Hipertansiyon, yani yüksek kan basıncı genelde genetik ve 40'lı yaşlardan sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Türkiye’de 40 yaşın üzerinde her iki kişiden birinde görülen bu hastalık, tedavi edilmez ise görme bozukluklarına, böbrek problemlerine ve kalp krizi riski gibi ciddi problemlere yol açıyor. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri İç Hastalıkları uzmanları, hipertansiyon hakkında önemli bilgiler verdi.
“40 yaş üstünde görülen hipertansiyon, 'esansiyel hipertansiyon' adını alır. Sebebi, damarlarda direnç artışı, kalbin artan damar direncine karşı yüksek basınçla verdiği yanıttır. Bir başka anlamda damar sertliği de denebilir. Bu hastalar ilaç tedavisi alırlar”
Erken yaşlarda da hipertansiyon ile karşı karşıya kalınabilineceğini belirten Uzmanlar, “Bu, önemsenmesi gereken bir durumdur. Mutlaka altında yatabilecek nedenler araştırılmalıdır. ‘Sekonder hipertansiyon’ da denen bu durum için en sık rastlanan nedenler, böbrek kökenli ve hormonsal nedenlerdir. Böbrek enfeksiyonları, taşlar, böbrek damar hastalıkları, böbrek üstü bezi hormonlarının anormal çalışması, tiroid bezi bozuklukları gibi pek çok sebep olabildiği gibi, çağımızın hastalığı olan metabolik sendrom sebepler arasındadır. Metabolik sendrom, şişmanlık, diyabet veya ona meyil yaratan sendromlar, ürik asit yüksekliği, trigliserid yüksekliği, HDL (iyi kolesterol) düşüklüğü, hipertansiyon gibi durumlardan en az 3'ünün bulunmasıdır. Gebelikte çıkan ve doğum sonrası süren hipertansiyonlar da kadınlarda görülmektedir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Sekonder hipertansiyonda sebebe yönelik tedavi yapılır. Eğer yeterli olmazsa ilaç tedavisine başlanır. İlaçlar genelde ömür boyu kullanılır. İlaçların düzensiz kullanımı, tansiyonun ani yükselmesi, hatta beyin kanamasına dahi yol açabilecek ciddi komplikasyonlara yol açar. Uzun vadede böbrek, göz gibi organların bozulması söz konusu olur. Kalp yetmezliği, ritim bozuklukları, kalp krizini kolaylaştırma gibi sonuçlar ortaya çıkar” diyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri İç Hastalıkları Uzmanları, sağlıklı beslenme ve egzersizin, sebep her ne olursa olsun tedavinin vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurguladı.
”
Alo Yeditepe