Akut inme, beyne giden kan akımının kesilmesi veya azalması ile ortaya çıkan ve beyin hücrelerinin oksijensiz kalması ve beslenememesi sonucunda oluşan ani fonksiyon bozukluğudur. “Felç” adı ile de bilinmektedir.
Her yıl ülkemizde yaklaşık 200.000 akut inme vakası görülmektedir. Ülkemizde ve tüm dünyada ölüm nedenlerinde inme 3. sırada yer almaktadır ve akut inme sonrasında kişi hayatta kalırsa bu durum uzun süreli sakatlıklara ve bağımlı yaşamaya neden olmaktadır. Yetişkin nüfusta en önemli sakatlık sebebi akut inmedir.
Beslenmesi bozuk olan örneğin doymuş yağdan zengin beslenenler, fiziksel olarak inaktif kişiler, düzenli uyku uyumayan kişiler, sigara içenler, obezite hastaları, kontrolsüz diyabeti ve yüksek tansiyonu olan hastalar, atrial fibrilasyon gibi kabinde ritm bozukluğu olan hastalar, kolesterol değerleri yüksek olan ateroskleroz veya damar sertliği hastaları risk altındadır. Kadın ya da erkek için net bir görülme farklılığı yoktur ancak literatüre bakıldığında kadınlarda hafif daha sık rastlandığı gözlenmektedir. Kadın ya da erkek farkı olmaksızın yaş arttıkça akut inme riski artar.
Akut inme tedavisinde en önemli ve hayat kurtarıcı, sakatlık önleyici unsur zamandır. Akut inmede ne kadar erken müdahalede bulunulursa tedavi sonuçları da o kadar yüz güldürücü olur. O nedenle kişinin kendisi veya yakınları akut inme geçirdiğini düşündüğü veya anladığı anda inme tedavisi yapabilecek kapasitedeki bir hastaneye hızlıca ulaştırmalıdır.
Akut inmenin işaretleri beyin kan akımındaki azalma veya kesilme ile paralel olarak aniden ortaya çıkar. Yüzde tek taraflı kayma, gelip geçici görme bozuklukları, tek taraflı ani görememe, kol ve bacaklarda ani kuvvetsizlik, güçsüzlük ve hareketsizlik, ani gelişen konuşamama, konuşma bozukluğu veya dilde peltekleşme akut inme belirtileridir. Fark edilmesini kolaylaştırmak için eğer yüzde kayma olduğunu düşünüyorsanız kişiye gülümsemesini söyleyin, kollarda kuvvetsizlik olduğunu düşünüyorsanız her iki kolunu havaya kaldırmasını söyleyin ve konuşmasının bozulduğunu düşünüyorsanız söylediğiniz bir cümleyi tekrar ettirin.
Belirtilerinin farklı hastalıklarla karıştırılma ihtimali vardır ancak akut inme belirtilerinden herhangi birini yaşıyorsanız mutlaka inme tedavisi yapabilecek kapasitedeki bir hastaneye başvurmalısınız.
İnme belirtileri başlayalı 6 saatten uzun bir süre geçmemiş ise ve yapılan tetkiklerde beyindeki ana atardamarlardan bir tanesinde tıkanıklık tespit edilmişse bu noktada girişimsel radyoloji devreye girmektedir. Anjiyografi ünitesinde kasıktan veya el bileğinden girilerek beyindeki tıkalı atar damarın içindeki pıhtıya küçük borular (kateterler) yerleştirilerek pıhtı mekanik olarak dışarıya çıkartılır ve tıkalı atar damardaki kan akımının tekrar normale dönmesi sağlanır. Literatüre bakıldığında inme belirtileri ortaya çıktıktan 6-24 saate kadar geçen sürelerde bile pıhtının mekanik olarak dışarı çıkarılmasının hastanın bağımsız veya daha az bağımlı olarak hayatını sürdürmesini sağladığı gösterilmiştir.
Girişimsel radyolojide akut inme tedavisi ve pıhtının mekanik olarak dışarıya çıkartılması yaklaşık 15-20 yıldır uygulanmaktadır.
Erken zamanda akut inme tedavisi yapılırsa hastaların herhangi bir sakatlık veya bağımlılıkları olmadan yaşamlarını sürdürmeleri olanaklı hale gelmektedir. Bazı ani felç ve konuşma bozukluğu ile gelen hastalarımız daha anjiyo masasındayken pıhtının çıkarılmasını takiben kollarını ve bacaklarını oynatmaya başlar ve konuşmaları düzelip bizlere sorular sorar, bizim sorularımızı cevaplar ve birkaç gün içinde de işlerine geri dönerler. Tedavide karşılaştığımız bu durumlar ve anlar gerçekten çok sevindiricidir.
Eğer başlangıçta belirttiğimiz inme risk faktörleri kontrol altına alınamazsa ve bu riskli durumlarda düzelme sağlanmazsa maalesef akut inme tekrar edebilir. Böyle bir durum ile karşılaştığımızda yani tekrar eden bir akut inme hastasında girişimsel radyoloji ile pıhtı çıkarılması tekrar uygulanabilir ve bunun bir kısıtlaması bulunmamaktadır.
Girişimsel radyoloji ile akut inme tedavisi gerçekten ülkemizde ve tüm dünyada yetişkin nüfustaki sakatlıkların, bağımlı yaşamanın, ölümlerin ve işgücü kaybının önlenmesinde çok önemli bir acil tıbbi durumdur. Akut inme ve akut inmeye bağlı tıbbi ve sosyoekonomik olumsuz sonuçların hepsi önlenebilirdir.
”
Alo Yeditepe