Uyku, sağlıklı yaşam için vazgeçilmez fizyolojik bir süreçtir. Sağlıklı uyku uyuyan bir insan, sabah kalktığında kendini dinç hisseder ve gün boyunca normal performansını gündüz uyku hali olmaksızın sürdürür. Sağlıklı erişkinlerde ortalama uyku süresi 7-8 saattir. Bunun yanı sıra bazı kişiler 4-5 saat uyuduğunda kendini dinç hissederken ki bu kişiler “kısa uyuyucular”, bazı kişiler ancak 9-10 saat uyuduğunda kendini dinç hisseder ki bu kişiler de “uzun uyuyucular” olarak tanımlanmaktadır. Kişinin uykuya dalmasını ve uykudan uyanmasını sağlayan bir biyolojik saati ve sirkadiyen ritmi mevcuttur.
Sirkadiyen ritim uykuya dalma, uykudan uyanma, gün içinde uyanık kalmayı etkileyen pek çok fizyolojik sistemle ilgilidir. Sirkadiyen ritim vücut ısısı, melatonin salgılanması, kandaki kortizol düzeyi ve iştah ile yakından ilişkilidir. Gece uykunun başlamasını karanlığın başlaması ile birlikte gün boyunca biriken uyku (S) maddesi ve melatonin salgısının artması belirler. Gece uykunun ilk yarısından sonra uyku maddesi ve melatonin salgısı azalmaya başlar, aydınlığın ortaya çıkması ile gözdeki retina tabakasında bulunan ışığı algılayan reseptörlerin uyarılması ile sabah uyanma gerçekleşir. Sirkadiyen ritim 24 saat boyunca belli düzen içinde devam eder. Bu ritmi öncelikle gece karanlık-sabah aydınlık saatleri, kişinin kendi biyolojik saati, kişisel genetik farklılıklar, fiziksel aktiviteler, çalışma saatleri, sosyal yaşam ve diğer çevresel faktörler etkilemektedir.
Açıklanamayan uykusuzluk veya uzun uyumanın önemli sebeplerinden biri sirkadiyen ritim bozukluğudur. Sirkadiyen ritim bozulduğunda gece uykuya dalmada ve sürdürmekte güçlük veya sabah erken uyanma gibi uykusuzluk bulguları ve bunun sonucunda da gündüz aşırı uyku hali, iş performansında azalma, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, okul ve iş başarısında azalma, iş ve trafik kazalarında artış gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkar.
Sirkadiyen ritim bozuklukları yukarıdaki sebeplerle sağlıklı kişilerde görülebildiği gibi demans, depresyon, mod bozuklukları ve bipolar hastalık gibi nöropsikiyarik hastalıklarda da karşımıza çıkabilir.
İleri yaşta uyku düzeni bozulur, gece uykuları azalır ve gündüz uyku periyodları ortaya çıkar. Demans olan yaşlılarda ise uyku düzeni daha fazla bozulur. Uykuya dalmada ve sürdürmekte güçlük, gece sık uyanma, gece uzun süre uyanık kalma, sabah erken uyanma gibi bozukluklar görülür. İleri yaş ve demansı olan kişilerde uyku kalitesinin bozulmasına yol açan tıkayıcı uyku apne, huzursuz bacak, periyodik bacak hareketleri, REM davranış bozukluğu ve kullandıkları ilaçlara bağlı uyku hali ya da uykusuzluk gibi diğer uyku bozuklukları da sıktır.
Uykusuzluk, en önemli uyku bozukluklarından biridir. Depresyon başta olmak üzere bipolar hastalık, anksiyete bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıkların başlıca semptomu uykusuzluk olduğu gibi, uyku problemleri de yorgunluk, halsizlik ve depresyona yol açar. Sonuçta uykusuzluk depresyon ve yorgunluğun sebebi olduğu gibi sonucu da olabilir.
Uykuyu düzene sokmak için uyku hijyeni sağlanmalıdır. Yatmadan hemen önce bilgisayar, telefon, tablet kullanımı, uykuyu başlatan melatonin salgılanmasını baskılayarak uykunun gecikmesine (sirkadiyen ritm kaymasına) yol açar. Bu nedenle yatmadan birkaç saat önce bu cihazların kullanımının bırakılması önerilmektedir. Sirkadiyen ritim bozukluklarında yaşlılarda ve demansı olan kişilerde de güvenli olan melatoninin de doktor kontrolünde kullanımı önerilmektedir.
”
Alo Yeditepe