Hipofiz bezi, beyin tabanında Sella Turcica (Türk Eğeri) adı verilen kemik yapının içinde bulunan, bezelye büyüklüğünde bir salgı bezidir. Vücudumuzdaki çeşitli hormonların salgılanmalarını düzenleyen hayati öneme sahip bir organdır. Ortalama yüksekliği 5-7 mm arasındadır ve kadınlarda gebelik esnasında normal olarak bir miktar büyümektedir.
Hipofiz bezi aslında bir orkestra şefi gibi çalışır. Hemen üzerinde hipotalamus yer alır. Beynin üst merkezlerinden gelen emirler hipotalamusa ve oradan da hipofiz sapı aracılığıyla hipofiz bezine iletilir. Hipofiz bezi de hipotalamus ve ayrıca dolaşımdan gelen uyarılar doğrultusunda vücudun ihtiyacı olan hormonları salgılar, bu hormonlar da diğer endokrin bezlerin çalışmalarını düzenler. Hipofiz bezi, gece- gündüz, açlık, uyku, yaş, yemek yeme gibi faktörlere de bağlı olarak hangi hormonu, ne zaman ne kadar salgılayacağına karar verir. Hipofiz bezi salgıladığı bu hormonlarla, vücudumuzun gelişimi, organların çalışmaları ve enerji dengesinin sağlanması gibi konularda vücuttaki en önemli organlardan birisi konumundadır.
Hipofiz bezi, ön ve arka bölümünden farklı hormonlar salgılayarak tiroid bezi, böbrek üstü bezi, erkeklerde testisler ve kadınlarda yumurtalıklar gibi diğer endokrin bezlerin çalışmalarını düzenler. Hipofiz bezinden salgılanan temel hormonların görevleri şöyledir;
Bu hormon böbrek üstü bezinden kortizol ve androjen steroidler gibi hormonların salgılanmasını kontrol eder. Kortizol strese karşı organizmayı koruyan en önemli hormondur, ayrıca vasküler bütünlüğü sağlar, yağ, karbonhidrat ve protein metabolizmasını düzenler. Androjen steroidler ise kişinin bedensel ve ruhsal olarak iyi olmasından sorumludurlar. Cinsel gelişimle de ilgilidirler.
Tiroid bezini uyararak tiroid hormonlarının üretimini kontrol eden hormondur. Tiroid hormonları vücuttaki bütün dokuları etkiler. Bazal metabolizma hızını kontrol eder.
Folikül uyarıcı hormon (FSH) ve Luteinize edici hormon (LH), kadınlarda yumurtalıkları etkileyerek yumurtlama ve östrojen salınımını kontrol ederler. Erkeklerde de testislerden testosteron salgılanması ve sperm yapımını düzenlerler. Üreme hormonları olarak da tanımlanan gonadotropin hormonlarının yetersizliği cinsel gelişimde gerileme ve infertilite (kısırlık) nedenidir.
Doğrudan meme dokusunu etkileyen bu hormon süt oluşumundan sorumludur.
Karaciğerden IGF-1 adlı hormonu salgılatır. GH ve IGF-I birlikte vücudun ve beyin dokusunun gelişmesi, kemik dokusunun olgunlaşması, boy uzaması ve metabolik olaylardan sorumludurlar. Çocukluk çağında büyüme hormonunun aşırı salgılanması durumunda “aşırı boy uzaması”, az salgılanmasında ise “boy kısalığı” meydana gelir.
Böbreklerden suyun geri emilimini sağlar, sıvı ve elektrolit dengesinin düzenlemesinde rol oynar.
Kadınlar açısından önemi daha fazla olan bu hormon, özellikle doğum sürecinde kritik bir rol oynar. Rahim kaslarının kasılmasını uyararak doğumun başlamasını sağlar. AVP (İnsanlardaki ADH’dir) ve oksitosin hipofiz bezinde yapılmaz, hipotalamusta yapılır, hipofiz bezinin arka bölümünde depo edilir ve gerektiğinde buradan dolaşıma verilir.
”
Alo Yeditepe