Gözlerin kızarması, sulanması ve kaşıntı ile kendini gösteren “Alerjik konjonktivit” çok sık rastlanan bir göz rahatsızlığı olduğunu belirten; Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinan Tatlıpınar konuyla ilgili bilgi verdi. “Allerjik konjonktivitin tedavisinde genellikle kombine tedaviler uyguluyoruz ama temel prensip alerjiye neden olan etkenden uzak durmaktır” dedi.
Gözlerin kızarması, sulanması ve kaşıntı ile kendini gösteren Alerjik konjonktivitin çok sık rastlanan bir göz rahatsızlığı olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinan Tatlıpınar, alerjik konjonktiviti göz kapaklarının içini ve gözün beyaz kısmını saran ve konjonktiva olarak isimlendirilen zarın allerjiye bağlı olarak gelişen iltihabıdır” diye tanımlıyor.
Dr.Tatlıpınar, gözün allerjik hastalıklarına sık rastlandığını belirterek “Aslında allerjik konjonktivit bir grup hastalığı tanımlayan genel bir terimdir. Alt tipleri arasında mevsimsel alerjik konjonktivit, pereniyal alerjik konjonktivit (uzun süreli alerjik konjonktivit), vernal keratokonjonktivit, atopik keratokonjonktivit ve dev papiller konjonktivit yer almaktadır” dedi.
Alerjik konjonktivitin genellikle her iki gözü birlikte etkilediğini vurgulayan Dr. Tatlıpınar, diğer belirtileri şöyle sıralıyor: “Gözlerde kaşıntı ve kızarıklık, gözde yanma hissi, gözkapaklarında şişme, gözlerde sulanma genel belirtilerdir. Ancak türlerine göre bu belirtilerde değişiklik olabilir. İleri durumlarda saydam tabakanın (kornea) etkilenmesi halinde görme sorunlarına yol açabilir.” Alerjik konjonktivit teşhisinin hastanın şikayetleri, dikkatli bir muayene ve bazı laboratuvar incelemeleriyle konduğunu belirten; Prof. Dr. Sinan Tatlıpınar, tedaviyle ilgili ise şunları söylüyor: “Alerjik konjonktivitin tedavisinde prensip; eğer biliyorsak alerjiye neden olan etkenden uzak durmaktır. Genellikle kombine tedaviler uygulanmaktadır. Hastalığın tipine ve şiddetine göre alerjiyi önleyici antihistaminik damlalar ve gerektiğinde mutlaka doktor kontrolünde olmak üzere kortizon içeren ilaçlar kullanılmaktadır.”
Bu iki alerji tipi aynı gurupta toplanabilir. Her iki tipte de havada bulunan spesifik bir etkene karşı alerji gelişmektedir. Mevsimsel alerjik konjonktivit en sık rastlanan alerjik göz hastalığıdır. Tüm alerjik konjunktivit olgularının yaklaşık olarak yarısı bu guruptandır. Burada etken sıklıkla polenlerdir. İki taraflı göz yaşarması, kaşıntı, yanma hissi ve kızarıklık görülür. Göz kapakları hafif şişmiş olabilir, görme normaldir. Sıklıkla burun akıntısı, hapşırma, burunda tıkanıklık ve kaşıntı gibi alerjik rinit bulguları da eşlik eder. Pereniyal yani uzun süreli alerjik konjonktivit yıl boyunca mevcuttur ve bu tipten başlıca ev tozu ve hayvan atıkları sorumludur. Bu tip daha az yaygın olup genellikle mevsimsel tipten daha az şiddetli biçimde ortaya çıkar.
Çocuk ve genç erişkinleri etkileyen bir allerjik konjunktivit tipidir. Ilık ve kuru iklimli bölgelerde daha sık ve şiddetli görülür. Erkeklerde daha sık görülmektedir. Ortaya çıkışı genellikle 5 yaşından sonradır ve genellikle ergenlik çağına gelindiğinde hastalık sonlanmaktadır. Hastalığın süresi nadiren 5–10 yılı geçer. Tipik olarak mevsimseldir ve ilkbahardan yaz sonuna kadar sürer.
Körlük riskinin en fazla görüldüğü allerjik konjonktivit formudur. Nadir olarak ve gençlerde görülür. Yirmili yaşlar civarında başlar ve uzun yıllar devam eder. Atopi kişinin alerjik bozukluk geliştirmesine yol açan kalıtımsal ve yapısal bir özelliktir. Bu konjonktivit tipi astım, rinit, atopik dermatit, besin alerjisi gibi atopi belirtileri gösteren kişilerde görülür. Göz bulguları genellikle diğer atopik bulguların ortaya çıkmasından bir kaç yıl sonra gelişir ve vernal keratokonjonktivite benzer şekildedir. Göz kapakları sıklıkla tutulmuştur. Kapak cildi kızarık, kalınlaşmış ve pul pul olmuştur. Kirpik dibi iltihabına sık olarak rastlanmaktadır. Kapak iç kısımlarında yapışıklıklar, gözün kornea tabakasında anormal damarlanmalar, katarakt görülebilir.
Bu hastalık kontakt lensler, kontakt lens temizlik veya bakım ürünlerine karşı gelişebilir. Üst kapağın altını döşeyen konjonktivada papilla denen kabarıklıklar mevcuttur. Hastalar kontakt lens taktıklarında rahatsız olduklarından yakınırlar. Bazen göz protezleri ve göze konulan dikişler de bu tabloyu oluşturabilmektedir. Tedavisinde bu tabloya yol açan etken ortadan kaldırılmalı ve alerjiyi önleyici ilaçlar kullanılmalıdır.
Bazen göze kullanılan ilaçlara, bu ilaçlar içerisindeki koruyucu maddelere veya kozmetik maddelere karşı gözde alerjik reaksiyon meydana gelebilmektedir.
Genetik ve çevresel etmenler sonucunda gelişen ve aşırı duyarlılık reaksiyonu şeklinde ortaya çıkan saman nezlesinde su gibi burun akıntısı, burun kaşıntısı, sık sık hapşırma, burun tıkanıklığı, göz yaşarması koku alma bozukluğu ile seyreden ve hastaların yaşam kalitesini ciddi olarak düşüren bir hastalıktır.
Gözlerde kaşıntı ve kızarıklık olduğunda, kişi tahrişi gidermek ve rahatlamak için pek çok uygulama yapar. Bununla birlikte kaşıntının nedenini bilmek doğru tedavi ile daha hızlı bir rahatlama için önemlidir.
Göz kuruluğu günümüz yaşam tarzından dolayı çok yaygın olduğundan en çok sorulan sorulardan birisi göz kuruluğuna ne iyi gelir sorusudur. Özellikle yaz aylarında kullanılan klima ve vantilatörden kaynaklanan hava akımlarından kaçınmak göz kuruluğu oluşmasını önler.
”
Alo Yeditepe