Koroner bypass ameliyatı, kalbin tıkalı damarlarına alternatif bir yol oluşturarak kan akışını yeniden sağlamak amacıyla yapılan cerrahi bir işlemdir. Ameliyat sırasında bacak ya da göğüsten alınan damarlar, tıkalı damarın aşağısına dikilerek kanın bu yeni yoldan akması sağlanır. Böylece tıkanıklık bypass edilmiş olur.
Kalbe kan taşıyan koroner arterler, 2-2,5 mm çapında ince ve hassas damarlardır. Damar sertliği ve kireçlenme nedeniyle bu damarlar tıkanabilir, bu da kalbin yeterince beslenememesine yol açar. Sonuç olarak göğüs ağrısı, nefes darlığı veya kalp krizi gelişebilir.
Kalp, vücudumuza kan pompalayan kas yapısında bir organdır ve sağlıklı çalışabilmesi için düzenli olarak beslenmesi gerekir. Kalbe kan taşıyan damarlara koroner arter adı verilir. Bu damarlar 2–2,5 mm çapında oldukça ince yapılara sahiptir.
Zamanla damar sertliği veya damar kireçlenmesi nedeniyle bu damarlar tıkanabilir. Tıkanıklık, kalbe giden kan akışını azaltır ve kalbin beslenmesini bozar.
Bunun sonucunda:
• Hastalığın ilk evrelerinde göğüs ağrısı ve nefes darlığı,
• İlerleyen dönemlerde ise kalp krizi görülebilir.
Koroner bypass ameliyatı, tıkalı damarın kan akışını yeniden sağlamak için yapılır. Bu ameliyat, hem göğüs ağrısını ortadan kaldırmak hem de kalp krizi riskini azaltmak amacıyla uygulanır.
Koroner arter hastalığının ortaya çıkmasında birçok risk faktörü rol oynamaktadır. Bunların başında sigara kullanımı gelir. Ayrıca: Ailesinde kalp hastalığı öyküsü olanlar, diyabet hastalığı bulunanlar, yüksek tansiyon hastaları ve yüksek kolesterol değerlerine sahip kişiler kalp damar hastalıkları açısından yüksek risk taşır.
Eğer kişide bu risk faktörleri mevcutsa ve özellikle eforla gelen göğüs ağrısı veya nefes darlığı gibi şikâyetler varsa, vakit kaybetmeden bir hekime başvurması gerekir. Erken tanı, hem stent işlemlerinde hem de koroner bypass ameliyatlarında başarı şansını önemli ölçüde artmaktadır. Kalp krizi gerçekleşmeden yapılan müdahaleler, hastaların ameliyattan göreceği faydayı maksimuma çıkarır.
• Efor sırasında veya sonrasında göğüs ağrısı (anjina)
• Nefes darlığı
• Çabuk yorulma
• İleri vakalarda istirahat halinde bile ağrı
• Kalp krizi şeklinde ani ve şiddetli tablo
Göğüs ağrısı genellikle 3–5 dakika sürer, yanma ya da baskı şeklinde hissedilir ve bazen kola yayılabilir. Erken dönemde fark edilen bu belirtiler, kalp krizinin habercisi olabilir.
Koroner bypass ameliyatı, tıkanan damarın kan akışını yeniden sağlamak amacıyla yapılır. Cerrahi işlemde bacak veya göğüsten alınan sağlıklı damarlar, tıkalı damarın alt kısmına dikilerek kanın bu yeni yoldan akması sağlanır. Böylece kalp yeniden yeterli oksijen ve besin alır.
Bypass ameliyatı; Göğüs ağrısını ortadan kaldırmak, kalp krizi riskini azaltmak, kalp kasının beslenmesini iyileştirmek ve hastanın yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla yapılmaktadır.
Bypass ameliyatı her zaman kalp krizi sonrasında yapılmamaktadır. Aksine, kalp krizinden önce, erken teşhis ile müdahale edilmesi daha güvenlidir. Kalp krizi sırasında kalp kasının bir bölümü hasar görür ve bu durum ameliyat riskini artırmaktadır. Bu nedenle, risk faktörlerine sahip kişilerin düzenli kontrollerini yaptırması büyük önem taşımaktadır.
Risk faktörleri şunlardır:
• Sigara kullanımı
• Ailede kalp hastalığı öyküsü
• Diyabet (şeker hastalığı)
• Yüksek tansiyon
• Yüksek kolesterol
• Hareketsiz yaşam tarzı
Koroner bypass ameliyatı çoğu zaman acil şartlarda yapılır. Tanı konulduktan sonra hastayı uzun süre bekletmek doğru değildir. Bazı durumlarda hasta saatler içinde ameliyata alınabilmektedir.
Eğer hastanın durumu uygunsa ve önümüzde 1-2 haftalık bir hazırlık süresi varsa, bu süre içinde hastanın ameliyata en iyi şekilde hazırlanması sağlanmaktadır. Bunun için;
• Sigaranın bırakılması (ameliyat sonrası komplikasyon riskini azaltmak için)
• Akciğer fonksiyonlarının iyileştirilmesi
• Vücutta aktif enfeksiyon bulunmaması
• Böbrek fonksiyonlarının kontrol edilmesi
• Diyabetli hastalarda kan şekeri seviyelerinin dengelenmesi
Bu hazırlıkların amacı, ameliyatın hem güvenli hem de başarılı geçmesini sağlamaktır. Ancak acil vakalarda hasta, doğrudan anjiyo laboratuvarından ameliyathaneye alınabilmektedir.
Koroner bypass ameliyatı, tıkanan veya daralan koroner damarların kan akışını yeniden sağlamak için uygulanan önemli bir kalp cerrahisidir. Ameliyat sonrasında iyileşme süreci, hem operasyonun başarısı hem de hastanın uzun vadeli sağlığı açısından kritik öneme sahiptir.
Ameliyat sonrası hastalar genellikle bir gün kadar yoğun bakımda tutulur. Bu süre, hastanın genel durumuna bağlı olarak uzayabilir. Yoğun bakım sürecinin ardından ortalama 4-5 gün hastanede kalınarak tedavi ve takipler yapılır.
Ameliyatın ardından hastaların eski fiziksel durumlarına kavuşmaları ortalama 2-3 hafta sürebilmektedir. Bu dönemde vücudun toparlanması, yara iyileşmesi ve genel enerji seviyesinin artması için dinlenme ve doktor tavsiyelerine uyum çok önem taşımaktadır.
Bypass ameliyatı sonrası en önemli risklerden biri enfeksiyon gelişimidir. Bu nedenle ameliyatın yapıldığı hastanenin hijyen koşulları büyük önem taşımaktadır. Ayrıca hastaların evde bakım sürecinde de yara temizliği ve kişisel hijyene dikkat etmesi gerekmektedir.
Ameliyat sonrasında “hayattan alıkonma” gibi bir durum olmasa da yaşam tarzında kalıcı değişiklikler yapılması gerekmektedir. Çünkü bypass ameliyatı, tıkanan damarların yolunu değiştirse de hastalığın gelişimindeki risk faktörleri devam ederse yeni tıkanıklıklar oluşabilir.
Bu nedenle:
• Sigara bırakılmalı
• Sağlıklı, dengeli ve düşük yağlı beslenme alışkanlığı kazanılmalı
• Düzenli egzersiz yapılmalı
• Kan şekeri, kolesterol ve tansiyon düzenli olarak kontrol edilmeli
• Koroner bypass ameliyatı, doğru bakım ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla birlikte, kalp sağlığını uzun yıllar koruma imkânı sunar.
Bu içerik Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
”
Alo Yeditepe
