Riskli gebelik, gebelikten önce veya gebelikte veya doğumda oluşan bazı sorunlardan dolayı annenin fetüsün veya her ikisinin birlikte yaşadığı riskleri içermektedir. Perinatoloji uzmanları, perinatal mortalite morbidideteyi bazı kriterlere göre tespit ve takip etmektedir. Bu rakamların düşüklüğü, ülkenin gelişmişlik düzeyi ile doğru orandadır.
Gebelikte oluşabilecek riskleri tespit etmek mümkün. Bu nedenle kadın doğumun bir alt branşı olan perinatoloji tüm dünyada bu amaçla oluşturulmuştur.Sorunları erken dönemde tespit edip daha büyük problemlere neden olmadan, en az hasarla ya da hasarsız ortadan kaldırabilmek amaçlanmaktadır. Bu noktada öncelikle gebenin hikayesi önemlidir. Özellikle de riskli gebelik anlamında bazı riskleri barındıran kişilerin. Çiftler arasında akraba evliliğinin olup olmadığı, diyabet hastası olması, farkında olmadan şekerinin ya da kalp hastalığının olması, hipertansiyon ya da tiroidinin olması… Tüm bu sorunların önceden belirlenmesi durumunda gebelikten önce risklerin önemli bölümü belirlenmiş olur.
Bunun yanında önceden bir sorunu olmayıp gebelik sırasında da ortaya çıkabilen bazı sorunlar da gebeliği riskli duruma sokabilmektedir. Örneğin gebelikte ortaya çıkan yüksek tansiyon ya da kalp sorunları, çarpıntı hissi gibi. Onun dışında fetüsle ilgili incelemelere de devam edilmektedir. Çocuğun sağlıklı olup olmadığı, kromozomal bir sorunun varlığı ya da gelişmesinde bir problemin var olup olmadığını araştırılmaktadır.
Kanama, yaratabileceği kansızlık riski açısından tek başına anneyi etkilediği gibi belli duruklarda çocuğun da kansız kalma hatta hayati risk geliştirmesi mümkündür. Bu nedenle kanama her zaman anneyi ve fetüsü yüksek riskli gebelik grubuna sokmaktadır.
Perinatolojinin ana konusu anne ve çocuğa ait olası riskleri göğüslemektir. Bunlardan biri de dünyada da ülkemizde de önemli bir sorun olan erken doğumdur. Tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 6-8’i erken doğumla sonuçlanmaktadır. Ülkemizde her yıl yaklaşık bir milyon iki yüz bin doğum gerçekleşmekte ve bunun da yaklaşık 20 bini erken doğum olarak tamamlanmaktadır.
Erken doğum, normal şartlarda 40 hafta süren gebeliğin çok daha erken haftalarda tamamlanmasıdır. Bu bazen 30. Hafta olurken bazen de 25.haftada olabilmektedir. Perinatologların görevi de uygun tedavilerle erken doğumu mümkün olduğunca geciktirmektir. Bu süreçte kadın doğum ekibi, genetik ve yeni doğam ekibiyle çok yakın temas içinde çalışılmaktadır.
Gebelikte kullanılabilecek ilaç ve tedavi grupları bulunmaktadır. Çünkü gebelikte bazı ilaç grupları bebekte sakatlığa neden olabilmektedir. Özellikle gebeliğin ilk üç ayı iaç kullanımı açısından çok önemlidir. Sonraki dönemde de yaratabileceği sakatlık riski açısından kullanılmaması gereken ilaçlar bulunmaktadır. Dolayısıyla FDA tarafından yayınlanan kılavuzları takip ederek, gebelik için az zararlı, zararsız ve hiç zararı yok gibi gruplara ayrılan ilaçlar takip edilmektedir. Bu doğrultuda gebenin durumuna göre tedavi planlanmaktadır. Bu noktada mutlaka perinatoloji uzmanı ve varsa gebeliği takip eden kadın doğum uzmanına danışılmalıdır.
Pre-eklamsi gebelik zehirlenmesi olarak tanımlanan durum, tansiyon, ödem, albüminuri, proteiniüri ile giden bir tablodur. Bu durum yüzde 25 oranında gebelikte, doğumdan önce, yüzde 50’si doğumda ve yüzde 25’i de doğumdan sonra ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle doğumda sonraki 42 gün yani loğusalık döneminde ortaya çıkabilecek sorunların gebelikte ilgili olabileceğini bilmek gerekir. Bu süre içinde oluşabilecek sorunlarla da Perinatoloji uzmanları ilgilenirken bu sürecin sonunda ilgili branşlara yönlendirilmektedir.
”
Alo Yeditepe