Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müzeyyen Doğan İşitme Engelliler Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, işitmenin insanın çevreyle iletişim kurmasını sağlayan en önemli duyularından biri olduğunu vurgulayarak, hayatın ilk yıllarında işitmeyen bir çocuğun beyninde kelime hafızası oluşamayacağı için konuşmasının da mümkün olmayacağını kaydetti.
Normal insan kulağının 20 Hz ila 20 bin Hz arasındaki sesleri duyabileceğini aktaran Doğan, "Konuşma frekansları 500Hz, 1000Hz, 2000Hz ve 4000 Hz'dir. Yüksek frekanslarda kayıp olmaya başladığı zaman kaybın derecesi ile orantılı olarak kulakta çınlama olarak tarif edilen ve sessiz ortamlarda fark edilebilen ince bir ses duyulur. Bu nedenle hasta işitme kaybı şikayeti ile değil, çınlama şikayeti ile başvurur. Konuşma frekanslarında kayıp olduğunda ise hastanın günlük hayatındaki iletişimi etkilenir. Ses dalgalarının iç kulağa kadar olan yolculuğunda ve/veya iç kulaktan beyne kadar olan iletiminde çeşitli nedenlerle engel oluşabilir." diye konuştu.
İç kulağa kadar olan kayıpların "iletim tipi işitme kaybı" olarak adlandırılırken, iç kulaktan beyne kadar olan kayıpların ise "sensörnöral işitme kayıpları" olarak tanımlandığını, iki yolun birlikte etkilenmesi durumunda da "mikst tip işitme kaybı" meydana geldiğini anlatan Doğan, intrauterin hayattan başlayarak hayatın her döneminde işitme yollarında meydana gelebilecek engellerin değişik derecelerde işitme kaybına yol açtığını söyledi.
Prof. Dr. Müzeyyen Doğan, iletim tipi işitme kaybı nedenlerinin erken dönemde tespit edildiğinde genellikle tedavisi mümkün olan hastalıklar olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Sensörnöral işitme kaybı, doğal yaşlanma süreci ya da iç kulaktan beyne giden sinirlerin dejenerasyonundan kaynaklanan işitme kaybıdır. Hastanın işitmesini arttırmaya yönelik işitme cihazları kullanılır. Mikst tip işitme kaybında ise hem sesin iç kulağa iletilmesinde hem de iç kulak tarafından elektriksel sinyallere dönüştürülerek beyne ulaştırılmasında sorun vardır. Uzun süredir devam ve enfekte olan kronik orta kulak iltihaplarını örnek verebiliriz. Öncelikle enfeksiyonu kurutmaya yönelik medikal ve cerrahi tedaviler uygulanılır. Daha sonra kalan işitmeyi arttırmaya yönelik işitme cihazı takılabilir."
Türkiye'de Engelli İstatistik Bülteni 2022 Temmuz ayı raporuna ulusal veri sistemine kayıtlı olan işitme engelli kişi sayısının 179 bin 867 olarak bildirildiğini aktaran Doğan, "Bireylerin psikososyal gelişimlerinin sağlıklı bir şekilde oluşabilmesi sağlıklı iletişim kurabilmeleri ile mümkündür. Hayatın ilk 2 yılında oluşan kelime hafızası sayesinde konuşmaya başlarız. İşitemeyen, duygularını ve isteklerini ifade edemeyen çocuklar hırçınlaşmaya başlar. Konuşamama kadar gecikmiş konuşma ve konuşma bozuklukları olan çocuklarda da ilk olarak işitmeyi kontrol ederiz. Çocukluk çağında sık tekrarlayan orta kulak iltihapları kalıcı hasarlara yol açmadan teşhis ve tedavi edilmelidir." şeklinde konuştu.
Doğan, kişinin sosyalleşebilmesi için işitmenin önemine işaret ederek, orta ve ileri yaşlarda meydana gelen işitme engellerinin bireyleri sosyal ortamlarından yavaş yavaş koparmaya başladığını, bu bireylerin çevresindekilere konuşulanları sık sık tekrarlatmaktan çekindikleri için iletişimi kesmeye başladığını, bunun da çevresel uyaran azlığı sonucunda demansın başlamasını hızlandırdığını söyledi.
Aynı zamanda iş performansında düşme, hafıza zayıflığı ve azalmış dikkatin, işitme azlığının diğer olumsuz etkileri arasında yer aldığını aktaran Doğan, işitme engeli yaşayan kişilere yönelik geliştirilen yeni cihaz ve yürütülen projelere ilişkin şu bilgileri verdi:
"Sensörinoral işitme kaybı olan kişilere önerdiğimiz ve kullanım kolaylığı sağlayacak işitme cihazları geliştirilmiştir. Hastanın kendisi tarafından dış kulak yoluna yerleştirilip çıkartılabilen işitme cihazları bulunmaktadır. Çevre gürültüsünü maskeleyen, kulaktaki çınlama sesini maskeleme özelliği olan ve hatta kişinin cep telefonuna indireceği uygulama ile kendisinin de ayarlama yapabildiği cihazlar bulunmaktadır. İleri derecede sensörinöral işitme kaybı olan veya geleneksel işitme cihazından fayda görmeyen hastalara halk arasında 'biyonik kulak' olarak bilinen koklear implantlar takılabilir. Biri cilt altına, diğeri kulak içine yerleştirilen iki parçadan oluşur. Çevredeki sesler elektriksel uyarıya çevrilerek işitme hücrelerinin uyarılması sağlanır. 4 yaşına kadar tespit edilen ileri derecede sensörinöral işitme kaybı olan çocuklarda uygulanmaktadır. Son dönemde iç kulaktaki işitme hücrelerini yenilemeye yönelik kök hücre çalışmaları devam etmektedir. Ülkemizde yeni doğan bebeklere ilk 48 saatte yapılan işitme testi, ulusal yeni doğan işitme tarama programının bir parçasıdır. İşitme kaybı olan çocukların çok erken dönemde tespit edilerek işitmelerinin sağlanması ileride konuşma problemi yaşamalarını da önleyecektir."
Basın Yansımaları: yenicaggazetesi | haberler | sondakika | haberturk | aa |
”
Alo Yeditepe