İstanbul’da yaşayan 58 yaşındaki Gülnur Beycioğlu, ocak ayında ağır bir gribe yakalandı ve ardından karnının içinde şişlik oluştu. Gribi iyileşmesine rağmen karın şişliği devam eden Beycioğlu’na tetkikler sonrası 4. evre lenf kanseri teşhisi konuldu. Beycioğlu, kemoterapi süreci sonrası kendi kök hücresinden (otolog) alınarak yapılan nakille sağlığına kavuştu.
İstanbul’da yaşayan 2 çocuk annesi Gülnur Beycioğlu (58), geçtiğimiz ocak ayında gribe yakalandı. Hastalığı devam ederken karnında şişlik oluşan Beycioğlu, doktora gitti. İlk etapta böbrekte kanama olduğu düşünülen kadına vaskülit tanısı ile bazı tedaviler başlandı. Bir süre küçülme gösteren kitlenin tekrar büyümesi sonrası hematoloji bölümüne başvuran hastaya yapılan biyopside 4. evre lenf kanseri teşhisi konuldu. Kemoterapi ile tümör temizlendikten bir süre sonra hastalık beyninde nüks etti. Beyine nüfus edebilen akıllı ilaçlarla yapılan tedavisi sonrasında beyin de tümörden temizlendi. Takiben, lenfomadan tamamen kurtulmak ve hastalığın tekrar nüks etmesini engellemek için kendi kök hücresinden (otolog) nakil yapıldı.
Nakil sonrası verilen yüksek doz kemoterapilerle sağlığına kavuşan Gülnur Beycioğlu, “Kanser teşhis edildiğinde 4. evredeydi. Tedavim güzel geçti nakil olduktan sonra kendimi daha iyi hissettim. Her gün daha iyi olmaya başladım. Bu hastalığa yakalanan kişiler hiç korkmasınlar. Çünkü bir şekilde başarıyorsunuz. 58 yaşımda yeniden doğdum. Şimdi her şey yapmak istiyorum. 1.5 yıldır oturuyorum. Ama şimdi kuş gibi olup uçmak istiyorum. Yeniden doğdum diyebilirim. Kendimi çok iyi hissediyorum. Sabah kalktığımda artık çok mutluyum” dedi.
Ailecek zor bir süreç yaşadıklarını anlatan Gülnur Beycioğlu’nun eşi Muammer Beycioğlu, “Zor bir süreçti ama sonu tatlıya bağlandı. Her şey güzel ve gayet iyiye doğru gidiyor. Tedavilerimiz devam ediyor. Bir müddet daha devam edecek ve inşallah rahatlığa kavuşacağız. Kızımız ve oğlumuz destekçimiz oldu. Komşu ve akrabalarımızın dahi desteklerini gördük. Onların sayesinde eşim yeniden hayata bağlandı. Artık başardık diyebiliriz. İyiyiz ve daha da iyi olacağız” diye konuştu.
Her iki böbrekte aynı anda tenis topu büyüklüğünde kitle ile ortaya çıkan tümörün alışık olunmayan bir durum olduğuna dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı , Gülnur Beycioğlu’nun hastalığı hakkında şunları söyledi:
“Hastamız gribal enfeksiyon sonrası karında gerginlik ve ağrıyla bize geldi. İlk başlarda böbrekte kanama olarak düşünülmüş ve tedaviler planlanmış. Ancak ilaçların dozlarının azaltılmasıyla birlikte tekrar kitlenin büyümesi üzerine aile bize başvurdu. Yaptığımız tetkikler sonrasında kitlenin lenf nodu olduğunu düşündük ve tümörden şüphelendik. Biyopsinin ardından hastamıza 4. evre lenf kanseri teşhisi koyduk. Kemoterapilerle lenfomayı temizledik. Fakat kemoterapi ile tümör temizlendikten bir süre sonra hastalık beyninde nüks etti. Beyine nüfus edebilen akıllı ilaçlarla yapılan tedavisi sonrasında beyin de tümörden temizlendi. Hastalık geri gelmesin diye biraz daha kuvvetli tedavi yapmamız gerekiyordu. Kişinin kendi kök hücrelerini topladık. Yine beyine nüfus edebilen yüksek doz kemoterapiyle birlikte otolog kök hücre nakli yaparak hastayı tedavi ettik. Daha çok boyun ve koltuk altında bezeler şeklinde görülen lenf kanseri hastanın kendisinin ulaşamayacağı bölgelerde lenf nodlarındaki büyümelerle ilerleyebiliyor. Hastaların istem dışı kilo kaybı, gece terlemesi, kuru öksürük, nefes darlığı gibi bulguları dikkate alması önem taşıyor.”
Lenf kanserinin kan tahlilinde ortaya çıkmayabileceğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı, “Hastalık kemik iliğine sıçramadıysa ve yoğun şekilde bu bölgeyi etkilemediyse kan tahlilinde hiçbir şey oluşmayabilir. Kan sayımında tablo tamamen normal olabilir. Bu nedenle özellikle açıklanamayan gece terlemeleri, istem dışı kilo kaybı, haftanın 1-2 günü üşümeyle gelen ve 38 derecelere kadar çıkan yüksek ateş, iştahsızlık, uyku problemleri lenf kanserinin ipucu olarak değerlendirilebilir” ifadelerini kullandı.
Son olarak yurt dışına donör bağımlılığının azaldığını anlatan, “Kendi hastalarımızdan yarısını Ulusal Kemik İliği Bankası TÜRKÖK sayesinde Türkiye’den karşılayabiliyoruz. Bu işlemi çok hızlandırıyor. Önceki yıllarda hasta kemik iliği beklerken hastalığı ilerleyebiliyordu. Ancak TÜRKÖK sayesinde hastalığın başa dönme süresi yarı yarıya azaldı” dedi.
Basın Yansıması: posta.com | mynet.com | gazetevatan.com | takvim.com | FOX Tv
”
Alo Yeditepe