Delirten ağrı olarak tanımlanan “trigeminal nevralji” şikâyetleri nedeniyle hayatı çekilmez hale gelen emekli öğretmen Nermin Altınbaşak, şifayı akupunktur tedavisinde buldu. Uygulanan farklı tedavi yöntemlerine karşın tanımlayamadığı ağrıları ve geçirdiği yüz felci sonrasında eşinin yönlendirmesiyle Yeditepe Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi’ne başvurdu. Dr. Berna Atay tarafından uygulanan akupunktur tedavisi sonrasında yaklaşık bir ay gibi kısa süre içinde eski ağrısız ve sağlıklı günlerine dönebildi.
Başını bile kaldıramayacak seviyedeki şiddetli baş ağrıları, ağzını dahi oynattığında yaşadığı dayanılmaz acılar nedeniyle konuşmaya bile korkma, yemek yiyememe, dışarı çıkamama ve yüz felcine kadar ilerleyen bir tablo… Yaklaşık 5 yıldır bu şikâyetlerle hayatını sürdüren emekli fen bilgisi öğretmeni Nermin Altınbaşak’ın bu sıkıntıların kaynağı, adı çok fazla bilinmeyen trigeminal nevralji.
Yaşayanların hayatını kâbusa çeviren nörolojik bir sorun olan trigeminal nevraljide tanı konuluncaya kadar ne yazık ki zaman kaybediliyor. Çoğunlukla da diş ağrısıyla karıştırılıyor. Nermin Altınbaşak ise ağrılarının kaynağının yaşadığı depresyona bağladı. Beş yıl önce başladığı ağrıları için kesin tanı geçtiğimiz Eylül ayında kondu. Sonrasındaki ilaç ve fizik tedavi gördü. Sorunları tam olarak ortadan kalkmayınca da gelininin önerisiyle akupunktur tedavisi için Yeditepe Üniversitesi Tamamlayıcı Tıp Merkezi’ne başvurdu.
Tedaviye başlamadan önce olumlu sonuçlar alacağına inandığını söyleyen Nermin Altınbaşak yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Akşam olduğunda başımda çok şiddetli bir çekilme ve ağrı oluyordu. Başımı kaldıramıyordum, ancak yattığımda rahat ediyordum. Ağrıyı dişlerimde, dişetlerimde, gözlerimde yani yüzümün her yerinde hissediyordum. Akupunktur tedavisine başlamadan önce eşim iyileşeceğime çok inanmıyordu. Ağrıların bir süre için geçeceğini ama sonra tekrar başlayacağını düşünüyordu. Kalıcı bir sonuç alıp almayacağımızı Yeditepe Üniversitesi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Sorumlusu Dr. Berna Atay’a sordum. O da eğer sorunların kaynağı psikolojik değilse bunun mümkün olabileceğini ancak yine de tam, kesin bir cevap veremeyeceğini belirtti. Tedaviye başladıktan ve ilk iyileşme sonuçlarını aldıktan sonra eşimin de baştaki olumsuz fikri değişti.”
Yaklaşık 4 hafta ve 8 seanslık tedavisine kısa bir süre ara veren Nermin Altınbaşak, akupunktur tedavisinin başlamasının ardından yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “İlk seanstan sonra ağzımın kenarındaki o çekilme ve başımda ve dişlerimdeki oyulma hissinde azalma oldu ve 3. seanstan sonra tamamen geçti. Dudağımın şekli düzeldi. Artık ağrısız geçen gecelerim sayesinde uyuyabiliyorum. Bu süreçte bol su içmeye çalıştım. Unlu ve glutenli gıdalardan da uzak durdum. Artık daha rahat uyanıyorum, kendimi daha enerjik hissediyorum. Tedavi öncesi uyku kalitem daha kötüydü şimdi birkaç saat uyusam bile kendimi daha enerjik hissediyorum.”
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre trigeminal nevraljinin akupunkturla tedavi edilebilir hastalıklar listesinde yer aldığını hatırlatan Dr. Berna Atay, Nermin Altınbaşak’ta çok kısa sürede yüzde yüze yakın iyileşme elde ettiklerini söylüyor. Ancak bu sürenin her hastaya ve hastalığın şiddetine göre de farklılık gösterebileceğini de sözlerine ekliyor.
Dr. Berna Atay, lazerli akupunktur ve iğneli akupunktur olmak üzere iki farklı yöntemin de kullandığı bu vaka özelinde akupunktur tedavisinde uyguladıklarının şöyle anlatıyor: “İlk amacımızı şikâyetlerini geriletmekti. Trigeminal nevraljiden kaynaklı ağrılarını, çekilmelerini, kasılmalarını, çiğneme kaslarında yarattığı olumsuz etkilerini azaltmaktı. Lazerli akupunkturla derin dokuya, ağrı kesici özelliği olan ışık frekanslar gönderdik. Ayrıca iltihap giderici ve vücut direncini artırıcı frekanslardan da yararlandık. Nermin Hanım’ın mide meridyeninde zayıf bir enerji tespit ettik ve buna yönelik de uygulama yaptık. Kendini gerek fiziki gerek psikoloji olarak daha iyi hissediyor. Şu an için tedaviye kısa süreli bir ara verdik. Yakın zamanda tekrar kontrol edeceğiz, gerekirse 1-1,5 ayda bir korumaya yönelik seanslar yapacağız.”
”
Alo Yeditepe