Hipofiz adenomlarının tedavisinde uzun yıllardır uygulanan bir tedavi metodu da radyoterapidir. Cerrahi uygulanan hastalarda maksimum güvenli rezeksiyondan sonra, tümörün tam çıkarılamaması, cerrahiden sonra tümörün tekrar büyümesi ve/veya aşırı hormon salgılamaya devam etmesi durumunda, histopatolojik tanısı atipik veya karsinom olan tümörlerde radyoterapi uygulanmaktadır.
Radyoterapinin ana hedefi anormal hormon değerlerinin normal seviyelere indirilmesi ve tümör büyümesinin kontrolüdür. Tümörün tam çıkarılamaması durumunda tümör büyük olasılıkla tekrar büyüyeceği için bunu önlemek amacıyla operasyon sonrası radyoterapi önerilmektedir. Bu grup hastalarda tedavi operasyonu takip eden ilk altı ayda olabileceği gibi daha sonra da yapılabilmektedir. Cerrahi sonrasında yapılan incelemelerle çıkarılamayan tümör dokusunda büyüme tespit edilmesi durumunda radyoterapi yapılabilir.
Radyoterapi bu tümörlere iki ayrı teknikte uygulanabilmektedir.
Eğer tümör kritik organlara çok yakınsa ve tümörü ışınlarken sağlam dokuları korumak zor ise verilmesi planlanan radyasyon dozu (45- 54Gy) 25-30 güne bölünerek haftada 5 gün olmak üzere verilir. Bu tedavi teknikleri üç boyutlu konformal tedavi (3D Konformal) veya yoğunluk ayarlı radyoterapi olarak tanımlanmaktadır (IMRT).
Kritik organlar uzak veya korunabilmesi mümkünse; toplam verilmesi gereken eşdeğer doz 1-5 ve arası günlere bölünerek birbirini takip eden günlerde uygulanarak tedavi gerçekleştirilir. Bu tedavi teknikleri (Stereotactic RadioSurgery and RadioTherapy) SRS veya SRT denilmektedir. Burada amaç kısa sürede tümöre çok yüksek doz vererek tümörü kontrol ederken sağlam dokuların maksimum korunması sağlanmaktadır.
Gamma Knife, hedefe odaklanmış çoklu odaklama ışını çekimleri oluşturmak için konik biçimde düzenlenmiş 192 radyo aktif kobalt-60 kaynağını kullanan çerçeve tabanlı bir sistemdir.
LINAC tabanlı bir SRS sisteminde sabit bir çerçeve veya çerçevesiz maske kullanılabilir ve tedavi genellikle dozu hedefin ortasına odaklamak için çoklu dinamik konformal arklar (VMAT) veya yoğunluk ayarlı radyasyon tedavisi (IMRT) kullanılarak uygulanılmaktadır. CyberKnife ™, çerçevesiz
bir maskenin SRS ile kullanılmasına izin veren robotik görüntü kılavuzlu bir sisteme ve mobil lineer hızlandırıcıya sahip robotik tabanlı bir radyoterapi sistemidir. Her bir radyoterapi sisteminin avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır.
Hipofiz adenomları için radyasyon tedavisi planlanırken, kritik yapılara dozu minimize etmek temel amaçtır. Bu bölgede optik sinirler, kiazma, beyin sapı, hipofiz sapı ve hipofizin kendisi risk altındaki organlardır. Hipofizin birçok kritik yapıya yakın olmasından dolayı, risk altındaki organların (OAR) doğru şekilde belirlenmesi önem taşımaktadır.
Normal hipofiz bezinin etkilendiği dozu azaltmak radyasyonla ilişkili nöroendokrin sorunları önleyebilmektedir. Klasik olarak SRS, optik kiazmaya 3 mm den daha yakın tümörler için önerilmemektedir. Çünkü tümör için etkili doz verilirken optik sinirleri korumak oldukça zordur. Optik sinirlere yakın tümörler için doz kısıtlamaları sağlanamadığında, planlanan doz fraksiyone edilebilir.
Fraksiyone radyasyon tedavisi ve SRS, hipofiz adenomlu hastalar için önemli tedavi seçeneklerini oluşturmaktadır. Fraksiyone radyasyon tedavisi sırasında, hastalarda geçici saç dökülmesi, cilt eritemi, yorgunluk ve baş ağrısı gibi şikayetleri görülebilmektedir. Bununla birlikte görme kaybı veya diğer kranial sinir defisitleri gibi daha ciddi yan etkilerin görülmesi nadirdir. Çerçeveye dayalı SRS ile, akut yan etkiler, çerçeve pimi bölgelerinde uyuşma, hassasiyet ve kanama içerebilir. SRS ve SRT tedavisinde olası bir baş ağrısı ve yorgunluk görülebilmektedir.
Uzun vadeli yan etkiler arasında; hipopitüitarizm, optik nöropati, kavernöz sinüsün diğer kranyal nöropatileri, radyasyon nekrozu, nörokognitif etkiler, vasküler komplikasyonlar ve sekonder maligniteler bulunmaktadır. Hipopitüitarizm en sık görülen uzun süreli yan etkidir ve radyasyon tedavisi alan hastaların yaklaşık yarısında meydana geldiği tahmin edilmektedir.
”
Alo Yeditepe