Akromegali hastalığının çok belirgin semptom ve bulguları olmasına karşın hastalığın tanısının geç konulduğunu söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı yapılan çalışmalarda semptomların başlangıcından tanı konulmasına kadar geçen sürenin 5-10 yıla kadar geciktiğine işaret etti. Bu anlamda toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini belirterek “Akromegali Farkındalık Günü” dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu.
Yaygın olarak “büyüme hastalığı” olarak da bilinen akromegali çocuk ve ergen yaşta ya da yetişkinlikte ortaya çıkabiliyor.
Nadir görülen metabolik bir hastalık olan akromegali, genellikle hipofiz bezinden kaynaklanan iyi huylu bir tümörün aşırı büyüme hormonu salgılaması sonucu ortaya çıkıyor.
Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı hastalıkla ilgili tanıda gecikmeye bağlı olarak, kalp yetmezliği, tansiyon yüksekliği, diyabet ve bazı kanserlerin de gelişme riskinin arttığına işaret etti.
Akromegalide görülen büyüme hormonunun aşırı miktarda salgılanmasının vücutta önemli hastalıklara neden olduğunu söyleyen uzmanımız “Kalpte büyüme, kalp yetersizliği ve kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, beyin damarları hastalıkları bunlardan bazılarını oluşturuyor. Ayrıca kontrolsüz büyümeye bağlı olarak tiroid nodülleri ve bağırsakta polip oluşumunda artış ve kalın barsak, meme ve tiroid bezinin kötü huylu tümörlerinin görülme sıklığının da arttığı gösterilmiş. Tüm bu nedenlerle akromegali hastalığının tedavi edilmemesi durumunda yaşam süresini kısaltan bir hastalık olduğuna işaret eden uzmanımız akromegali hastalığının çok belirgin semptom ve bulguları olmasına karşın, araştırmalar hastalığın tanısının semptomların başlangıcından itibaren 5-10 yıl kadar gecikebildiğini belirtti.
Geç tanı konmasının en önemli sebebinin hastalığın yavaş ilerlemesi, bulguların yavaş ortaya çıkması olduğunu, hasta ve yakınlarının özellikle fiziksel değişimleri fark edemediklerini anlatan uzmanımız, şu bilgileri verdi:
“Belirtileri fark etmenin en etkili yollarından biri eski fotoğraflara bakmaktır. Eski fotoğraflara bakıldığında, örneğin yüzdeki majör değişimler net olarak görülebilir. Bununla birlikte hastalar şikayetlerine göre ilgili branşlardaki hekime başvuruyor. Örneğin diş problemleri için diş hekimi, horlama problemleri için KBB veya göğüs hastalıkları uzmanları, eklem problemleri için fizik tedavi veya ortopedi uzmanları gibi. Dolayısıyla bu uzmanlıktaki hekimlerin de akromegali semptom ve bulgularını fark etmeleri önem taşır.
Uzmanımız verdiği bilgiye göre, büyüme hormonun aşırı salgılanması vücuttaki doku ve organlarda aşırı büyümelere yol açıyor. Eğer bu aşırı salgılanma henüz büyüme tamamlanmamış, kemiklerin uzaması sona ermemiş çocukluk ve ergenlik çağında gelişirse hastada aşırı boy uzaması (devlik) gelişebiliyor. Bu durum, erişkin yaşta, büyüme plaklarının kapanması sonrası ortaya çıktığında hastalarda el ve ayaklarda büyüme ve buna bağlı olarak yüzüklerin dar gelmesi, ayakkabı numaralarında büyüme gibi belirtilerle kendini gösteriyor.
Bununla birlikte hastanın fiziksel görüntüsünde de değişikler ortaya çıktığını söyleyen uzmanımız sözlerine şöyle devam etti: “Yetişkinlerde yüz hatlarında kabalaşma, çene ve alında belirginleşme, dişlerde ayrışma, seste kalınlaşma, dilde ve üst damaktaki yumuşak dokuların aşırı büyümesine bağlı horlama ve uyku apne sendromu, cinsel fonksiyonlarda azalma, kemik ve kaslarda aşırı büyümeye bağlı kas-eklem ağrıları ve aşırı terleme bulgularına sık rastlanır. Ayrıca hipofiz bezi tümörünün bası etkisine bağlı olarak baş ağrısı, görme bozuklukları da görülebilir.”
Akromegaliden şüphe edilen hastalarda tanı için laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemlerinin bir arada kullanıldığını anlatan uzmanımız şu bilgileri verdi: “Öncelikle kanda büyüme hormonu ve büyüme hormonunun etkisiyle karaciğerde sentezlenen insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) tetkiklerine bakılır. Eğer IGF-1 düzeyi yüksek tespit edilirse, tanıyı doğrulamak için şeker yükleme testi ile büyüme hormonu düzeyi değerlendirilir. Bu tetkiklerin yanı sıra, hormonun salgılandığı tümörü tespit etmek için hipofiz bezinin MR ile görüntülemesi yapılır.”
Laboratuvar ve görüntüleme tetkikleriyle akromegali tanısı kesinleşen hastalarda ilk ve altın standart tedavi tümörün hipofiz bezinden cerrahi ile çıkartılması olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Endokrinoloji Metabolizma Hastalıkları Uzmanı şunları anlattı:
“Cerrahi sonrası hormon kontrolü yeterli sağlanamayan hastalarda ilaç tedavileri veya ilaç tedavisi ve cerrahiye rağmen kontrol altına alınamamış akromegali hastalarında tümör bölgesine Radyoterapi veya stereotaktik radyo cerrahi gibi tedavi yöntemleri kullanılabiliyor. Bu noktada önemli olan tanıyı zamanında koyabilmektir. Erken tanı için de toplumsal farkındalığın artırılması son derece önem taşıyor.”
”
Alo Yeditepe