Kalp ve damar hastalıkları, küresel ölçekte başta gelen ölüm sebebi olup, uzun bir süre daha bir numaralı ölüm sebebi olmaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2005 yılında 17,5 milyon insanın kalp ve damar hastalıkları sebebiyle öldüğü ve bu rakamın küresel ölümlerin 0’unu teşkil ettiği tahmin edilmektedir.
Aile öyküsü, yaş, cinsiyet gibi bazı risk faktörlerini değiştirmek mümkün olmasa da sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyerek gelecekte karşılaşabileceğiniz kalp sorunlarını önleyebilirsiniz.
Kronik hastalıklara çevresel faktörlerin etkisini araştırmak için Cardiff Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yayınlanan bir çalışma da sağlıklı bir beslenme, düzenli egzersiz, düşük vücut ağırlığı, sigarasız ve düşük alkollü bir yaşam tarzının kalp hastalıkları başta olmak üzere birçok kronik hastalık riskini azalttığı görülmüş.
Trans yağ tüketiminin HDL kolesterolü (iyi huylu) düşürmesi LDL kolesterolü (kötü huylu) yükseltmesi, doymuş yağların kan kolesterolünü artırması kalp hastalıklara yakalanma riskinizi artıyor. Trans yağlardan hidrojenize de denilen kimyasal yolla elde edilen yağlardır. Hazır yiyeceklerde, pasta ürünlerinde, katı yağlarda bulunmaktadır. Ürün etiketi okuyarak trans yağ içerip içermediğini kontrol edebilirsiniz. Doymuş yağ tüketimi günlük kalori alımının unu geçmemeli.
Omega 3 vücuttaki enflamasyonu azaltarak sizi kalp hastalıkları ve diyabete karşı korur.
Sebze ve meyveler antioksidan yapısında bulunan vitamin ve mineralleri içerikleri ile vücuda zararlı olan serbest radikal oluşumunu engellemeye yardımcı olurlar.
Tam tahıllı gıdalar yoğun lif içerikleriyle size kendinizi tok hissettirmelerinin yanı sıra içerdikleri beta-glukan ile de kan kolesterolünüzü düşürmeye yardımcı olurlar.
Fazla tuz tüketimi yüksek kan basıncı artışına neden olmaktadır. Yüksek kan basıncı ise ülkemizde ölümlerin ve hastalık yükünün en önemli nedeni olan kalp hastalıklarının önde gelen risk faktörüdür. Dünya Sağlık Örgütü toplumların besin alımında diyetle günlük tuz alımı için hedeflerinin 5 g/gün olması gerektiğini belirtmektedir. Ülkemizde yapılan SALTurk çalışmasında günlük tuz tüketim miktarının 18 gün olduğu saptanmıştır. Ekmek, geleneksel ürünler (turşu, salamura, konserve vb), peynir ve diğer işlenmiş ürünler ile yemek hazırlarken ve masada ilave edilen tuzun aşırı yükü oluşturduğu düşünülmektedir.
”
Alo Yeditepe