Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanımız, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 28 Temmuz olarak belirlenen ‘Dünya Hepatit Günü’ dolayısıyla hepatit hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı, karaciğer naklinin yüzde 60 ila 70’inin hepatit B ve C virüs kaynaklı olduğunu söyledi. Her yıl tüm dünyada 2.5 milyona yakın kişiye yeni tanı konulduğunu belirten uzmanımız, “Evde bir bireyde enfeksiyon söz konusuysa aynı ortamda yaşayan diğer kişilerin de test yaptırıp gerekliyse hepatit B’ye karşı aşıyla korunmalı” uyarısında bulundu
Hepatitin A, B, C, D ve E virüslerinden oluştuğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanımız, kronikleşmesi sebebiyle hepatit B ve C virüslerinin ön plana çıktığını söyledi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 28 Temmuz olarak belirlenen ‘Dünya Hepatit Günü’ dolayısıyla hepatit hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Hepatit B ve C virüsleri’nin dünyada yaklaşık 325 milyona yakın insanda görüldüğünü belirten uzmanımız, “Bunun 250 milyonunu hepatit B, 75 milyonunu ise hepatit C virüsü oluşturuyor. Türkiye’de ise hepatit B virüsü ile enfekte kişi sayısı 3.5 milyon. Hepatit C ise yaklaşık 750 bin kişide görülüyor. Dünya genelindeki rakamlara baktığımızda sayıların her yıl arttığını söyleyebiliriz. Rakamsal veriler bize her yıl 2.5 milyona yakın kişide hepatit B ve C virüsü ile yeni enfeksiyonun ortaya çıktığını gösteriyor. Her yıl bu enfeksiyonlardan yaklaşık 1.4 milyon kişi ise hayatını kaybediyor. Enfeksiyon hastalıklarından ölümlere baktığımızda hepatit B ve C virüslerinin neden olduğu hastalıklar nedeniyle ölümün tüberkülozdan sonra ikinci sırada geldiğini görüyoruz” diye konuştu.
Hepatit B ve C virüslerinin çok çeşitli yollarla bulaştığına, her ikisi için de ortak bulaşma yolunun enfekte kan ve kan içeren ürünler olduğuna dikkat çeken hekim, “Aralarında bazı bulaşma yolu farklılıkları var. Örneğin; Hepatit B virüsü, enfekte vücut sıvılarıyla da bulaşabiliyor, cinsel yoldan da bulaş önemli bir neden. Hepatit B virüsünde anneden bebeğe de bulaşma olabiliyor. Yine hemodiyaliz hastalarında da hepatit B ve C virüsleri ile bulaş açısından risk altında. Enfekte kan bulaşmış kesici ve delici aletler de hepatit B ve C’nin bulaşmasına neden oluyor. Eğer enfekte ise özellikle manikür ve pedikürde kullanılan araç ve gereçler ile de bulaşma olabiliyor. İdeali bireysel araç ve gereçlerin kullanılması. Mümkün değil ise söz konusu araç ve gereçler kullanıldıktan sonra sterilizasyon uygulanması gerekiyor. Yoksa bulaşma riski her zaman var.
Günümüzde hepatit B aşısı mevcut. Hasta bir kişi ile aynı evde yaşayan diğer kişilerin korunmaları mümkün. Hepatit C aşısı olmadığından bu virüse karşı ise genel geçer korunma önlemleri almak gerekir” uyarısında bulundu.
Hepatit A ve E virüslerinin vücuda alındıktan sonra kronikleşmediğini ve yüzde 90’dan fazla oranda tam iyileştiğini ifade eden uzmanımız, hepatit B ve C’nin ise kronikleştiğini söyledi. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanımız, hastalığın ilerleyen dönemde karaciğer sirozu ve primer karaciğer kanserine neden olduğuna dikkat çekerek alınması gereken önlemleri şu sözlerle sıraladı:
“Hepatit C, günümüzde tedavi ile çok büyük oranda tamamen vücuttan temizlenebiliyor. Özellikle 2016’dan bu yana Türkiye’de de SGK kapsamında olan hastalar ücretsiz olarak bu tür etkili ilaçlara ulaşabilip tamamen virüsten kurtulabiliyorlar. Dolayısıyla hepatit C’yi tamamen ortadan kaldırmak mümkün. Hepatit B’den ise mevcut aşısı sayesinde korunmak mümkün. Erişkin yaş grubunda olup hepatit B aşısı olmayan ya da hasta olduğunu bilmeyen kişiler var. Dolayısıyla hangi yaşta olursa olsun hastalığı geçirmemiş kişinin mutlaka hepatit B aşısı ile korunması gerekiyor. Çünkü bu virüsler kronikleştiğinde siroza ve karaciğer kanserine dönüşebiliyor. Siroz ve primer karaciğer kanserinde günümüzde son tedavi yöntemi ise karaciğer nakli. Karaciğer nakillerine baktığımızda yüzde 60 ila 70’i hepatit B ve C virüs kaynaklı. Dolayısıyla hepatit B’ye karşı aşıyla korunmak ve hastalığa yakalanan kişilerin ise etkin kontrollerle gerektiğinde hepatit B’ye yönelik antiviral ilaçları kullanmak gerekiyor. Bunlar vücuttan tamamen hepatit B virüsü yok etmese de hastalığın siroz ya da karaciğer kanserine dönüşümünü azaltıyor hatta engelliyor. Kronik hepatit B virüs enfeksiyonunda kullanılan İlaçları da SGK kapsamındaki hastalara ücretsiz şekilde sağlamak mümkün.”
”
Alo Yeditepe