Türkiye’nin Avrupa’da kızamık vakalarının en çok görüldüğü ilk 10 ülke arasında olduğuna dikkat çeken Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emine Manolya Kara, ‘’Hızlı bulaşan bu hastalık tehlikeli sonuçlara yol açabilir’’ uyarısında bulundu.
Uzmanlar, dünyadaki kızamık vakalarında geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 79’luk artış görüldüğünü belirtiyor. DSÖ Avrupa Bölgesi’nde Ocak ve Ekim 2023 tarihleri arasında 30 binden fazla kızamık vakası bildirilmiş. Bu rakam 2022 yılının tamamında tespit edilen 941 vakayla karşılaştırıldığında 30 kattan fazla bir artışı gösteriyor. DSÖ verilerine göre son bir yıl içerisinde ülkemizden bildirilen kızamık vaka sayısının 4 bin 903 olduğunu, bir önceki sene bu sayının 125 olarak kayda geçtiğini belirten Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emine Manolya Kara, hastalıktan korunma yollarını şöyle anlattı:
Kızamık, bir virüsün neden olduğu oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Erken bulguları, soğuk algınlığından ayırt etmek mümkün değildir. Hastalığın ilerleyen günlerinde, yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık (konjonktivit) ve vücudun her yerine yayılan yoğun cilt döküntüsü gözlenir.
Kızamık, dünyanın en bulaşıcı hastalıklarından biridir; enfekte burun veya boğaz salgılarıyla temas (öksürme veya hapşırma) veya kızamık hastası birinin soluduğu havanın solunması yoluyla yayılır. Virüs havada veya enfekte yüzeylerde iki saate kadar aktif ve bulaşıcı kalır. Bu nedenle oldukça bulaşıcıdır ve kızamık hastalığına yakalanan bir kişi, aşılanmamış yakın temasta bulunduğu 10 kişiden dokuzuna hastalığı bulaştırabilir. Virüs, enfekte bir kişi tarafından döküntünün başlangıcından dört gün öncesinden döküntünün ortaya çıkmasından dört gün sonrasına kadar bulaşabilir.
Kızamığa yakalanmayı veya hastalığın başkalarına yayılmasını önlemenin en iyi yolu aşı olmaktır. Aşı güvenli ve etkilidir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı Aşı Takvimi’ne göre, çocuklara 12.ay ve 48.ay’da kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) içeren aşı ücretsiz olarak uygulanmaktadır. Vaka sayılarının arttığı dönemlerde (günümüzde bu durum geçerlidir), bebek 9 aylıkken ek koruma dozu yapılmaktadır. Toplumda kızamık virüsü dolaşımı yoğun olduğu için bu aşıların aksatılmaması hayati önem taşır.
Kızamık herkesi etkileyebilir. Ancak kızamığa bağlı komplikasyonlar en çok 5 yaşın altındaki çocuklarda ve 30 yaşın üzerindeki yetişkinlerde görülür. Yetersiz beslenen çocuklarda, özellikle de yeterli A vitamini almayanlarda, HIV, kanser, organ nakli gibi diğer hastalıklardan dolayı bağışıklık sistemi zayıf olanlarda ağır hastalık daha sık görülür. Kızamığın kendisi de bağışıklık sistemini zayıflatır ve vücudu diğer enfeksiyonlara karşı savunmasız bırakır.
Kızamık enfeksiyonu sırasında körlük, ensefalit (beynin şişmesine ve potansiyel olarak beyin hasarına neden olan bir enfeksiyon), şiddetli ishal ve buna bağlı dehidratasyon (vücutta su kaybı), kulak enfeksiyonları, zatürre dahil ciddi solunum problemleri ve ölüm gözlenebilir. Bir kadının hamilelik sırasında kızamığa yakalanması anne için tehlikeli olabilir ve bebeğinin de düşük doğum ağırlığıyla erken doğmasına neden olabilir. İlk iki yaş içerisinde kızamık geçiren çocuklarda risk daha fazla olmak üzere, kızamık enfeksiyonundan sonra ileriki yıllarda SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit) adı verilen, ölümcül olabilen bir nörolojik hastalık gelişebilir. Kızamık aşısı, bu komplikasonların tamamına karşı koruma sağlar.
Kızamığın özgül bir tedavisi yoktur. Hastalığın yönetimi, semptomları hafifletmeye, kişiyi rahatlatmaya ve komplikasyonları önlemeye odaklanmalıdır. Yeterli sıvı alımı ateş, ishal veya kusma nedeniyle kaybedilen sıvıları yerine koymak açısından çok önemlidir. Kızamık sırasında gözlenebilen zatürre, kulak ve göz enfeksiyonlarını tedavi etmek için antibiyotik kullanımı gerekebilir. Özellikle A vitamini eksikliği olanlara ve iki yaş altındaki çocuklara A vitamini takviyesi vermek, hastalığa bağlı komplikasyonları azaltabilir.
Kızamık hastalığına karşı alınabilecek tek önlem aşılamadır. Çocukluk çağı aşıları kesinlikle aksatılmamalı, 9 aylıktan itibaren uygulanmalıdır. Daha küçük bebeklerin, insanların uzun süre kapalı ortamda kaldığı AVM gibi toplu alanlardan uzak tutulması önemlidir. Ateş ve döküntülü bir hasta ile temas sonrasında mutlaka doktora başvurulmalıdır. Kızamık her ne kadar çocukluk çağında yaygın görülse de özellikle aşısız veya hastalığı geçirmemiş yetişkinler için de risklidir. Dolayısıyla risk grubundaki kişilerin kalabalık ortamlardan uzak durmaları ve alınabilecek önlemler konusunda uzman bir doktora danışmaları uygun olur.
Basın Yansımaları: sozcu
Alo Yeditepe