Yeditepe Üniversitesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen 'Uluslararası İstanbul Afet ve Acil Tıp Sempozyumu'nda bir araya gelen AFAD ve UMKE yöneticileri ile tıp alanının uzman isimleri, afet durumlarında acil müdahale ve afet öncesi hazırlığın önemine dikkat çekti.
Yeditepe Üniversitesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen 'Uluslararası İstanbul Afet ve Acil Tıp Sempozyumu'nda bir araya gelen AFAD ve UMKE yöneticileri ile tıp alanının uzman isimleri, afet durumlarında acil müdahale ve afet öncesi hazırlığın önemine dikkat çekti.
Afetlerden önce ve sonrasında alınacak önlemlerle afet anlarında uygulanacak ilkyardım konularında farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen sempozyuma İstanbul İl Sağlık Başkanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, AFAD ve UMKE yöneticileri ile çalışanları, Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, öğretim üyeleri ve üniversitenin Arama Kurtarma Kulübü öğrencileri katıldı.
Açılışta konuşan İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, özellikle 2002 yılından itibaren Türkiye’de alınan önlemlerin arttığına dikkat çekerek, “Bu işlerde çalışan arkadaşlarımızın aslında hepsi birer kahraman çünkü bu iş gönüllülük esasına dayanıyor ve sevilerek yapılması gerekiyor. Türkiye deprem beklentisi olan bir ülke. Bu konuda herkesin üstüne düşen görevler var. Afet anında nasıl yol izleneceği belli olmalı. Toplum bu konuda bilinçlendirilmeli. İnsanlar ne yapacağını bilmeli” dedi.
2004 yılından bu yana hizmet veren Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi’nin (UMKE) faaliyetleri ve bugüne kadar katıldığı kurtarma operasyonları hakkında bilgi veren Afet ve Acil Müdahale Yönetimi Daire Başkanı Dr. Eray Çınar, afetlerden korunmanın en önemli noktasının hazırlıktan geçtiğini ifade etti. “Hazırlığımız ne kadar fazla olursa hasarı da o kadar kolay azaltırız” diyen Dr. Çınar, Türkiye’nin afetselliği yüksek bir bölge olduğunu deprem özelinde duruma bakıldığında ise ülkenin yüzde 66’sının birinci ve ikinci dereceden deprem tehlikesi içinde yer aldığını belirtti.
AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) Müdahale Daire Başkanı Abdülkadir Tezcan, “Hazırlık, risk azaltma, müdahale ve iyileştirme süreçleri var. Risk azaltmanın en önemli başlığı farkındalık. Afetten kaçarımız yok. Ama ne kadar hazırlıklı olduğumuz bu programlarla anlaşılıyor. Deprem, toprak kayması, sel, çığ gibi afetler söz konusu ancak en çok depremden etkilenen bir bölgede yaşıyoruz. Bu noktada kırılma anlarımıza baktığımızda 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin etkisi büyük. 17 binin üzerinde insan hayatını kaybetmiş, 43 binin üzerinde kişi yaralanmıştı. Bölgeye ulaşım zor sağlanmıştı. 64 bini asker olan 70 binin üzerinde kurtarma personeli görev yapmıştı. Bu afette anlaşıldı ki, profesyonel arama kurtarma personeli konusunda eksiğiz. Ulusal koordinasyon konusunda eksiğiz. Afet anında bir planlamamız oturmuş değil. Tüm bunlar bizi daha planlı ve hazırlıklı olmaya itti. Marmara Depremi ile 2011’de yaşanan Van Depremi’ni karşılaştırdığımızda birinde arama kurtarmanın başlaması 4.5 saat, diğerinde 30 dakika sürdü. Kesilen iletişim hatları birinde 12 saatte diğerinde 2 saatte normale döndü. Bunun dışında daha planlı bir yol izlendi, sigorta sistemi bir düzene oturtuldu” diye konuştu.
Üniversitelerine yaklaşık 43 kulüp bulunduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl ise, “Bunların içinde en değerlilerinden birisi de Yeditepe Doğal Afet Kurtarma Kulübü (YUDAK). Kendileri her yaz Şile ve Karadeniz gibi boğulmaların en çok olduğu yerlerde aktif olarak çalışıyorlar. Bugüne kadar 350’nin üzerinde can kurtardılar. Bunun dışında AFAD’ın operasyonlarında gönüllü olarak yer alıyorlar. Van Depremi’nde, kaybolan dağcıların bulunmasında görev aldılar.Bu konuda üniversite olarak sertifika programları düzenliyoruz. Yakında yüksek lisans eğitimlerine başlayacağız. AFAD gibi UMKE gibi kurumlara iş gücü sağlayacağız” dedi.
YUDAK’ta görev alan öğrencilerden Alparslan Erişti, “Çeşitli kurumlardan eğitimlerimizi aldık ve lisanlı hale geldik. Son 4 yıldır kulüpte çalışmalarıma devam ediyorum. Yeni gelen arkadaşlarımıza bir şeyler katmaya çalıyoruz. İtfaiyede nöbet tuttuğumuz zamanlarda müdahale ettiğimiz yangınlar oldu” diyerek yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
Doğat afet anlarında ilkyardım bilgisinin önemine değinen Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Bölümü öğretim üyesi Dr. Mustafa Ferudun Çelikmen, “İnsanları enkaz altından kurtarmakla çıkarmak arasın fark var. Siz bir kazazedeyi çıkarabilirsiniz. Ama ona uygun tıbbi desteği uygulayamazsınız hastayı kaybedersiniz. Bunun örneklerini maalesef yaşadık. Özellikle akademisyenlerin tıp eğimi içinde afet tıp eğitimi konusunda öğrencilerini mutlaka bilinçlendirmesi gerekiyor. Bu eğitimin vatandaşlara da verilmesi gerekiyor. Örneğin 17 Ağustos Depremi’nde enkazdan çıkarılanlara vatandaşlar meyve suyu vermeye çalıştı. İyi niyetle yapılan bu yaklaşım aslında ölümcü olabilirdi. Çünkü potasyum hücreleri parçalandığında dolaşıma salınan bir element var ve potasyum yönünde bu meyve suları çok zengin. Bu tür bilgilerin halk tarafından da bilinmesi gerekiyor. Böyle durumlarda en risksiz yol su içirmektir. Bu şekildeki daha basit yollarla hayat kurtarılabilir” diye konuştu.
Kurtarma ve sağlık ekipleri olarak dünyada ilk sıralarda yer aldıklarını dile getiren İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Doğaç Niyazi Özüçelik, “Uluslararası bir olay olduğu zaman yardım için ilk çağırılan ülkelerden birisiyiz. Örneğin yakın zamanda Endonezya’da olan deprem için buradan AFAD ekipleri gitti. Kendi ülkemizde de hazırlıklarımız var. Burada önemli olan tedaviden ziyade korunmak. Sağlam zeminli binalar, yapılaşmanın tekrar gözden geçirilmesi gibi önlemler almak lazım. Bu sadece hükümetin yapacağı bir iş değil bizzat vatandaşların da dikkat etmesi gereken noktalar. Örneğin yaşanan sel felaketlerinde akarsu yataklarında yapıların olması bu felakete sebep oluyor. Bu noktada en önemli şey bilinçli olmak. Biz her an bir afetle karşılaşma olasılığı yüksek olan bir ülkede yaşıyoruz. İlk olarak mental açıdan bu duruma hazırlıklı olmalıyız. Nerede, nasıl reaksiyon sergileyeceğimizi bilmemiz lazım. Önce buna hazırlıklı olursak daha sonraki süreç daha kolay ilerler” ifadelerinde bulundu.
Mısır’da göreve başlayan, yıllardır savaş bölgelerinde hekimlik görevini sürdüren ve son olarak 2 yıldır Dünya Sağlık Örgütü adına Gaziantep’teki Suriyelilerin sağlık sorunlarıyla ilgilenen Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Muhammed Elgazzar, “Daha önceden Mısır’da çalıştığım süre içerisinde doğal afetlerin olduğu bölgelerde de bulundum. Nil Nehri’nin taşması sonucu oluşan büyük fırtına ve selde hekim olarak görev aldım. Türkiye’de doğal afetlere müdahale konusundaki hazırlık Mısır’dan çok daha iyi bir durumda. Ben de Türkiye’de bu konuda çalışacak olmaktan memnuniyet duyuyorum” dedi.
”
Alo Yeditepe