Obezite ameliyatları büyük cerrahi işlemlerdir ve her işlemde olduğu gibi bu ameliyatlarında kendine ait riskleri vardır. Ancak günümüzde obezite ameliyatları yüksek başarı oranları ile yapılmaktadır. Kapalı yöntem obezite ameliyatları için standart olup ameliyat sonrası riskler teknik imkanların da ilerlemesi ile azalmıştır.
Ameliyat sonrası karşılaşılabilecek en önemli sorunlar dikiş hattında kaçak, kanamalar ve pulmoner embolidir. Pulmoner emboli, bacaklardaki toplar damarlarda oluşan pıhtının hareket ederek akciğerlerdeki damarları tıkamasıdır. Hayati tehlike oluşturabilir. Bu riski azaltmak için hastanın hareketinin mümkün olduğunca erken sağlanması, pıhtı oluşmasını engelleyici ilaçların kullanımı ve basınç oluşturan çorapların giydirilmesi gibi tedbirler alınmaktadır. Kaçaklar artık nadir görülmekte olup erken tanı ve tedavi gerektiren hayati sorunlara yol açmaktadır. Bu durumda, bazen endoskopik işlemler, bazen de ameliyatlar gerekebilir. Kanamalar yine kontrol altına alabildiğimiz sorunlar olup nadiren kanama kontrolü için tekrar ameliyat gerekebilir.
Tüm riskler göz önüne alındığında obezite ve ilişkili hastalıkların oluşturduğu risk ameliyatın oluşturduğu riskten daha yüksektir.
Hasta yaklaşık 2-3 gün hastanede yatar. İlk gün içinde yürüyebilir, kendi günlük ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ameliyat sonrası ilk gün berrak sıvı diyeti başlanır. Diyetisyen takibinde haftalara göre belirlenerek sıvılardan pürelere ve sonra katı gıdalara devam eden bir beslenme programı düzenlenir.
Erken dönemde vitamin ve mineral takviyeleri başlanır, çünkü tüm ameliyat tiplerinde ihtiyacımız olan bu maddelerin emilimi azalır. İlk dört ay protein desteği, hastanın kas kütlesinin kaybını engellemek için verilmektedir.
İlk hafta sonunda hasta günlük yaşamına dönmüş olur. Hafif yürüyüş aktiviteleri yapabilir. Birinci ay sonunda aerobik, yüzme gibi aktivitelere başlayabilirler. 2 ay sonrasında daha efor gerektiren, direnç egzersizleri yapmasında sakınca yoktur. Tabii ki bu konuda uzmanların önerilerine göre hareket etmeyi doğru buluyoruz.
Ameliyat, hastalar için hayatlarında yeni bir sayfa açacaktır ama bunun sürdürülmesi başarının kilit noktasıdır. Bunu yapmak ameliyat öncesine göre daha kolaydır, bunu da belirtmek gerekir.
Obezite cerrahisinin başarılı olması için hastalar, ameliyat sonrası yapacağı yaşam tarzı değişikliğini baştan kabul eder, etmesi gerekir. Çünkü hedeflenen kiloya ulaşmak için hastanen eski yaşantısına dönmemesi gerekir. Bunun yanında hastaya düşen bazı sorumluluklar olduğu unutulmamalıdır. Beslenme ve fiziksel aktivite obezite cerrahisi sonrası hastaların dikkat etmesi gereken en önemli konulardır. Hastalardan, bir yandan uzman diyetisyenlerin kontrolünde yapılacak beslenme programlarına uymalarını, diğer yandan fiziksel aktiviteyi yaşamlarının bir parçası haline getirmelerini bekliyoruz. Uyku düzeni ve sağlıklı bir sosyal yaşantı da başarının korunmasında yardımcı olacaktır.
Ameliyatlar, laparoskopik yöntemle yapıldığından karında yaklaşık 0,5 – 1 cm uzunlukta kesiler yapılır. Bu nedenle kalan iz minimaldir. Ağrı, yara yeri enfeksiyonu ve yara açılması gibi kesi yeri sorunları açık ameliyatlara göre son derece azdır.
”
Alo Yeditepe