Modern dünyada en önemli yaşam kaybı nedenlerinin başında yer alan kalp hastalıkları dikkat çekmeye devam ediyor. Konuyla ilgili kamuoyunun farkındalığını artırmak ve rakamları düşürmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün dünya geneline yönelik 2025 hedefleri belirlediğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çiğdem Koca, bu hedeflerle kalp hastalıklarından kaynaklı can kayıplarının en azından yüzde 25 azaltılmasının öngörüldüğünü söyledi.
Dünya üzerinde kalp hastalıklarıyla ilgili can kayıplarının azaltılması ve farkındalığın artırılmasına yönelik birçok kurum çalışmalarına devam ediyor. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çiğdem Koca, bunların en önemlilerinden biri olan Amerikan Kardiyoloji Cemiyetinin önerdiği kalp hastalıklarından korunmak için 7 adım kuralını anlattı.
Özellikle genç yaş grubunda ideal kilonun korunmasının kalp damar hastalıkları riskini azaltan bir faktör olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Çiğdem Koca, bunun için yapılması gerekenlerin başında hareket etmenin geldiğini söyledi. Hareketsiz yaşam tarzını bırakarak, haftada 150 ila 300 dakika arası orta ağırlıkta veya 75-150 dakika yoğun egzersiz programları önerildiğini söyleyen Dr. Çiğdem Koca, “Hepimizin bildiği gibi obezite özellikle son yıllarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için önemli bir sorun teşkil ediyor. Genç yaş grubunda ve çocuklarda sıklığının artması da birçok hastalık açısından risk oluşturuyor. Bununla birlikte bireylerin optimal kabul edilen kilolarını koruması bu anlamda gelişebilecek risklerin azaltılmasına da yardımcı olacak. Kalp damar hastalıkları da bu hastalıklardan en önemlilerinden biri” diye konuştu.
Bireylerin yüksek kolesterol ve yüksek kan basıncı (hipertansiyon) konusunda da farkındalığın artırılması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Çiğdem Koca, “Türkiye ve dünyada yapılan birçok çalışmadan da biliyoruz ki, özellikle kan basıncı ve kolesterol konusunda toplum farkındalığı oldukça düşük. Aslında her ikisi de hem kalp hastalıkları hem de yol açabileceği diğer olumsuzluklar açısından uygun takip ve tedavi edilmesi gereken sorunlar. Dolayısıyla kardiyovasküler açıdan riski olsun ya da olmasın herkesin düzenli olarak kolesterol ve kan basıncı değerlerine baktırmasında yarar var.”
Özellikle 20 yaş sonrası mutlaka herkesin bir kere kolesterol değerlerine baktırması ardından gerekli duruma göre bir önlem alınması ve tedavinin bu şekilde devam etmesi gerektiğini anlatan Uzm. Dr. Çiğdem Koca, sözlerine şöyle devam etti:
“Kolesterol farkındalığının artırılması ve gerekli sağlık önlemlerini alıp yaşam tarzını değiştirmek kalp damar sağlığı riskini azaltmada oldukça önemli. Sadece bu riski azaltmak değil, aynı zamanda da olası kalp damar sistemi hastalıklarının biz de can kaybı veya ciddi yaralanma gibi nedenlere bağlı olmadan tedavi edilebilir, belirli müdahalelerle kontrol edilebilir halde tutulmasını sağlayabiliriz. Dolayısıyla kalp damar sistemi hastalığı riskimizi azaltmamız mümkün.”
Sigaranın dünyada çok ciddi bir can kaybı nedeni olduğunu ve yaklaşık 9 milyon kişinin sigara ve sigaraya ilişkili nedenlerle yaşamını yitirdiğini hatırlatan Uzm. Dr. Çiğdem Koca, “Üstelik bu kişilerin 1,2 milyonu pasif içiciliğe maruz kalarak etkileniyor. Bununla birlikte gençlerde ve kadınlarda da sigara kullanımının giderek artması da toplumlarda kalp hastalığının görülme profilinde de değişikliğe neden olmuş durumda. Bugün hem kadınlarda hem de gençlerde kalp hastalıkları çok daha fazla görülüyor. Dolayısıyla sigara içimi, yine düzeltilebilecek 7 kuraldan biri arasında yer alıyor” diye konuştu.
Yediklerimizin içeriği ve sağlıklı bir beslenme düzeninin takip edilmesinin de kalp hastalıkları riskinin düşürmede üzerinde çok konuşulan faktörlerden biri olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Çiğdem Koca, sözlerine şöyle devam etti: “Bunlarla ilgili belirlenmiş kurallar var. Örneğin Akdeniz tipi beslenmek kalp dostu bir seçim olacaktır. Bununla birlikte genel olarak, salam, sosis gibi işlenmiş ürünlerden uzak durmak, hayvansal gıda tüketiminde daha az yağlı ürünleri tercih etmek gerekmekte. Karbonhidrat ve şeker tüketimini azaltmak, haftada 2 gün veya daha fazla balık tüketmek, yeşil yapraklı sebzelere sofrada daha çok yer vermek, lifli ürünleri yemeye özen göstermek gibi kurallara uymak da kalp hastalıkları açısından riski azaltan unsurlar arasında yer alır.”
Kalp damar hastalıklarına zemin hazırlayan ve sağlıksız yaşam tarzının bir sonucu olarak da ortaya çıkabilecek şeker hastalığına da dikkat çekilmesi gerektiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çiğdem Koca, konuyla ilgili şunları söyledi: “Genetik yatkınlığımızın çevresel faktörlerle beraber şeker hastalığının ortaya çıkması ve kontrol edilmesini etkilemesi söz konusu. Ailemizde şeker hastası olmaması halinde dahi fazla kilo ve insülin direnci gibi bizi şeker hastalığına aday yapabilecek durumlar var. Karbonhidrat ağırlıklı, abur cubur içeren düzensiz beslenme, gazlı içeceklerin tüketimindeki artış ve egzersiz yokluğu riski arttıran etkenler arasında. Şeker hastalığı ve oradan kalp damar hastalıklarına ilerleyen o yolun başından, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek dönmemiz mümkün. Özellikle ailemizde diyabet varsa riskimizin kontrol edilebilmesi açısından hem sağlıklı yaşam tarzına sahip olmak hem de uzmanlara kontroller için başvurmak gerekli. Tanı almış bir şeker hastalığımız varsa da kontrol altında tutulması için doktorlarımızın beslenme, hareket ile ilgili tavsiyelerine ve tedavilerine mutlak uyum göstermek çok önemli.
Şeker hastalığı farkındalığının artması ve şekerin iyi düzenlenmesi risk faktörlerimizle ilgili son derece olumlu etkiler sağlayabilecek bir faktördür.
Alo Yeditepe