Zayıflama iğneleri aslında diyabet tedavisi için geliştirilmiş, klinik kullanımı dünya genelinde onaylanmış ilaçlardır. Ancak bu ilaçların etkisi her kişide aynı değildir. Aynı dozda tedavi uygulanan iki kişi arasında bile kilo kaybı hızı ve görülen yan etkiler farklılık gösterebilir. Başlangıçta diyabet hastalarının kan şekeri kontrolü için kullanılan bu ilaçlar, sağladıkları kilo kaybı etkisi nedeniyle son yıllarda obezite tedavisinde de gündeme gelmiş ve yoğun ilgi görmeye başlamıştır. İşte bu yüzden hem tıp dünyasında hem de toplumda son dönemde büyük yankı uyandırıyor.
Zayıflama iğneleri, aslında diyabet tedavisinde kullanılan önemli bir medikal tedavi grubudur. Etki mekanizması çok yönlüdür. Öncelikle pankreastan insülin salgılanmasını uyararak kan şekeri kontrolünü sağlarlar. Bunun yanında mide boşalmasını yavaşlatarak tokluk hissini uzatır, iştahı baskılar ve beyindeki iştah merkezini etkileyerek kişinin daha az besin tüketmesine yardımcı olurlar.
Bu etkiler sayesinde kilo kaybı gerçekleşir. Ancak her bireyde aynı sonuç alınmaz. Aynı dozda tedavi gören iki kişi arasında bile kilo kaybı hızı ve yan etkiler açısından büyük farklılıklar görülebilir. Bu nedenle zayıflama iğneleri tek başına “mucize çözüm” olarak görülmemelidir; yaşam tarzı değişiklikleri ve sağlıklı beslenme kuralları ile birlikte düşünüldüğünde fayda sağlayabilir.
Son dönemde sosyal medyada ve magazin gündeminde zayıflama iğnelerinin sıkça dile getirildiği görülüyor. Özellikle ünlülerin yönlendirmeleriyle bu ilaçlara yönelenlerin sayısı hızla artıyor. Oysa bu durumun ciddi riskler barındırdığı unutulmamalı.
Zayıflama iğneleri kullanımı sırasında;
Kısa sürede kilo kaybı sağlayabiliyorlar, evet. Ancak bu mucizevi gibi görünen sonuçların arkasında doktor kontrolü, sağlıklı ve dengeli beslenmenin sürdürülmesi ve düzenli fiziksel aktivite yer alıyor. Yani iğne tek başına sihirli bir çözüm değil.
Reçetesiz ve doktor kontrolü dışında temin edilmesi, sahte ürünlerin piyasaya sürülmesine ve yan etkiler nedeniyle sağlık sorunları yaşayanların artmasına yol açabilir. Dolayısıyla zayıflama iğnelerinin yalnızca hekim gözetiminde, doğru endikasyonda ve reçeteyle kullanılması gerektiğinin altını çizmek isterim. Aksi halde ünlülerin paylaşımlarına özenerek bu ilaçlara yönelmek hem sağlığı hem de hayatı riske atabilir. Bu ilaçların aslında diyabet hastaları için geliştirilmiş, onaylanmış tedaviler olduğu unutulmamalı.
Zayıflama iğneleri herkes için uygun değildir ve kullanımı mutlaka hekim gözetiminde olmalıdır. Diyabet hastaları arasında bile herkes bu tedaviden fayda görmeyebilir. İlacın dozu ve kullanım süresi, hastanın yaşı, kilosu, mevcut sağlık durumu, diğer hastalıkları ve kullandığı ilaçlar göz önünde bulundurularak belirlenir.
Özellikle ergenlerde, hamilelerde, böbrek veya karaciğer sorunları olanlarda bu ilaçların kullanımının riskli doğurabiliyor. Ayrıca ilaçlar, estetik amaçla ve reçetesiz temin edilerek kullanılmamalıdır; sahte veya yanlış formülasyonlar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Zayıflama iğneleri, tek başına mucizevi bir çözüm değildir. Kalıcı kilo kaybı için her zaman sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleriyle desteklenmelidir. Doktor, bu faktörleri değerlendirdikten sonra tedaviyi başlatır ve süreci takip eder.
Zayıflama ilaçlarının kullanımı sırasında şiddetli kabızlık, bulantı, ilaca bağlı-ciddi alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Tiroid meduller kanser tanısı olan hastaların ilacı kullanmaması gereklidir. Gebelikte kullanım onayı yoktur. İlaçların uzun vadeli kullanımında ; endikasyon dışı kullanımında gelişebilecek olası yan etkiler belirsizdir.
İlacın bırakılmasıyla birlikte eski yeme düzenine dönüldüğünde verilen kiloların geri alınması olasıdır. Çünkü bu ilaçlar sadece kilo vermeye değil, aynı zamanda yeme alışkanlıklarını değiştirmeye de yardımcı olur. GLP-1’in etki mekanizması; mide boşalmasını yavaşlatması, beyindeki iştah merkezini baskılaması, pankreasta insülin salınımını artırması ve açlık hissini azaltması şeklindedir. Zayıflama iğneleri bırakıldığında, eğer kalıcı bir davranış değişikliği sağlanmamışsa, elde edilen sonuçlar da kalıcı olmaz.
Tüm diyabet hastalarının kullanımına uygun değildir. Özellikle Tip 1 diyabet tanısı olan hastaların tedavisinde kullanımı önerilmemektedir . Aynı şekilde gebelik ve emzirme döneminde ve 18 yaş altı bireylerde kullanılmamaktadır.
Zayıflama iğneleri, vücudun genel yağ kütlesini azaltır. Ancak herkesin yağ depolama yapısı farklıdır. Bu nedenle kilo, genellikle yoğun olarak nerede ise en çok o bölgeden azalma gözlenir diyebiliriz (karın, bel, basen gibi ). Ama bu bölgesel değişim, kişinin genetik yapısına göre değişiklik gösterir.
Kişi hızlı şekilde kilo verdiğinde, sadece vücuttaki yağlar değil, yüzdeki yağ dokusu da azalır. Bu da:
Her ne kadar hızlı sonuçlar cazip gelse de, ani kilo kaybı kas kaybına, safra taşı oluşumuna, metabolizmanın yavaşlamasına ve beslenme bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca bu iğnelerin mide bulantısı, kusma, pankreatit gibi birçok yan etkileri de mevcut.
Sonuç olarak zayıflama iğneleri bilinçli ve doktor kontrolünde kullanıldığında fayda sağlayabilir. Ancak her yöntemde olduğu gibi burada da sürdürülebilir yaşam tarzı değişiklikleri şart. Hızlı çözümler, uzun vadede yeni sorunlara( yan etkilerin getirdiği) yol açabilir.
Bu içerik Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
”
Alo Yeditepe
