Hipofiz tümörlerinin önemli bir kısmında cerrahi tedavi ilk planda yer almaktadır. Konusunda uzman ve deneyimli bir cerrahi ekip ve yeterli teknolojik altyapıyla hastalıktan tamamen kurtulmak mümkün olabilmektedir. Cerrahiye hazırlık sürecinde; detaylı radyolojik görüntüleme (3-Tesla MR, BT vb.), hormon tetkiklerini yapabilecek kapasiteye sahip laboratuvar, hastaların ameliyat öncesi durumlarını detaylı olarak inceleyecek nöro-oftalmolog, nöro-radyolog, endokrinolog ve anesteziyolog tarafından oluşan bir ekibin hastayı değerlendirmesi en önemli adımı oluşturmaktadır.
Hipofiz lezyonlarının cerrahi tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntemler şunlardır;
Genel anestezi altında, burundan girilerek kafa tabanında bir kemik pencere açarak hipofiz lezyonlarına ulaşıp, mikroskop ya da endoskop yardımı ile lezyonların çıkarılmasıdır. Bu cerrahi türü yaygın olarak kullanılmakta olup, daha ziyade küçük lezyonlarda tercih edilmektedir. Transsfenoidal cerrahi ile ulaşılması zor olan ya da transsfenoidal cerrahi ile riskli olabilecek bölgelerde diğer cerrahi tedavi seçenekleri değerlendirilmektedir.
Kafatasında bir kemik penceresi açılarak lezyona ulaşılması ve mikroskop yardımı ile lezyonun çıkarılmasıdır. Kraniotomi cerrahisi özellikle büyük lezyonlarda ve transsfenoidal yol ile tamamına ulaşılamayan lezyonlarda tercih edilmektedir. Cerrahi türünü belirlemede lezyonun büyüklüğü, çevre dokularla ilişkisi, lezyonun türü, hastanın fiziksel yapısı (burun anatomik yapısı) gibi birçok etken değerlendirilerek karar verilmektedir. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nde deneyimli cerrahlar tarafından tüm yöntemler başarı ile uygulanabilmektedir.
Hastanın ameliyat öncesi, alanında uzman endokrinolog, nöro-radyolog, nöro-patolog, nöro-oftalmolog, radyasyon onkoloğu, anesteziyologdan oluşan bir ekip tarafından detaylı olarak değerlendirilmiş olması.
Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nde alanında deneyimli uzmanlar tarafından oluşan klinikte hipofiz hastalığına sahip olgular konseye sunulur. Konsey kararı ile cerrahi tedaviye karar verilen hastalar endokrinolog, nöroradyolog, nöro-oftalmolog, nöroanesteziyolog ve beyin cerrahisi tarafından ameliyat öncesi ayrıntılı incelemeye alınmaktadır.
Anestezi açısından gerekli hazırlıkları takiben hastanın kliniğe yatışı gerçekleştirilmektedir. Hasta ve yakınlarına cerrahi tedavinin tekniği, girişim şekli, riskleri, ameliyat sonrası süreç ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında bilgi verilerek onam alınmaktadır.
Kliniğimizde hipofiz tümörlerinin cerrahi tedavisinde en sık endoskop yardımlı Mikronörocerrahi ile Transsfenoidal Yaklaşım kullanılmaktadır. Tümörlerin radikal olarak çıkarılması hedeflenmekte, bu amaçla aşağıdaki ileri teknolojik cihazlar kombine olarak kullanılmaktadır.
Cerrahi Mikroskop: Beyin cerrahisi ameliyatlarında uygun mikrocerrahi teknikler kullanarak ameliyatın daha küçük bir alanda normal dokuya daha az dokunarak yapılabilmesini sağlamaktadır. Cerrahi mikroskop sayesinde cerrah daha küçük aletler kullanarak ameliyat bölgesini çok daha iyi görebilmekte dolayısı ile daha güvenli çalışabilmektedir. Hasta için güvenli bir tedavi seçeneği oluşturmasının yanında normalde daha küçük kesilerle ameliyatların yapılabilme olanağını sağlamakta dolayısı ile hastanın taburcu olma ve normal yaşantısına dönme süresini de kısaltmaktadır.
Mikrocerrahi yapılabilmesi için değişik derinliklerde odaklama ve büyütme sağlayan bir mikroskop, mikroskop altında çalışmaya uygun mikrocerrahi aletleri ve en önemlisi bu konuyla ilgili deneyim gerekmektedir. Hastanemizde, güncel teknolojik donanımlı cerrahi mikroskoplar ile uygun vakalarda hipofiz bölgesi tümörleri burundan girilerek tedavi edilebilmektedir.
Nöroendoskop: HD veya 4K kamera görüntüsü altında beyin lezyonlarının tanı ve tedavisine katkı sunan, mikronöroşirurjide sıklıkla kullanılan yardımcı bir araçtır. Cerrahi sahaya kadar girebilen değişken açılı optik sistemi ve sağladığı yüksek çözünürlük ile cerrahi mikroskop ile görülmesi olanaksız olan bölgeler görüntülenebilmektedir.
Uygun vakalarda başarılı bir şekilde kullanılan nöroendoskop, ameliyat esnasında lezyonun çevre dokularla ilişkisinin anlaşılmasına, lezyonun tamamının çıkarıldığının teyit edilmesine, cerrahi alanda kanama kontrolünün sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Bu nedenlerle hipofiz lezyonları cerrahisinde intraoperatif nöroendoskop kullanımı cerrahi tedavi başarı oranı açısından önemli kazanım sağlamaktadır.
İntraoperatif Ultrason (ioUSG): Cerrahi işlemler sırasında eş zamanlı yüksek çözünürlükte görsel bilgi sağlayan dinamik bir görüntüleme yöntemidir. ioUSG ile tümörün yeri ve çevre dokularla ilişkisi tam olarak belirlenir. Ameliyat sırasında tümöre giriş yerinin tayini, tümörün tam olarak çıkarılıp çıkarılmadığının belirlenmesi gibi önemli konularda cerraha yol göstericidir. ioUSG hem transkranyal hem de transsfenoidal girişimlerde kullanılabilmektedir.
Kullanımı deneyim gerektiren intraoperatif USG, hızlı oluşu, eş zamanlı görüntü sağlaması ve beyinin yer değiştirmesinin etkilenmemesi ile diğer görüntüleme sistemlerine üstünlük sağlar. Uygun vakalarda intraoperatif USG kullanımı ile daha güvenli ve başarılı tedavi sonuçları elde etmek mümkündür.
Nöronavigasyon: Beyin ve omurilik tümörlerinin güvenli çıkarılması için lokalizasyon ve çevre dokularla ilişkisini gösteren bilgisayar destekli teknolojiler setidir. Beyin tümörlerinin daha güvenilir bir şekilde rezeksiyonuna yardımcı olmak için görüntü kılavuzlu nöronavigasyon sistemleri geliştirilmiştir.
Uygun vakalarda nöronavigasyon aletleri kullanarak, lezyonun yeri ameliyat öncesinde daha net olarak belirlenip buna göre cerrahi strateji belirlenmektedir.
İntraoperatif MRG (ioMRG): Ameliyatın herhangi bir aşamasında cerrahi alanın ve çevresinin MR görüntülemelerinin alınmasını sağlayan sistemdir. Uygun vakalarda lezyondaki ve çevresindeki dokulardaki bütünlüğü ve dinamik değişiklikleri değerlendirmek için kullanılabilmektedir. ioMRG, özel olarak tasarlanmış ameliyathaneler ve MRG uyumlu ameliyat cihazlarının kullanılmasını gerektirir. Ameliyat sırasında yapılan bu MR görüntülemesi ile cerrah lezyon ile ilgili en doğru bilgilere ulaşır, anormal beyin dokusunu normal beyin dokusundan ayırt eder. Bu ayrımı yapmada kullanılan MR cihazının kalitesi önem taşımaktadır. Kliniğimizde kullanılan 3-Tesla MR sayesinde tümör ve çevre dokular ayrıntılı şekilde görüntülenmektedir.
Cerrahi sırasında MRI ile görüntüleme, tümörün tamamının başarılı şekilde çıkarıldığını doğrulamaya yardımcı olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı ioMRG özellikle hipofiz lezyonlarının yer aldığı kafa tabanı gibi görüntülenmesi zor alanlarda bulunan, göreceli olarak küçük lezyonların cerrahisinde önem kazanmaktadır. ioMRG ile birlikte lezyonların total çıkarım oranlarında ve tedavi başarısında artış sağlanmaktadır.
Yeditepe Üniversitesi Hipofiz Hastalıkları Kliniğinde hastalar, alanında uzman ekibimiz tarafından değerlendirilerek tedavi seçeneklerinden en uygun olanına yönlendirilmektedir.
Cerrahi tedaviye yönlendirilen tüm hastalar cerrahi öncesi, cerrahi süresince ve cerrahi sonrası alanında uzman multidisipliner ekip tarafından yakından takip edilmektedir.
Yeditepe Üniversitesi Hipofiz Hastalıkları Kliniği’nde, ameliyat öncesi, ameliyat süresince ve sonrasında yakın takip gerektiren hipofiz hastalıklarında cerrahi, deneyimli bir ekip ve güncel teknolojik altyapı ile uluslararası standartlarda gerçekleştirilmektedir.
”
Alo Yeditepe