Lyme hastalığı, genellikle belirsiz, gizemli semptomlarla birlikte gelen ve doğru teşhis koymayı zorlaştıran Kene kaynaklı bir bakteriyel hastalık. Yüzlerce başka hastalığı taklit edebiliyor, başka hastalıklarla karıştırıldığı için teşhis edilmesi oldukça zor. Yıllarca sinsice devam edebiliyor ve maalesef bu hastalara yanlış tedavi uygulanabiliyor. Belirtileri çok sayıda hastalıkla karıştığı için Lyme hastalığı, ‘büyük taklitçi’ ya da 'sessiz katil' olarak anılıyor. Çünkü Lyme hastalığı, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, ALS, Alzheimer hastalığı, depresyon, uykusuzluk ve romatoid artrit ve multipl skleroz gibi otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çok çeşitli hastalıkları taklit eden belirtiler gösterebiliyor. İlk vaka 1977’de ABD'nin Connecticut eyaletindeki Lyme kasabasında görüldü. Bu nedenle hastalığa kasabanın ismi verildi.
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, Lyme hastalığı ile ilgili aklımıza takılan tüm soruların yanıtlarını verdi:
Lyme hastalığının baş ağrısı, döküntü, ateş, yüz felci gibi belirtilerine benzeyen ve Lyme hastalığı ile karışabilen çok sayıda hastalık vardır. Ancak bu belirtilerin Lyme hastalığı ile ilişkilendirilmesinin en önemli şartı kene temasıdır.
Lyme hastalığına benzeyen ve ayırıcı tanıda düşünülen hastalıkların başında kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, ALS, Alzheimer hastalığı, depresyon, Romatoid Artrit ve Multiple Skleroz gibi otoimmün hastalıklar gelir.
Lyme hastalığının etkeni spiroket cinsi bir bakteri olan Borrelia burgdorferi’dir. Asya ve Avrupa’da Borrelia afzelii ve Borrelia garinii türleri daha yaygındır. İnsana bulaşması sadece kene yapışması ve kan emmesi sırasında bakterinin keneden insan kanına geçmesi ile olur. Bakterinin bulaşması hastalığa neden olur. Ancak bazı hastalar kene temasını fark etmeyebilir. Türkiye’de hastalığın gerçek insidansı ve yaygınlığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak yapılmış bazı çalışmalarda kanda serolojik test taramalarında Türkiye'de Lyme seropozitifliği %2-44 arasında bulunmuştur. Ancak mevcut verilerle Lyme hastalığının Türkiye’de ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğu düşünülmemektedir.
Hastalığın insana bulaşması sadece etken olan borelya isimli bakterinin Ixodes cinsi kenelerin insanlara yapışması ile bulaşabilir. Başka bulaş yolu yaktır. Kene ısırması eğer kene larva veya nimf denilen erişkin keneden küçük olanlarıyla olursa fark etmek zordur. Eğer kene borelya taşıyorsa ve bulaştırdıysa 1-2 hafta sonra kenenin tutunduğu yerde 5 cm çağında ağrısız kırmızı bir lezyon çıkar, Eriteme Migrans denilen bu lezyon ortasında nokta olduğu için hedef tahtasına benzetilir. Bu tipik döküntü %70 hastada görülür. Bu leke dışında ateş, baş ağrısı, kas ağrıları ve gözlerde sulanma olabilir. Eğer bu dönemde fark edilip tedavi edilirse hastalık sona erer. Tedavi edilmeyen kişilerde bu döküntüler 2-3 hafta kalır ve kendiliğinden geçer ancak 3-12 hafta sonra ikinci döneme geçer. Bu dönemde halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, çarpıntı, göğüs ağrısı, zorlu solunum ve eklem ağrıları başlar, yaygın döküntüler olabilir. Bu belirtiler bir yıl sürebilir.
Bu dönemde de tanı konulmayıp tedavi verilmeyen hastalar üçüncü döneme geçer. Yıllar sonra nörolojik ve romatolojik belirtiler başlar.
Lyme hastalığı sadece kene tutunması ile bulaşır. Tanı konulmuş hastalar kene fark etmemiş olabilirler ancak bulaş için başka yol yoktur. Kene dışında başka kan emen sivrisinek gibi vektörlerden bulaş olmaz.
Ülkemizde her coğrafik bölgede farklı çok sayıda kene teması olmaktadır. Ancak Lyme hastalığı tanısı almış hasta sayısı azdır. Her kene teması hastalık bulaşı demek değildir. Hastalık belirtisi olmayan kişilere sadece kene teması var diye test yapılmaz.
Ülkemizde kene teması olan kişiler en fazla Kırım Kongo hastalığı korkusuyla başvurmaktadır. Ancak hastalık belirtisi ile başvuru azdır. Türkiye’de Lyme hastalığının gerçek insidansı ve yaygınlığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak yapılmış bazı çalışmalarda kanda serolojik test taramalarında Türkiye'de Lyme seropozitifliği %2-44 arasında bulunmuştur. Ancak mevcut verilerle Lyme hastalığının Türkiye’de ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğu düşünülmemektedir.
Kene temasından 1-2 hafta sonra kenenin tutunduğu yerde kırmızı leke ortaya çıkan ve ateş, halsizlik belirtileri ile başvuran hastaya tipik görünüm nedeniyle test yapılmasına gerek olmadan tanı konarak tedavi başlanabilir. Ancak yapılacak kan testleri tanıyı doğrular. Tedavi birinci dönemde 10 günlük doksisiklin isimli ilaçla tedavidir. 2 ve 3. Dönemde daha uzun süreli tedavi verilir. 8 yaşından küçük çocuklara doksisiklin değil amoksisilin veya Sefuroksim 14 gün süre ile verilir.
Bazı hastalarda tedavi sonrası Lyme sendromu denilen belirtiler ortaya çıkar ama bu belirtiler için antibiyotik verilmez. % 5 hastada halsizlik, kas ve eklem ağrıları devam eder.
Lyme öldürücü bir hastalık değildir. En ağır tablo kalp ve beyin tutulumudur. Tedaviye iyi cevap verir. Amerika Birleşik Devletlerinde çok yaygın bir hastalık olduğu için (her yıl 300.000 den fazla vaka bildirimi olur) 1998 de aşı piyasaya sunulmuş ama talep az olduğu ve kısa süreli koruma sağladığı için 2002 de aşı durdurulmuş.
Lyme hastalığı insandan insana bulaşamaz.
Lyme hastalığının etkeni spiroket cinsi bir bakteri olan Borrelia burgdorferi’dir. Asya ve Avrupa’da Borrelia afzelii ve Borrelia garinii türleri daha yaygındır. İnsana bulaşması sadece kene yapışması ve kan emmesi sırasında keneden insan kanına geçmesi ile olur.
Türkiye’de Lyme hastalığını bulaştırma potansiyeli olan Ixodes ricinus türü keneler görülmektedir. Yazkenesigiller (Ixodidae) familyasından olan I. ricinus (sakırga), Türkiye’de Karadeniz Bölgesi, Marmara Bölgesi’nin Karadeniz iklimine açık kesimleri ve özellikle sahil bölgeleri olmak üzere, nemli ve uygun taban örtüsünün bulunduğu alanlarda yılın her mevsiminde görülmektedir. Keneye özellikle nem oranının
yüksek olduğu, taban bitki örtüsünün sık ya da dökülmüş ve üst üste yığılmış yaprakların yoğun olarak görüldüğü, fare, sincap gibi küçük memelilerin sık olduğu doğal alanlarda rastlanmaktadır.
Belirtileri çok sayıda hastalıkla karıştığı için bu isim verilmiş. "Büyük taklitçi" olarak adlandırılan Lyme hastalığı, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, ALS, Alzheimer hastalığı, depresyon, uykusuzluk ve RA ve Multipl Skleroz gibi otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çok çeşitli hastalıkları taklit eden çeşitli belirtiler gösterebilir.
Evet bu şekilde vaka bildirimleri yapılmaktadır. Bu nedenle MS ve ALS tanısı alan her hastada tam tedavi seçeneği olduğu için Lyme testleri yapılarak ayırıcı tanıya gidilmektedir.
Lyme düşünülen hastada bakteriye karşı gelişen IgM ve IgG antikorlarını kanda ELISA yöntemi ile ölçen testlerle tarama yapılır. Bu testler reaktif çıkarsa western blot testi ile doğrulama yapılır.
Lyme tedavisi 1. Ve 2. Dönemde çok başarılıdır. Bu dönemde tedavisi yapılan hastalarda bakteri vücuttan kaybolur.
Lyme kalbi tutan kardit ve beyinde yerleşen menenjit formu dışında ölümcül değildir. Bu formlarda da tedavi başarısı yüksektir.
Evet kene teması ile tekrar hasta olmak mümkündür.
Lyme hastalığının ilk temastan 1-2 hafta sonra kenenin tutunduğu yerde ortaya çıkan eritema migrans denilen lezyonu tanı koymak için çok tipiktir. Ama bu tanı akla gelmezse ve sonraki dönemlerde başka hastalıklarla karışabilir. En önemli ayırt edici özellik kene tutunduğunun fark edilmesidir.
Lyme düşünülen hastada bakteriye karşı gelişen IgM ve IgG antikorlarını kanda ELISA yöntemi ile ölçen testlerle tarama yapılır. Bu testler reaktif çıkarsa western blot testi ile doğrulama yapılır.
Lyme hastalığı kuzey yarımküredeki ülkelerde yaygın görülür. En çok vaka bildirimi yapılan ülke ABD sonra Avrupa ülkeleridir. Türkiye’de de vaka bildirimleri giderek artmaktadır. En çok Karadeniz ve Marmara Bölgesinde ve Trakya’da görülmektedir.
Hastalıktan korunmada en etkili yöntem kene temasından kaçınmaktır. Kol ve bacakların örtülmesi önemlidir, örtülmeyen yerlerde kene kovucu sprey kullanılması gereklidir. Açık alanlarda toprak ve çim üstünde yüründüğünde veya piknik alanlarında bulunulduğunda çorap ve uzun kollu gömlek giyinilmesi ve akşam kene aranması, kene bulunduğunda mekanik olarak parçalamadan kısa sürede çıkarılması çok önemlidir. Lyme bildirimi yapılan bir bölgede kene tutunması olduğunda üç günlük koruyucu antibiyotik almak çok etkilidir.
Basın Yansımaları: cnnturk | hurriyet
”
Alo Yeditepe