava yollarını uyarabilir. Huzursuzluk ve sinirlenme de astım belirtilerini tetikleyebilir.
Egzersiz yani fiziksel aktivite, kontrolsüz astımlılarda ataklara neden olabilir. Veya tek başına egzersiz ile astım yakınmaları başlayabilir. Egzersiz ile tetiklenen astım tanımı nadir görülmekle birlikte öyküde mutlaka sorgulanması gerekmektedir.
Soğuk hava; bronşlarda alerjik reaksiyonlarda olduğu gibi reaksiyonlara yol açarak astımı tetikleyebilir. Sadece soğuk havanın tetiklediği astımlı bir hasta grubu vardır ve yine öyküde mutlaka sorgulanmalıdır.
Astım tanısı, uygun öykü, fizik muayene ve solunum fonksiyon testi ile konulur. Tanıyı desteklemek için alerji testleri yapılabilir. Akciğer grafisi, tomografi, kan tetkikleri ile KOAH, zatürre, akciğer kanseri gibi benzer şikayetlere sebep olabilen hastalıkların dışlanması için yapılır.
Alerjik Astım, Soğuk ile tetiklenen astım, egzersiz ile tetiklenen astım, öksürük varyant astım ve Mesleki astım gibi çok alt grup olsa da günümüzde genel tanım olarak Bronşiyal Astım tanımlamasını kullanıyoruz. Bu sınıflamalar genellikle tetikleyicilere göre yapılmaktadır.
Öksürük ile giden astımda tipik hırıltı ve nefes darlığı yakınmaları beklenmez ve bu hasta grubunda kuru inatçı ve ataklar halinde öksürük ile ortaya çıkar.
Astımda tedavi hastanın atak sıklığına ve solunum fonksiyon testine göre belirlenir. Her basamakta ilaç dozları ve sıklıkları değişir. Ataklara sebep olan etkenlerin net belirlenmesi, bu etkenlerden uzak durulması ve ilaçların düzenli kullanılması oldukça önemlidir.
Hastanın eğitimi tedavinin en önemli basamağını oluşturur. Atak geldiğinde doktora başvuracağı süreye kadar kurtarıcı ilaçlarının doz ve sürelerini hastanın veya yakınlarının öğrenmesi gerekmektedir.
Astım kronik bir hastalıktır ve kesin bir tedavisi yoktur. Hastalar ilaçlarını düzenli kullanmalı ve 3 aylık periyotlar ile yapılan muayenelerinde ilaç dozlarının gözden geçirilmesi önerilir. Amaç en az ilaç ile tam kontrolü sağlamak ve tam kontrolü sağlamaktır.
Kronik akciğer hastalığı olan Astmda solunan havanın kalitesi çok önemlidir. Zararlı gazlardan, deterjanlardan, tozlardan, hava kirliliğinden, sigara dumanından uzak durmaları gerekmektedir. İlaçlarını düzenli kullanmaları ve doktoru önermedikçe ilaçlarını kesmemelilerdir. Solunum yolu enfeksiyonlarının ağır geçirebilecekleri için astımlı hastaların zatürre, grip ve COVID aşılarını mutlaka yaptırmaları önerilir.
Mesleki astım, iş yeri dışında hiç şikayeti olmayan hastaların iş yerinde öksürük, nefes darlığı yakınmalarının ortaya çıkması olarak tanımlanabilir. Özellikle çalıştığı iş yerinde maruz kaldığı alerjen ve partiküller nedeni ile astımı başlayabilir. Bu grup hastanın iş yeri hekimi ve Meslek Hastalıkları uzmanları ile ortak takibi gerekir.
Astım atağı, semptomsuz hastada öksürük, balgam, hırıltı yakınmasının başlaması ya da olan şikayetlerin artması olarak tanımlanır. Bu hasta grubunda kurtarıcı ilaç olarak tanımladığımız etkisi kısa sürede başlayan nefes açıcı ilaçlar başlanır. Astım atak derecesine göre ayaktan takip edilebileceği gibi şiddetli olgularda yoğun bakım desteği gerekebilir. Kontrolü güç, şiddetli ataklarda ölüm riskinin arttığı bilinmekte ve hastaların yakın takibi önerilmektedir.
İhmal edilen ve uzun yıllar tam kontrol altında olmayan hastalarda yıllar içerisinde kalıcı hasarlar gelişir ve akciğer kapasiteleri geri dönüşümsüz olarak azalır. Astımda hava yollarındaki daralma geri dönüşümlü olarak kabul edilse de sık atak geçiren ve kontrolsüz kalan hastalarda KOAH ta olduğu gibi hava yollarında geri dönüşümsüz kısıtlanma gelişebilir. Özellikle ileri aşlarda karşımıza çok sık çıkan bu sorun, düzenli ve uygun ilaç kullanımı ile önlenebilir.
Basın Yansımaları: indyturk
”
Alo Yeditepe