Grip olarak bilinen influenza, virüslerin neden olduğu bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. İnfluenza soğuk algınlığından farklıdır. Grip sıklıkla aniden başlar, aşağıdaki semptomlardan biri ya da birkaçı görülebilir;
Ateş ya da ateşlenmiş şekilde hissetmek (Gripli kişinin ateşi her gün yüksek olmayabilir.)
Öksürük,
Zorlu nefes alma,
Burun akıntısı,
Vücut ağrısı, halsizlik,
Baş ağrısı,
Yorgunluk,
Sıklıkla çocuklarda görülmek üzere bazı kişilerde kusma ve ishal.
Zatürre, bronşit, sinüzit, ve kulak enfeksiyonları görülebilir. Grip kronik sağlık problemleri oluşturabilir. Örneğin, astımı olan kişiler grip anında astım atağı geçirebilir. Kronik konjesif kalp yetmezliği olan kişilerde ataklar gelişebilir.
Birçok kişi gribe yakalandığında risk altındadır. Ancak bazı kişilerin riski daha yüksektir:
65 yaş üstü kişiler,
Astım, diyabet ya da kalp hastalığı gibi kronik hastalıkları olan kişiler,
Hamile kadınlar ve iki yaşa kadar olan çocuklar,
Bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar,
6 ay - 18 yaş arasında olup, uzun süreli aspirin kullanımı olanlar,
Sağlık çalışanları,
Toplu alanlarda çalışanlar, yaşayanlar.
Özellikle yüksek riskli kişilerde aşılanma
El yıkama
Hasta kişilerden ve kalabalıktan uzak durulmalı
Hasta kişiler ile yakın temastan kaçınılmalı
Grip benzeri bir hastalık geçirildiğinde evde istirahat edilmeli
Hastayken, hastalığı bulaştırmamak için mümkün olduğunca diğer insanlarla temas sınırlandırılmalı.
Aksırma ve öksürme esnasında burun ve ağız kâğıt mendille kapatılmalı ve kullanılan kâğıt mendil çöp kutusuna atılmal.
Sabun ve suyla eller sık sık yıkanmalı.
Bulaşma yollarından olan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınılmalı.
Yüzeyler sık sık temizlenmeli.
Erken başlanan (ilk 48 saat) antiviral tedavi, gribi önler.
Belirtileriniz ağırlaşırsa (nefes darlığı, göğüs ağrısı,bilinç bulanıklığı,yüksek ateş,öksürük gibi belirtilerin ortaya çıkması ) bir hekime başvurunuz ve tavsiyelerine göre gerekli ilaçları kullanınız.
Gereksiz antibiyotikler gribi tedavi etmez. Bu nedenle hekim tavsiyesi dışında antibiyotik kullanmayınız.
İstirahat ediniz ve bol sıvı tüketiniz.
Hastalığı bulaştırmamak için mümkün olduğunca diğer insanlarla teması sınırlandırınız.
Aksırma ve öksürme esnasında burun ve ağızı mendil ile kapatınız ve kullanılan kâğıt mendili çöp kutusuna atınız. Kâğıt mendil yok ise kol içi ile ağız ve burunu kapatınız.
Ellerinizi sık yıkamanız hastalıktan korunmanıza yardımcı olacaktır. Ellerinizi su ve sabun ile yıkayınız veya alkol içerikli el dezenfektanları ile temizleyiniz. Ellerinizi 1-1,5 dk su ve sabun ile 15-20 sn‘de dezenfektan ile ovunuz. Su ve sabun olmadığı takdirde alkol içerikli mendiller kullanılabilir.
Soğuk algınlığı, bağışıklık sistemini zayıflatıp vücutta çeşitli rahatsızlıklara neden olabilen bir hastalıktır. Ancak doğru besinler tüketerek bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve hastalığın sürecini daha rahat atlatmanız mümkün olabilir.
Sarımsak ve soğan, vücuda doğal koruma sağlamak için yüzyıllardır kullanılan güçlü antioksidanlar ve antibakteriyel özellikler sunmaktadır. Sarımsağın içeriğindeki allicin maddesi bağışıklık sistemini destekleyerek soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların şiddetini azaltabilmektedir. Ayrıca soğan da iltihap önleyici etkiler göstererek boğaz enfeksiyonlarına karşı koruma sağlayabilir. Hem soğan hem de sarımsak mikropların çoğalmasını engelleyerek gripten korunmaya yardımcı olabilir.
C vitamini bağışıklık sisteminin normal işleyişini destekleyen temel bir vitamindir. Çeşitli meyve ve sebzeler; özellikle portakal, kivi ve çilek, C vitamini açısından zengin olup soğuk algınlığı ile mücadelede etkili olabilir. Araştırmalar, C vitamininin vücuda alınmasının soğuk algınlığı semptomlarının süresini kısaltabileceğini ve bağışıklık fonksiyonlarını iyileştirebileceğini göstermektedir. Grip döneminde C vitamini alımının arttırılması enfeksiyonlarla mücadelede vücudu desteklemektedir.
Bal, yüzyıllardır doğal bir iyileştirici olarak kullanılmıştır ve boğaz ağrısını yatıştırıcı etkisi ile grip belirtilerini hafifletmede etkilidir. Bal, güçlü antimikrobiyal özelliklere sahip olup, vücudu enfeksiyonlardan korumaktadır. Ayrıca, balın rahatlatıcı etkisi, öksürük ve boğaz irritasyonlarını gidermeye yardımcı olmaktadır. Yapılan çalışmalar, balın gribal enfeksiyonların iyileşme sürecini hızlandırarak bağışıklık sistemine destek olduğunu ortaya koymuştur.
Zencefil, grip ve soğuk algınlığı semptomlarını hafifletmede etkili doğal bir antibakteriyel ve antiinflamatuar kaynaktır. Zencefil vücuda enerji verici bir etki sağlar ve soğuk algınlığı nedeniyle oluşan titreme, ağrı ve boğaz iltihaplarını hafifletebilir. İçeriğindeki gingerol bileşiği enfeksiyonlarla savaşarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca, zencefilin vücutta iltihaplanmayı azaltarak grip belirtilerinin şiddetini en aza indirdiği bulunmuştur.
Sahlep, Orchis ve Dactylorhiza cinsi orkide türlerinden elde edilen bir toz olup içeriğinde glukomannan adlı bir polisakarit bulunur. Glukomannan, özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren ve anti-inflamatuar (iltihap önleyici) özellikler gösteren bir bileşiktir. Glukomannanın vücutta su ile birleştiğinde jel kıvamına gelmesi mukus üretimini artırarak boğazdaki tahrişi rahatlatabilir ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların belirtilerini hafifletebilir. Aynı zamanda sahlep soğuk algınlığının tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir tonik olarak bilinmektedir. Bu nedenle sahlep içeriği, vücudu güçlendirerek grip ve soğuk algınlığı ile mücadelede etkili olabilir.
Karanfil, güçlü antiseptik özelliklere sahip olan ve grip semptomlarını hafifletmede etkili bir baharattır. Karanfil, soğuk algınlığı ve gripten korunmada bağışıklık sistemini güçlendirici etkiler göstermektedir. Aynı zamanda karanfilin içerdiği eugenol maddesi, boğaz ağrısını yatıştırır ve öksürüğü azaltır. Araştırmalar, karanfilin iltihap giderici etkisi ile gripten korunmada faydalı olduğunu göstermektedir.
Bu besinler, gribin şiddetini hafifletmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için oldukça etkilidir. Soğuk algınlığı belirtileri başladığında bu doğal içerikleri beslenmenize dahil etmeniz hastalığın iyileşme sürecine yardımcı olacaktır. Ancak süregelen bir tedaviniz varsa onu ihmal etmemeniz ve hekimine de bilgi vermeniz önem taşır.
”
Alo Yeditepe