Böbrek taşı görülme sıklığı dünyanın farklı bölgelerinde farklı istatistiklerle seyreden bir sorun. Özellikle ülkemiz gibi sıcak iklime sahip ülkelerde daha fazla rastlanıyor. Kişinin yaşam kalitesi üzerinde ciddi olumsuz etkileri olan bu sorun yaygın olmakla birlikte hala doğru zannedilen birçok bilgiyle yaşanıyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, böbrek taşı kuşağında yer alan ülkemizde böbrek taşı görülme sıklığının yaklaşık yüzde 15 olduğunu ve bu oranının Amerika’daki görülme sıklığından yüzde 10 daha fazla olduğunu belirtti. Toplumdaki birçok insanın bu sorunla mücadele ettiğini hatırlatarak yanlış bilgileri doğrularıyla güncelledi.
DOĞRUSU: Bu konunun böbrek taşı analizinde kalsiyum taşı tespit edilen birçok hasta tarafından yanlış bilinen bir bilgi olduğuna dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan şu bilgileri verdi:
“Diyetimizle aldığımız kalsiyum gerçekte bizi böbrek taşlarından korumaktadır. Diyetteki kalsiyum miktarını aşırı kısıtlamak (günde 400 mg dan az) bağırsaklarda kalsiyumun oksalat ile bağlanmasını azaltacağından kalsiyum oksalat taşı oluşma riskini artırır. Bu nedenle kalsiyum kısıtlamasına gidilmesi yanlıştır, günlük kalsiyum alımı normal hatta biraz yüksek olmalıdır (günlük 1000-1200 mg).”
DOĞRUSU: Günlük sıvı alım miktarının taş oluşumunun engellenmesi için en önemli faktörlerden biri olduğunu hatırlatan Doç. Dr. İlter Alkan ancak böbrek taşlarını önlemek için sadece su içilmesi gerektiği konusundaki bilginin de çok doğru olmadığını söyledi. “Sıvı alımında su en iyi seçenek olmakla beraber alınan diğer sıvılar da günlük miktara dahil edilmelidir” diyen Doç. Dr. Alkan, “Taş düşüren bir kişi günlük 3 litre sıvı almalıdır. Bu miktara kahve, limonata, meyve suları, süt gibi içilen diğer içecekler eklenmelidir. Ancak çay, yüksek oksalat içerdiğinden aşırı tüketilmesi önerilmez, sütle karıştırılarak bu etki azaltılabilir. Meyve sularını (elma ya da greyfurt) da içerdikleri fruktoz sebebiyle kısıtlı tüketmek daha uygun olacaktır” diye konuştu.
DOĞRUSU: Günlük önerilen C vitamini miktarının kadınlar için 75 mg, erkekler için ise 90 mg olduğunu hatırlatan Doç. Dr. İlter Alkan, bu bilginin doğrusunu şöyle açıkladı:“Bu miktarlarda sorun yoktur. Ancak aşırı miktarda alınan C vitamini (1000 mg/gün üstü) taş riskini artırabilir. Yine oksalat taşı düşürenler yüksek miktarda C vitamini içeren (1000 mg/gün) vitamin takviyelerinden kaçınmalıdır.”
DOĞRUSU: Et yemenin böbrek taşına neden olduğuna dair bilginin de çok doğru olmadığını hatırlatan Doç. Dr. İlter Alkan, fazla et (hayvansal protein) tüketmenin riski artırıcı bir unsur olabildiğini belirterek, “Günlük önerilen protein miktarı kilo başına 0.8-1 gr’dır. Normal miktarlarda alınan protein (hayvansal kaynaklı bile olsa) taş riskini artırmamaktadır. Ancak aşırı alınan (günlük 2 gr/kg ve üstü) taş oluşma riskini artırabilir” diye konuştu.
DOĞRUSU: Her meyve ve sebzenin yüksek oksalat içeriğine sahip olmadığını, hatta sebze ve meyve tüketiminin taş oluşumunu azaltan mineralleri içermesi ve lif içeriği nedeniyle taş oluşumu riskini azaltabileceğini söyleyen Doç. Dr. İlter Alkan bu bilginin de doğru olmadığına işaret etti. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Alkan sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle dengeli beslenme ve sebze ve meyvenin bol tüketilmesi böbrek taşını engellemede önemli rol oynamaktadır. Taş düşüren hastalar servis başına 80 mg dan az oksalat içeren sebze ve meyveleri tercih etmelidir. Ispanak, lahana, fındık, badem, çikolata yüksek oksalat içermektedir. Bu yiyeceklerin süt ile alınması (bağırsaklardan oksalat emilimini azaltacağından) önerilmektedir.”
DOĞRUSU: Bu bilgi nedeniyle böbrek taşı hastalarının farklı çözüm yollarını arayışlarına girebildiğini bunun da istenmeyen sonuçlara neden olabildiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Taşların çoğunluğunu oluşturan (%75-80) kalsiyum taşları ve diğer içerikli taşlar için, ilaç tedavisi ile eritilmesi mümkün değildir. Ancak ürik asit taşlarında uygulanan ilaç tedavileri ile taşları eritmek mümkün olabilmektedir.”
”
Alo Yeditepe