Üst göz kapağının olması gerekenden daha düşük olması durumudur. Üst ve alt göz kapağı arasındaki aralık, kişiler arasında değişiklik göstermekle beraber, ortalama 10 -11 mm kadardır ve üst göz kapağı gözün renkli kısmını 2 mm kadar örtmektedir.
Yeditepe Üniversitesi Hastanelerine bağlı olarak hizmet veren Göz Merkezi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda öğrenci ve asistan yetiştiren, 15 ayrı branşta hizmet üreten bir göz hastalıkları merkezidir.
Üst göz kapağının olması gerekenden daha düşük olması durumudur. Üst ve alt göz kapağı arasındaki aralık, kişiler arasında değişiklik göstermekle beraber, ortalama 10-11 mm kadardır ve üst göz kapağı gözün renkli kısmını 2 mm kadar örtmektedir. Bundan daha fazla örttüğünde veya iki göz arasında fark dikkat çekici boyuta ulaştığında, göz kapağı düşüklüğünden bahsedilebilir. Bu durum tek veya iki taraflı olabilir. Hafif dereceli düşüklükler sadece estetik kusur oluştururken, daha ciddi olanlar görmeyi de etkileyebilmektedir.
Doğuştan olabileceği gibi sonradan yaralanma, kas ve sinir hastalıkları ile özellikle yaşa bağlı kapağı kaldıran kasın gevşemesiyle göz kapağı düşüklüğü (pitozis) görülür.
Yine çeşitli göz ameliyatları, kontakt lens kullanımı da bu kasın gevşemesine dolasıyla göz kapağı düşüklüğüne yol açabilmektedir.
Kapak düşüklüğünün tedavisi cerrahidir. İşlemde levator kası kuvvetlendirilerek göz kapağının kaldırılması amaçlanmaktadır. Kapak düşüklüğü ameliyatı kapak düşüklüğünün tipine ve ağırlığına göre yapılır. Farklı teknikleri vardır. Cilt kıvrımından ya da üst göz kapağının altından izsiz ameliyatla yapılabilmektedir. Doğuştan pitozislerde üst göz kapağını kaldıran kevator kasının fonksiyonu az ise göz kapağı kaş bölgesindeki kasa silikon şerit yardımıyla asılmaktadır (frontale askı yöntemi). Hekiminiz cerrahide uygulanacak yöntemi göz kapağının muayene bulgularına göre belirler. Erişkinlerde yapılan pitozis ameliyatları genelde lokal anestezi altında uygulanan ameliyatlardır. Aynı gün hastanın taburculuğu yapılır, ameliyat günü yapılan buz uygulamaları şişlik morluk gelişimini engellemektedir.
Göz kapağı kenarının içe dönmesi, doğuştan olabileceği gibi sonradan da gelişebilmektedir. Çoğunlukla yaşlanmaya bağlıdır. Nedenleri arasında ayrıca trahom, kronik konjonktivit gibi mikrobik hastalıklar, kimyasal ve fiziksel yaralanmalar da yer almaktadır. Kirpiklerin göz yüzeyine değmesi kızarıklık, yaşarma, batma, ışığa bakamama gibi şikayetlere yol açar. İleri durumlarda göz yüzeyinde yara çıkması hatta delinmesi de görülebilmektedir. Tedavisi cerrahidir. Entropion konjenital olarak yeni doğanlarda da uygulanabilmektedir. Ancak cerrahi deneyim gerektirmektedir.
Göz kapağı kenarının dışa doğru dönmesi de sıklıkla yaşlanma sonucu oluşur. Ayrıca doğuştan, göz kapağını kapatan sinirin felci (yüz felci) ve yaralanmalar sonrası da gelişebilir. Gözün açık kalması, kızarıklık, yanma ve sulanma en sık görülen belirtilerdir. Bu sorun da cerrahi olarak tedavi edilebilmektedir.
Göz kapağı kenarına açılan yağ bezlerinin çıkışının tıkanması sonucunda, içerik kapakta birikir. Önce, arpacığa benzer akut iltihaplanma, arkasından da kistleşme oluşur. Şalazyon adı verilen bu durum ağrısızdır. İleri derecede büyük olanlar astigmata neden olabilir ve görmeyi etkileyebilirler. Nadiren göz kapağı kanserleri ile karıştırılabilirler. Tedavisinde arpacıkta olduğu gibi göz kapağına sıcak kompres, antibiyotikli ve kortizonlu göz damlası veya pomadları kullanılır. Bu tedavi ile kaybolmayan kistlerde cerrahi müdahale devreye girmektedir.
”
Alo Yeditepe