Çocuklarda en sık görülen kanser türleri hangileridir? Bunların yetişkin kanserlerinden farkları nelerdir? Tedavide ne gibi yöntemler kullanılıyor? Tüm sorularımızı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Hematoloji, Çocuk Onkoloji Uzmanı , Prof. Dr. Nevin Yalman yanıtladı.
Çocukluk çağı kanserleri yetişkinlere göre farklılık gösterir. Örneğin erişkinlerde solunum sistemi, sindirim sistemi ve üreme sistemi kanserleri daha sık görülürken çocuklarda bu kanserler ancak yüzde 5 oranında görülmektedir. Çocuklarda ise sıklıkta lösemiler baskın gelmektedir. İstatistiklere göre çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 30’unu lösemiler oluşturuyor. Lösemiyi beyin tümörleri, lenfomalar ve yumuşak doku tümörleri takip ediyor. Böbrek tümörleri, kemik tümörleri de daha az olmakla birlikte çocuklarda görülebiliyor.
Çocukluk çağı kanserlerinde de bazı ailelerde genetik eğilim risk faktörleri arasında yer almaktadır. Bunun yanında sigara, çevre kirliliği, çocuğun veya ailenin bir takım toksik maddelere maruz kalması ve bazı ilaçlar da çocuklarda kanseri tetiklemektedir.
En sık görülen çocukluk çağı kanseri olan lösemide özellikli son yıllarda tedavi şansı çok yüksek. Biz her lösemide veya tümörde kemik iliği nakli yapmıyoruz. Özellikle lenfoblastik lösemilerde yüzde 90'lara varan oranlarda başarı şansı bulunuyor. Bu çocukların tedavisinde kemoterapi yeterli olabiliyor. Ancak yüzde 13-15 oranında hastalığın tekrarlama riski bulunuyor.
Bu riski belirlemek için kullanılan bazı genetik testler var. Bu testler pozitif sonuçlanır ve bir genetik bozukluk tespit edilirse tekrarlama riski olduğunu gösterir. Bu durumda çocukları nakil programına alıyoruz. Tedavileri biter bitmez de kemik iliği nakli gerçekleştiriyoruz.
Akut lenfoblastik ve akut miyoblastik lösemilerde en başta biz daha tedirgin durumda oluyoruz. Çünkü bunlarda başarı şansı kemik iliği yapmadan ancak %60'larda olabiliyor ve nüks ihtimali de çok yüksek. Bu vakalarda da çok büyük ihtimalle kemik iliği nakli tedavi programına alıyoruz.
Kemik iliği nakil türleri halojenik yani hastanın kardeşi ya da aile bireylerinden veya doku grubu uyumu sağlayan yabancı birinden yapılan nakil ve kişinin kendi hücreleri kullanılan otolog nakildir. Otolog nakil kişinin kendi kök hücrelerinden yapıldığı için riski halojenik nakile göre daha azdır.
Kök hücre için değişik kaynaklar olmakla birlikte birinci kaynağımız kemik iliğidir. Hücre kaynağı olarak kemik iliği tercih edilmiş hastalarda, hücre toplama işi ameliyathanede genel veya epidural anestezi altında gerçekleştirilir. Periferik kanda dolaşan kök hücrelerin toplanması işleminde ise, verici, bir makinaya bağlanır, hücreler toplanır. Kordon kanı ise doğum sırasında toplanıp uygun koşullarda saklandığı için hazırdır.
Öncelikle doku gruplarına bakılarak antijenik yapıların uyumuna bakılır. Kardeşten uyum sağlanabilirse başarı şansımız yüksek oluyor. Ancak kardeşten uyumun tutma şansı yüzde 25 civarındadır. Akraba içinde bir arama yaparsak onlardan verici bulma şansımız yüzde 6 civarında oluyor. Eğer onlarda doku grubu tutmuyorsa direkt Ankara'ya Türk Kök Hücre Bankasına başvuruyoruz ve doku grubunun testini onlara yollayarak Banka içinde aranıyor. Uygun doku bulunduğunda da nakil işlemi gerçekleştiriliyor.
”
Alo Yeditepe