Yumurtalık rezervi, kadının yumurtalıklarında doğurganlık potansiyelini oluşturan yumurtaların miktarını ve kalitesini ifade eder. Kadınlar doğuştan belirli sayıda yumurta ile dünyaya gelir; bu sayı yaşla birlikte doğal olarak azalır. Bu rezervin azalması, doğurganlık kapasitesinin düşmesine ve erken menopoz riskine neden olabilir. Yani yumurtalık rezervi hem anne olma şansını hem de kadının hormonal dengesini doğrudan etkileyen kritik bir parametredir.
Geleneksel olarak yumurtalık rezervinde ciddi azalma 35 yaşından sonra beklenirdi. Ancak son yıllarda bu tablo değişti. Artık 20’li yaşların sonları ve 30’ların başında bile yumurta sayısında ciddi azalmalar gözlenebiliyor. Bu durum, çevresel faktörlerin ve yaşam tarzındaki değişimlerin rezerv üzerindeki olumsuz etkisini gözler önüne seriyor.
Yumurtalık rezervinin azalmasında hem genetik hem de çevresel/yaşam tarzı faktörleri rol oynar:
Genetik faktörler: Ailede erken menopoz öyküsü varsa risk artar.
Tıbbi nedenler: Kemoterapi, radyoterapi, yumurtalık ameliyatları gibi tedaviler.
Çevresel faktörler: Radyasyon, hava kirliliği, mikroplastik maruziyeti.
Yaşam tarzı: Yoğun stres, sağlıksız beslenme, sigara, uykusuzluk gibi durumlar yumurta kalitesini ve sayısını olumsuz etkiler.
Kadının yumurtalık rezervi azalmaya başladığında aşağıdaki gibi bazı belirtiler gözlenir. Erken tanı açısından vücudun verdiği bu sinyallere dikkat etmek gerekir.
Düşük yumurtalık rezervi tanısı için en sık kullanılan testler şunlardır:
AMH (Anti-Müllerian Hormon):Yumurtalık rezervini en doğru gösteren kan testidir.
FSH ve Estradiol: Adetin 2. veya 3. günü yapılır.
Antral Folikül Sayımı (Ultrason ile): Yumurtalıklarda görülen küçük foliküllerin sayımı yapılır.
Yumurtalık rezervi azalmış kadınlar için önerilebilecek tedavi ve koruyucu seçenekler şunlardır:
Yumurta dondurma: Henüz evli olmayan ya da çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlar için en etkili doğurganlık koruma yöntemidir.
Tüp bebek (IVF): Evli çiftlerde önerilen en yaygın yardımcı üreme tekniğidir.
Ovülasyon (yumurtlama) destek tedavileri: Hafif vakalarda kullanılabilir.
Yaşam tarzı düzenlemeleri: Tedaviye destekleyici etkisi olabilir.
Yumurtalık rezervini tamamen artırmak mümkün olmasa da azalmasını yavaşlatmak ve kaliteyi korumak için şu yaşam tarzı değişiklikleri faydalıdır:
Elbette hayır, düşük yumurtalık rezervi kesin olarak kısırlık anlamına gelmez. Ancak böyle bir durumda kadının doğal yollarla gebelik şansı azalmaktadır. Aynı zamanda yumurta kalitesinde de düşüş olabileceği için sağlıklı embriyo gelişimi ve gebeliğin devamı riske girebilir. Bazı kadınlar düşük rezervine rağmen kendiliğinden hamile kalabilir, ancak bu durum istisnaidir.
Hakkında
Mezun Olduğu Fakülte ve Yılı:
Hacettepe Üniversite Tıp Fakültesi, 1999
”
Alo Yeditepe
