Akupunktur kelimesi, aku (iğne) punktur (batırma) kelimelerinin birleşmesinden, yani kuru iğne batırılması anlamına gelmektedir. Akupunktur noktalarına iğnelerin batırılması meridyenler boyunca akan chi (çi) enerji dengesini onararak sağlığı düzenler. GÇT’na göre pozitif De Chi cevabının alınması, uygun enerji kanalının başarılı şekilde bulunduğunun işareti olarak kabul edilir.
Geleneksel Çin Tıbbında (GÇT), sağlık vücutta chi olarak isimlendirilen enerji dengesinin sonucu olarak görülmektedir. Bu enerji dengesi bozulduğunda sağlık bozulmakta ve hastalık oluşmaktadır. Vücudumuzda klasik 360 adet akupunktur noktasının üzerinde bulunduğu 12 adet çift ve 2 adet tek meridyen denilen enerji kanalları bulunmaktadır.
Akupunktur kelimesi, aku (iğne) punktur (batırma) kelimelerinin birleşmesinden, yani kuru iğne batırılması anlamına gelmektedir. Akupunktur noktalarına iğnelerin batırılması meridyenler boyunca akan chi (çi) enerji dengesini onararak sağlığı düzenler. GÇT’na göre pozitif De Chi cevabının alınması, uygun enerji kanalının başarılı şekilde bulunduğunun işareti olarak kabul edilir. De Chi bulunduktan sonra iğneler 20-40 dakika yerinde bırakılır. De Chi hissi akupunktur seansı boyunca aynı noktada birden fazla oluşabilir. Geleneksel akupunkturistler tarafından gittikçe artan bir uyum gösterilen yeni bir teknik olarak, elektroakupunktur (EA) kullanımı De Chi his- sini arttırmaya yardımcı olmaktadır.
Uluslararası standartlarda akupunktur meridyenlerinin bir çok dilde isimlendirilmesi yapılmıştır. İngilizce olarak en geniş kabul gördüğü isimlendirmesi ve kısaltmaları aşağıda bulunmaktadır:
LU = Lung Meridian (Akciğer Meridyeni)
LI,CO = Large Intestine Meridian (Kalın Bağırsak Meridyeni)
ST = Stomach Meridian (Mide Meridyeni)
SP = Spleen Meridian (Dalak Meridyeni)
HT, HE = Heart Meridian (Kalp Meridyeni)
SI = Small Intestine Meridian (İnce Bağırsak Meridyeni)
BL, UB = Bladder Meridian (Mesane Meridyeni)
KI = Kidney Meridian (Böbrek Meridyeni)
P, PC, HC = Pericardium, Heart Constrictor Meridian (Perikard Meridyeni)
TW, TH, SJ = Triple Warmer, Tri-Heater, Triple Burner, San Jiao meridian (Üçlü Isıtıcı Meridyeni)
GB = Gallbladder Meridian (Safra Kesesi Meridyeni)
LV, LI, LIV = Liver Meridian (Karaciğer Meridyeni)
CV, VC, Ren = Conception Vessel Meridian (Alıcı Damar Meridyeni)
GV, VG, Du = Governing Vessel Meridian (Yöneten Damar Meridyeni)
Bazı eski kitaplarda karaciğer için LI ve kalın bağırsak için CO kısaltmaları kullanılmıştır.
Akupunkturu değerlendiren pek çok randomize klinik çalışma yetersiz metodolojik kalitede bulunmaktadır. Bu çalışmalardaki en büyük sorun, yeterli bir plasebo kontrolün bulunmayışıdır. Yaygın uygulanan kontrol işlemi olarak sham akupunkturu kullanılmaktadır. Buna göre, iğneler çalışmaya uygun olmayan meridyenlere veya meridyenlerin dışındaki alanlara batırılmaktadır. Sham akupunkturunda gerçek akupunktur grubunda uygulanandan daha yüzeyel iğnenin batırılması işlemi sıkça yapılmaktadır.1 Linde ve arkadaşları akupunkturu değerlendiren 37 randomize kontrollü çalışmanın meta-analizini yapmışlar. Bu analizde, sham ile plasebo akupunkturu (nonspesipik etki) ve sham ile gerçek akupunkturu (spesifik etki) karşılaştırmışlar. Sham akupunkturu plasebo akupunkturundan daha etkili, gerçek akupunkturun da sham akupunkturundan daha etkili olduğunu belirtmişlerdir.
İnsan ve hayvan çalışmalarına dayalı olarak akupunkturun analjezik etkilerini açıklamak için farklı hipotezler ileri sürülmüştür. Bu etkiler karmaşık ve büyük oranda hastaların beklentileri ile ilişkili nörokimyasal, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin etkileşimi sonucudur.
Akupunktur analjezisinde endojen opioidlerin (encephalin, dynorphin, endorphin ve endomorphin) ve serotonin (5-HT) nin rolünü destekleyen kanıt bulunmaktadır. Mayer ve ark. ile Pomeranz ve ark. fare ve insanlarda endojen opioidlerinin rolünü destekleyen Akupunktur Analjezisinin Naloxone ile bloke edildiğini gösterdiler. 3,4
Medulla spinalis
Kimyasal trasmitterler (endorfin, serotonin, NA v.s. gibi monoaminler)
Orta beyin
Hipofiz ağrı iletisini blok (Bruce Pomeranz,1987)
Positron emisyon tomografi (PET) çalışmaları akupunktur uygulaması sonrasında beyinde mü reseptörlerinde opiodlerin bağlanmasındaki artışı göstermektedirler.5 Ayrıca, akupunktur tedavisi ile fMRI basal anterior beyin, limbik sistem ve affektif ve somatosensoryel fonkiyonlar ile ilişkili beynin diğer alanlarının aktivasyonu gösterilmiştir.6
Akupunktur analjezisinde etkili olan serebral nörotransmitterler olan Capicolaminas ve Cerotoninas’ın rolü araştırılmaktadır.Bu nörotransmitterlerin salınımı analjezik, adale gevşemesi, antienflamatuar, hafif anksiyolitik ve antidepresan etkiler oluşturabilmektedirler. Elektroakupunktur CXCL 10 ‘u enflamasyon yerinde oluşturmakta ve periferik opioid peptidler yolu ile oluşan antinosisepsiyonu uyarmaktadır.7
Beta endorfin gibi endojen opioid peptidler akupunkur analjezisi İle ilişkilidirler. Bunlar periferal enflamatuar alanda bulunan periferik sensoryel nöronlardaki gibi spinal kordda opioid reseptörleri aktive ederler. Opioid içeren lökositler enflame olmuş dokuya göç ederler ve endorfin, met-enka- falin ve dynorfin A gibi opioidleri salgılarlar.
Böylece periferik nosiseptif nöronlar üzerinde opioid reseptörlerini bağlayarak antinosisepsiyonu oluştururlar. 8
Bel ağrısı
Boyun ağrısı
Siyatalji
Tenisçi dirseği
Diz ağrısı
Omuz çevresi artiriti
Burkulma ve adale spazmı
Yüz ağrısı
TMJ ağrısı
Baş ağrısı
Diş ağrısı
Renal kolik
Akut ve kronik gastrit
Romatoid Artrit
Doğumu başlatma
Doğum esnasında geliş manevraları
Sabah hastalığı
Bulantı ve kusma
Postoperatif ağrı
İnme-felç
Esansiyel hipertansiyon
Primer hipotansiyon
Lökopeni
Radyasyon / kemoterapi reaksiyonları
Allerjik rinit
Yüksek ateş
Bilier kolik
Depresyon
Akut basiller dizanteri
Primer dismenore
Akut epigastralji
Peptik ülser
Ameliyat ve kemoterapi sonrası görülen bulantı ve kusmalarda
Diş ağrısında
Amerikan Sağlık Otoritesi Akupunktur Görüş Birliği (NIH Consensus) Geliştirme Programı Etkinliği tek başına büyük oranda kabul edilmiş.
Bağımlılık
Felç rehabilitasyonu
Baş ağrısı
Menstrual kramplar
Tenisçi dirseği
Fibromiyalji
Miyofasiyal ağrı
Osteoartrit
Bel ve sırt ağrısı
Karpal tünel sendromu
Astım
Ancak yöntemin şeklinden kaynaklanan kontrol grubu oluşturmak, plasebo ve kör çalışma yapmakta bazı çekinceler bulunmaktadır. Bununla beraber akupunkturun diş ağrısı, postoperatif ve kemoterapi sonrası bulantı ve kusmanın bastırılmasında etkinliği kanıtlanmıştır. Karpal tünel sendromu, bel ağrısı, fibromiyalji ve miyofasial ağrı, tenisci dirseği, baş ağrısı, stroke rehabilitasyonu, ilaç bağımlılığında yararlı olduğuna dair çok güçlü kanıtlar bulunmaktadır. 9
EA’un pankreas kanser ağrısı tedavisinde de etkili olduğu belirtilmektedir. Chen H. ve ark. hastaları 3 gün boyunca günde bir kez 30 dakika T8-T12 bi- lateral Jiaji (Ex-B2) noktalarına EA uygulamıştır. EA grubunda kontrol grubuna göre ağrı yoğunluğunda anlamlı bir azalma görmüştür (p<0.001). 10 , 11
Nonspesifik ileri evre kanserlerde konvensiyonel medikasyona karşı akupunkturun faydaları, kanser ile ilişkili kronik nöropatik ağrı için plaseboya karşı kulak akupunkturun faydaları, mide kanserinde tedavinin ilk 10 gününde konvansiyonel analjezi ve akupunktur arasında fark bulunmadığı belirtilmektedir. 12
Akupunkturun postoperatif birinci günde ağrıyı ve opioid kullanımını azaltığı belirtilmektedir. Böylece, postoperatif ağrı tedavisinde adjuvan tedavi olarak akupunkturun kullanılması önerilmektedir.13
“Akupunktur Kanıt Projesi” Otorlerinden John Mc-Donald ve Stephen Janz tarafından 2017 yılında yayınlanan endikasyon listesi aşağıda bulunmaktadır:
Allerjik Rinit
Baş ağrısı (gerilim tipi ve kronik)
Diz osteoartrozu
Ameliyat sonrası bulantı ve kusma
Kemoterapi sonucu oluşan bulantı ve kusma
Kronik bel ağrısı
Migren atağının önlenmesi
Ameliyat sonrası ağrı
Akut bel ağrısı
Beyin cerrahisi anestezisi
Duygusal algılama eşiğini yükseltmek
Prostat iltihabı ve kronik kasık ağrısı
Akut inme
Depresyon (antidepresanlar ile birlikte)
Boyun ağrısı
Kalın bağırsak kanseri ameliyatı sonrası iyileşme
Günübirlik anestezi
Göz kuruluğu
Obezite
Huzursuz bacak sendromu
Anksiyete
Hipertansiyon (ilaçlar ile birlikte)
Menopoz dönemi ve sonrası uykusuzluk
Şizofreni (antipsikotik ilaçlar ile birlikte)
Aromatik baskılayıcılar ile ortaya çıkan eklem ağrıları
Uykusuzluk
Kalça ağrısı
Siyatik ağrısı
Erişkinlerde görülen astım
Irritable bağırsak sendromu
İnme sonrası uykusuzluk
Omuz sıkışma sendromu
(erken dönemde egzersiz ile birlikte)
Hamilelik döneminde bel ve kasık ağrıları
Doğum sancısı
Kanser ağrısı
Omuz ağrısı
İnme sonrası omuz ağrısı
Lateral dirsek ağrısı
Kanserle ilişkili tükenmişlik hissi
Sigara bıraktırma (yaklaşık 3 ay)
İnme sonrası adele sertliği
Menapoz dönemi sıcak basmaları
Kabızlık
İnme rehabilitasyonu
Travma sonrası stres bozukluğu
Moksa (Moxa) tedavisi, dolaylı veya dolaysız yolla akupunktur noktalarının yanan kuru Artemisia vulgaris (mugwort) bitkisiyle uyarılmasıyla yapılan geleneksel Çin tıbbi tedavi metodlarından biridir. Moksa tedavisiyle, patolojik soğugu çözmek, meridyenleri ısıtmak, kollateralleri düzenlemek, kan dolaşımını uyarmak, obstruksiyonu uzaklaştırmak, yang’ı desteklemek, kan stazını çözmek, hastalıkları önlemek mümkündür. Moxa, artirit, gastrointestinal hastalıklar, jinekolojik problemler, ağrı gibi bir çok hastalığın tedavisinde kulanılabilir. Moksa uygulandığında cilt ısısı dışarda 130° C’ye, içerde ise 56° C ulaşır. Bu nedenle moxa ısı uyarısıyla gerçekleşen bir inflamatuar cevap olarak değerlendirilir. İnfamatuar cevap vasküler değişiklikleri uyarır. Moksa uygulanan cilt bölgesinde vazokonstrüksiyon, bu alanın çevresinde ise vazodilatasyon oluşur. Histamin ve substance P ciltteki vazodilatasyondan sorumludur. Moksa tedavisi sırasında salgılanan histamine ciltte vazodilatasyona yol açar. Artan permabilite sonucu mast hücresinde degranülasyon meydana gelir. Substance P ve galanin akupunktur ve moksa tedavisiyle açığa çıkan bir nörotransmitterdir. Bu nörotransmitterlerin, ağrı, spazm, anksiete ve depresyon gibi nörolojik hastalıklarda rol oynadığı bilinmektedir.
”
Alo Yeditepe