Ameliyat İçin Uygunluk Kriterlerinde Obezite Derecesi Düşürüldü
“Obezite hastalığı olan kişilerin ihtiyaç duyduğu tedavi kapsamlı olarak ele alınmalı ve deneyimli bir ekip tarafından belirlenmelidir. Hangi hastanın cerrahi veya endoskopik tedaviye hangi hastanın medikal tedaviye ihtiyaç duyduğu multidisipliner bir yaklaşımla tespit edilmelidir. Bu bağlamda cerrahi kararının da obezite ve metabolik cerrahi alanında deneyimli ekiplerin yer aldığı donanımlı merkezlerde alınması son derece önemlidir.”
"Obezite ile Mücadele Kısa ve Geçici Yöntemlerle Olmaz"
“Kilo sorunu yaşayan kişiler aslında bunun bir sorun olduğunu biliyorlar ve bu sorunun üstesinden gelmek için kendi belirledikleri farklı yöntemleri (diyet ve egzersiz vs) deniyorlar. Bu denemeler kısa süreli ve geçici etki oluşturuyor” diye konuşan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı sözlerine şöyle devam etti:
“İstenen etki alınamayınca umutsuzluk ve görmezden gelme gibi durumlar neticesinde başarısız olabiliyor. Obezite ile mücadelede önemli olan kısa ve geçici yöntemler değildir. Hayat tarzı değişikliği, doğru beslenme ve egzersiz ile uzun vadeli planlamalar yapmak gerekir. Bir çok kez denenmesine rağmen bireylerin başarıya ulaşamadığı durumları yani kişilerin kendi başlarına obezitenin üstesinden gelemediği durumları klinik obezite olarak tanımlayabiliriz. Uzun yıllar obezite ile mücadele eden bireylerin herhangi bir başarıya ulaşamadıkları ve bu durumun kendi başlarına üstesinden gelemedikleri durumlarda bizim hastalara destek olmamız gerekmektedir.
"Obezite Tedavisinde Yol Haritası Baştan Çizilmeli"
Obezite merkezlerinin daha ulaşılabilir olması ve obezite hastalığı olan bireylerin bu merkezlere başvurması neticesinde profesyonel bir değerlendirme sonrası bir yol haritası çizilmesi ve bunun sürekli takiplerinin yapılması gerektiğine de işaret eden Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı, “Klinik obezite hastalığı” olarak tanımladığımız bu durum çok iyi değerlendirilmeli cerrahi ve medikal yaklaşımlar belirlenmeli ve sonuç olarak ameliyat kararı verilen kişilere ameliyat gerekliliği ve etkinliği doğru bir şekilde anlatılmalıdır. Klinik obezite hastalığında, 2. derece ve üzeri obezite olan kişilerde en etkin yöntemin cerrahi olduğunu söyleyebilirim.” diye konuştu.
Obezite Cerrahisinde Yeni Döneme Girildi
Uluslararası Obezite ve Metabolik Cerrahi Federasyonu (IFSO) ile Amerikan Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Derneği (ASMBS)’nin Aralık 2022’da yayınladığı ortak yeni kılavuz ile obezite alanında yeni bir döneme girdiklerine işaret eden Genel Cerrahi Uzmanı, süreçle ilgili şunları kaydetti:
“Obezite tedavisi için gelen hastalarımıza öncelikle obezitenin hangi derecede olduğunu değerlendiriyoruz. Geçtiğimiz yıla kadar 3’üncü derecede obezite, yani vücut kitle endeksi 40’ın üstünde olan hastalarda cerrahi endikasyon koyabiliyorduk. Ancak Aralık 2022 itibariyle yayınlanan yeni kılavuzda 2’nci derecede obezite, yani vücut kitle endeksi 35’in üzerinde olan kişilerde de ek hastalık durumuna bakılmaksızın ameliyat önerilmektedir. Bununla birlikte ek hastalığı bulunan yani vücut kitle endeksi 30-35 arasında olan birinci derecede obezite hastalarında da ameliyatlar önerilmektedir. Bu klavuzun açıklanması ile birlikte obezite cerrahisinde yeni bir döneme girildi.”
"Bu Kararda Cerrahi Tedaviden Elde Edilen Başarılı Sonuçlar da Etkili"
Böyle bir kararın alınarak klavuza girmesinde birkaç noktanın etkili olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı, “Obezite cerrahisinde yaklaşık 60-70 yıldır uygulanan gastrik by-pass ve yine son 20 yıldır uygulanan tüp mide ameliyatlarından elde edilen başarılı sonuçlar önem arz ediyor. Dünyada salgın haline gelen obezitenin önlenmesinde cerrahinin en etkin ve son yıllarda güvenle uygulanan yöntemler haline gelmesi sebebiyle, obezite derecesinin aşağı çekilerek kılavuzların oluştuğunu düşünüyorum. Ayrıca kronik hastalıkların gerilemesindeki etkisi de önemlidir. Örnek olarak söylemek gerekirse, özellikle ailesel olmayan diyabeti olan obezite hastalığı olan kişilerde obezite ameliyatı sonrası diyabetin yüzde 90’ların üzerinde gerilediği ve hatta ilaç kullanımlarının tamamen bırakıldığını gösteren çalışmalar vardır.
Obeziteyi Önlediğimizde Yaşam Süresi Uzuyor
Genel Cerrahi Uzmanı, “Obezite hastalığı olan bireylerin normla kilolu bireyler ile kıyaslandığında obezite hastalığı olan kişilerin ortalama yaşam sürelerinin 10 yıl daha az olduğu gösterilmiştir. Obeziteyi önlediğimizde bu anlamda hem yaşam süresi uzuyor hem de obeziteye bağlı kronik hastalıkların özellikle tansiyon, şeker ve kalp hastalığı gibi hastalıkların gerilediği ve yaşam kalitesinin arttığını söylemek mümkün.” dedi.
Hasta Uyumu Başarı Oranını Artırıyor
Obezite cerrahisinin başarısında multidisipliner yaklaşımın çok önemli olduğunu vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Genel Cerrahi uzmanı, konuşmasını şöyle tamamladı: “Hastanın ameliyat öncesi iyi değerlendirilmesi ve ameliyat sonrasında da iyi takip edilmesi gerekir. Hastaların psikolojik olarak bu süreçlere hazır olması, ameliyat sonrası yeni bir yaşam tarzının benimsenmesi, takip programlarına ve beslenme önerilerine uymaları son derece önem teşkil etmektedir. Deneyimli bir ekibin olması gerektiği gibi ameliyat sonrası dönemde hasta takipleri de önemli rol oynamaktadır. Tüm bu süreçleri ameliyat öncesinde hasta ile paylaşıyoruz. Ameliyat sonrası dönemde hasta ne kadar uyum sağlıyorsa, başarı oranı da o oranda artıyor ve uzun yıllar kalıcı oluyor. Bu kalıcılığın sağlanması için ameliyattan sonraki 1 yıl hastalarımız yakından takip ediliyor sonrasında da yıllık takipler yapılarak bu takip süresi 5 yıla kadar devam ediyor. Ameliyat öncesi, ameliyat dönemi ve ameliyat sonrası dönemi kapsayan tüm süreçleri deneyimli ve koordineli bir ekiple takım çalışması yaparak yürütüyoruz.”
Basın Yansımaları: teve1.com | dha | yenicaggazetesi | medimagazin | cnnturk | turkishnews | cumhuriyet | newsbeezer
”
İlgili Yazılar
- Safra Kesesi Ameliyatı Nedir?
- Yutulabilir Mide Balonu
- Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nedir? Tedavisi Nasıl Yapılır?
- Siroz Nedir? Siroz Neden Olur?
- Göbek Fıtığına Yamalı Çözüm
- Meme Kanseriyle İlgili Gerçekler
- Meme Kanseri Tarama Başvuruları Pandemi Öncesine Göre Yüzde 10 Azaldı
- Obezite Ameliyatları Riskli Midir?
- Obezite Ameliyatlarının Tipleri Nelerdir?
- Meme Kanseri Hakkında Merak Edilenler
- Uzmanından Önemli Uyarı: “Her Büyük Tümör İleri Evre Kanser Değildir”
- Apandisit Belirtileri ve Apandisit Tedavisi
- Hemoroid (Basur) Tedavisi
- Obezite Cerrahisi Hakkında Merak Edilenler
- Gastroenteroloji Cerrahisi Hakkında Merak Edilenler
- Karaciğer Kanseri (Tümörü) ve Tedavisi
- Safra Kesesi Taşı ve Tedavisi
- Korkuları Hastaneye Gitmesini Engellese de 70 Yaşında Meme Kanserini Yenmeyi Başardı
- Mide Ülseri Zannetti; Pankreas Kanseri İlk Evrede Yakalandı
- Duygusal Stres Meme Kanserinde Nüks Riskini Etkileyebiliyor
- Kızından Aldığı Karaciğerle Hepatit B ve Sirozu Yendi; Kanserden Kurtuldu
- 18’inde Hepatit B’ye Yakalandı, 20 Yıl Sonra Eşinin Ciğeriyle Hayata Tutundu
- Kalın Bağırsak Kanserinde Tarama Yaşı 50’den 45’e Düştü
- Endoskopiden Korktu; 2 Yıl Sonra Mide Kanseri Olduğunu Öğrendi
- Diyet Yapmamaya Rağmen Verilen Kilolar Kanser Belirtisi Olabilir mi?
- İleri Evre Kanser Hastaları için Sıcak Kemoterapi Yeni Umut mu?
- Kolostomi Torbasından Kurtulmak İçin Türkiye’ye Geldi
- Meme Kanseri Kronik Hastalık mı?
- Fıtık Kendiliğinden Geçer mi?
- İnancı ve Hırsıyla Genç Yaşında Meme Kanserini Yendi!
- Kolon Kanserinde Tedaviyi Şekillendiren 3 Önemli Gelişme