Multipl miyelom, beyaz kan hücrelerinden biri olan plazma hücrelerinin kanseridir. Kemik iliğinde bulunan plazma hücreleri normalde antikor üretiminde görev alırlar ve bağışıklık sisteminde önemli role sahiptirler. Multipl miyelom hastalığında ise anormal plazma hücreleri kontrolsüz şekilde çoğalır ve kemik iliğinde bulunan diğer normal kan hücrelerinin üremesine engel olur. Erkeklerde kadınlara oranla biraz daha sık görülmektedir.
Multipl miyelom gelişimine neden olan sebepler henüz net olarak açıklığa kavuşturulamamış olsa da günümüzde kabul gören faktörler arasında kimyasallar, petrol ve radyasyona maruz kalınması sayılabilir. Multipl miyelom, sebze ve balık ağırlıklı beslenenlere oranla hayvansal yağ ağırlıklı beslenenlerde ve şişman kişilerde daha sık gözlenmektedir. Nükleer endüstri çalışanları başta olmak üzere petrol ve deri endüstrisi ile tarımsal sektör çalışanları multipl miyelom gelişimi açısından riskli sektörler olarak kabul edilmektedir.
Bağışıklık sisteminin bozulmasına, normal kan hücrelerinin kemik iliğinde yeterli sayıda üretilememesine, anormal plazma hücrelerinin ve salgıladıkları proteinlerin yarattığı hasara, kan yoğunluğunun artmasına, kemik ve böbrekler üzerindeki hasarlara bağlı olarak birçok farklı belirtiye yol açabilmektedir. En sık rastlanan belirtiler şöyle sıralanmaktadır.
40 yaş üstünde, halsizlik, bel/sırt ağrısı, istem dışı kilo kaybı ve/veya böbrek yetmezliği şikâyetiyle hekime başvuran kişilerde olası multipl miyelom hastalığının akılda tutulması ve tanısal testlerinin yapılması gerekmektedir.
Hastalar, nadiren hastalığa ait karakteristik belirtiler ve/veya sedimantasyon yüksekliği ile direkt hematoloji hekimine başvurabilmekle birlikte, genellikle diğer dahiliye branşlarından ya da ortopedi, fizik tedavi ve beyin cerrahisi hekimleri tarafından açıklanamayan böbrek yetmezlikleri, kan sayımındaki anormallikler, omurga ya da kaburga kırıkları nedeniyle hematoloji hekimine sevk edilmektedirler.
Multipl miyelom hastalığından şüphelenilen kişilerde kan, idrar, görüntüleme (radyolojik) tetkikler yapılmalı ve şüphe devam edenlerde ek olarak kemik iliği incelemesi yapılması gerekmektedir. Bu tetkikler ile eritrosit sedimantasyon hızı yüksekliği, anormal plazma hücrelerinin ürettiği tek tip immünoglobülin proteini (paraprotein) artışı, kemiklerde litik lezyonlar ve kemik iliğinde artmış anormal plazma hücrelerinin varlığı araştırılmaktadır. Bu tetkiklerin sonuçlarına göre hastalığın evresi belirlenmektedir.
Multipl Miyelom uzun süre ilerlemeden kalabilen bir kanser türüdür. Belirtisi olmayan, erken evre hastalığa sahip kişiler ilaçsız izlenebilmektedir. Hastalığa bağlı belirtileri olan ileri evre hastaların tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavi seçeneklerine ise, hasta bazlı, diğer bir deyişle hastanın yaşına, performansına, yandaş hastalıklarına ve hastalığın evresine göre karar verilmektedir.
Tedaviye yanıt veren, organ fonksiyonları (akciğer ve kalp) iyi, 75 yaşından genç hastalara otolog (kendinden) kemik iliği nakli ile sağlamlaştırma tedavisi uygulanmaktadır. Nakil sonrası hastalık tekrarlamasın diye kemoterapötik olmayan ilaçlar ile genellikle ağız yoluyla tedaviye devam edilmekte, Otolog kan kök hücre nakline uygun olmayan hastalar ise ilaç tedavilerine devam edilmektedir. Hastalığın tekrarlaması veya ilerlemesi durumunda daha önce kullanılmamış ilaçlar kombine edilerek tedavi sürdürülmektedir. Nadiren, uygun vericisi bulunan genç hastalara allojenik (başkasından) kemik iliği nakli tedavisi uygulanmaktadır.
Yardımcı tedavi yöntemlerinin de multipl miyelom tedavisinde yeri bulunmaktadır. Kırılma riski yüksek olan kemiklere veya sinir basısı oluşturmuş plazmositom diye adlandırılan tümöral kitlelere ışın tedavisi verilebilmekte, gerektikçe kan ve kan ürünleri desteği sağlanmaktadır. Kemik yoğunluğunu arttırma, kırmızı kanı yükseltmek ve enfeksiyonlardan korunmak için destek ilaçlar kullanılmaktadır.
”
Alo Yeditepe